Yükleniyor...

Gaziantep'te afet göz göre göre gelmiş

30 Mart 2023

AFAD’ın Gaziantep’e yönelik 2021 yılında hazırladığı İl Afet Risk Azaltma Planı, depremin göz göre göre geldiğini bir kez daha gösterdi.

KAHRAMANMARAŞ, Pazarcık merkezli 7,5 büyüklüğündeki deprem öngörüsüyle hazırlanan rapor, kentte en büyük yıkıma uğrayan İslahiye ve Nurdağı’nda yaşananlar da raporda yer aldı. Raporda, “Kentsel dönüşüm alanları afet riski önceliğine göre belirlenmemiş” denildi. Nurdağı ve İslahiye, “Olası bir depremin en yıkıcı etkiye uğrayacak” ilçeler olarak tanımlandı. Kentin zemin özelliklerine yönelik ise raporda özetle, “İslahiye merkezi ile Nurdağı merkezindeki yapılaşma alüvyonların yumuşak, zeminin gevşek olduğu bölümde yoğunlaşmaktadır. Yeraltı suyu seviyesinin yüzeye yakınlığı, depremin şiddetini K GAZIANTEP’TE AFET GÖZ GÖRE GÖRE GELMIŞ HABER Mart 2023 21 artırabilmektedir” değerlendirmesinde bulunuldu. Gaziantep halkının deprