Eczacınız en yakın sağlık danışmanınızdır

İnsanların hayatına dokunmaktan ve şifaya aracılık etmekten keyif aldığını belirten Eczacı Nur Karapınar, “İyileştirirken iyileşmeye olan inancım, yaşama geliş amacımı gerçekleştiriyor olmanın yarattığı coşku ve neşe benim için bu mesleğin en vazgeçilmez tarafı” diyor…

Eczacılığı seçmenizin bir hikayesi var mı?

Çalışkan, öz disiplini olan bir öğrenciydim fakat meslek konusunda karar vermiş değildim. Sınav sonuçları açıklandığında ailemin tıp yazmam konusundaki ısrarlarına kararlı bir direnç gösterince annem, eczacı olmamı önerdi. Eczacılığa annemin yönlendirmesi ile başlamış olsam da bölümümü fakültede akademisyen olarak kalmayı isteyecek kadar çok sevdim.

Kariyerinizde en çok keyif aldığınız anılar nelerdir?

Uzun zamandır bütüncül ve fonksiyonel tıp alanı ile ilgileniyorum. Gelen her hastaya ya da danışana reçetesine ve ilaçlarına ek bir fayda sağlamak misyonunu benimsemek bana keyif veriyor. Hasta, hasta yakını ya da danışan için öncelikle onların varlığını onurlandırmak, kendilerini değerli hissettirerek fark yaratan bir biçimde hizmet vermek beni mutlu ediyor. Onların ilaçlarına, takviyelerine, cilt bakım ürünlerine ek olarak yaşam alışkanlıklarına dair beslenme ya da stres yönetimi ile ilgili bir katkı sağlamak ve onlarda “daha şimdiden iyileştim” hissi yaratmak bana işimin en çok keyif veren kısmı. Ekibime de aktardığım en temel prensip “insanların hayatına dokunmak” ve iz bırakan bir duygu ile hastayı uğurlarken şifaya aracılık etmiş olmak. İyileştirirken iyileşmeye olan inancım, yaşama geliş amacımı gerçekleştiriyor olmanın yarattığı coşku ve neşe benim için bu mesleğin en vazgeçilmez tarafı…

Eczacılık alanındaki yenilikler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bence eczacılık her yönüyle genişliyor ve gelişmeye gönüllü olan meslektaşlarımız için geniş fırsatlar sunuyor. Dermokozmetik, fonksiyonel tıp, aromaterapi, homeopati, bach çiçekleri gibi multidisipliner ekoller ile danışanlarımıza çok yönlü protokoller oluşturabiliyoruz. Eskiden eczacılık sadece bir hastalığın tedavisi için kullanılan ilaçlardan ibaretken şimdilerde daha çok koruyucu sağlık hizmetleri de sunan bir konumda. Koruyucu sağlık ile şimdilerde yüzde 10’ları bulan yaşlı nüfusun daha az kronik hastalığı olabilecekken insanlar artık biyolojik yaşlarını göstermeyen cilt yaşlarında olabilecek. Ve bu alanda yetkinliği olan bir eczacı, danışanını sağlıklı yaş alma açısından çok iyi destekleyebilir. Her zaman söylediğimiz en yaygın cümle; Eczacınız en yakın sağlık danışmanınızdır.

Eczacı olarak en sık karşılaştığınız cilt bakım sorunları ve marka tercihleriniz nelerdir?

En fazla karşılaşılan sorunlardan ilki leke… Yaşadığımız şehrin iklimi itibariyle de başvuruların çoğu lekeli cilt tedavisi için oluyor. Bu soruna yönelik çok iyi içerikli protokoller oluşturulabilir ve özellikle kış aylarında lekenin agresif tedavisine yönelik ürünler kullanılabilir. İkinci en yoğun başvuru gerek gençlerde gerek hormonal değişiklikler nedeniyle yetişkin kadınlarda sık karşılaşılan sorunlardan olan akne ve sivilce. Üçüncüsü ise cilt hassasiyeti, hassas ciltler özel temizleme ve onarıcılar ile yatıştırılabilir. Danışana uygulanacak protokoller onun yaşam alışkanlıkları ile uyumlu olmalıdır. Eczanemde yaklaşık 13 bayiliğim var. Hastanın ihtiyacına, alışkanlıklarına göre, kişiye özel protokollerle, cilt sorunlarında büyük gelişmeler olduğunu yaptığımız takiplerde görüyoruz. Malum kozmetik ürünlerin satışı çok yaygın fakat benim hep söylediğim gibi, ‘cildinizi satış danışmanına değil sağlık danışmanınıza emanet edin’. Çünkü cilt, vücudun en büyük organı olarak anılan bir yapı… Bedenimizin bu kadar önemli bir organı için kullanılacak ürünleri sağlık bilgisi olmayan birinden almamanızı önerebilirim. Ben eczanemdeki markaları içeriklerine özen göstererek seçiyorum. Farklı bütçelere hitap edebilen, içinde sağlığa zararlı kimyasallar içermeyen, birden fazla faydayı aynı anda sunan çok çeşitli referansları olan birçok marka ile çalışıyoruz.

Peki, marka seçimlerinde nelere dikkat ediyorsunuz?

Marka seçimleri gerçekten çok zor ve hassas, içerikleri önceliğim! Marka seçimlerimde doğal, saf ve temiz içerikli ürünlerle, cilde doğru teşhisi koyarak sonuç almayı hedefliyorum. Bu yüzden cildi yoğun kimyasallarla yoran değil, hafif, sonuç odaklı ve etkili markalarla ilerliyorum.

Günlük güzellik rutininizi sizden dinleyebilir miyiz?

Hemen hemen eczanemde önerdiğim tüm markaları  deniyorum. Ama benim favorim homoepati ve aromaterapinin eşsiz birleşimi olan The Organic Pharmacy ürünleri. Yağlanmaya uygun cildimi, The Organic Pharmacy'e ait peppermint yıkama jeli arındırırken, sarı kantaron ve aloe vera mucizesi içeren herbal tonikle cilt bakıma hazırlıyorum. Özellikle yaz aylarında C vitamini serumu gündüzleri yanımdan tıpkı güneş koruyucu gibi ayırmıyorum. Gece ise daha soft ve konforlu kullanımı ile The Organic Pharmacy Jasmin Mist gece ürünüyle cildimi taçlandırıyorum.

Nedir bu markanın özellikleri ve farklılıkları?

The Organic Pharmacy’de beni etkileyen en büyük etken benim gibi bir eczacı tarafından formüle edilmesi. Ürünlerin el işçiliği ile üretilip, içeriklerinde ilk sıkım öz star içerikler kullanması. Birçok ödül ve sertifikası olması ise içimi rahatlattı ve markaya olan inancımı arttırdı.

Markanın cilt bakımında nasıl bir yaklaşımı var?

Yenilikçi, dinamik ve sonuç odaklı. Danışanlarımın cildini yormadan ve cilt yüzeyine zarar vermeden dermis ve epidermiste çalışması... Kötü bakteriyi yok edip iyi bakteriyi koruyarak ciltteki bakteri endikasyonlarına hızlı çözüm sunuyor.

Sizin favori ürünleriniz hangisi?

Bir adaya düşseydim ve tek bir ürün almak zorunda kalsaydım bu kesinlikle The Organic Pharmacy Carrot Butter olurdu. Aynı anda cildi temizleyen, ciltteki tüm endikasyonlara çözüm sunan ve nemlendirici etkili bir temizleyici duydunuz mu? Birçok ürün favorim fakat özellikle kış aylarında favorim Retinol Serum. 2.5 gibi yüksek oranda encapsul teknolojisi ile üretilen ve cilde etki eden küçük mucize de yine favorilerimden.

Eczane kozmetiğinin yalnızca estetik avantajları mı var yoksa sağlık açısından da yararları bulunuyor mu?

Cilt yapısı itibariyle biliyoruz ki cildin dermis tabakasında bulunan kılcal damarlar aracılığı ile sistemik dolaşıma geçen etken maddeler var. Dolasıyla kullanılan ürünlerin içerdiği antioksidanlar, lenfatik sistem üzerinde çalışarak detoksifikasyonu destekliyor. Tabii estetik sorunların çözülmesinin getirdiği genel iyilik hali ise en büyük katkı.

Son olarak genç eczacılara marka seçimi ve mesleğinizle ilgili önerileriniz nelerdir?

Marka seçiminde temiz içerikli ürünler olması en belirgin koşul bence. Tıbbın, “önce zarar verme “prensibini önceliklendirmek biz eczacıların görevi. Üretim teknolojisi, hammadde kaynakları da ayrıca önemli diğer parametreler. Meslekteki yenilikleri takip etmelerini, bilgilerini sürekli güncellemelerini, güncel yurt dışı fuarlarını takip etmelerini, hasta ve danışanlardan geri bildirim alarak takip yapmalarını, danışanları ile bağ kurmalarını tavsiye edebilirim.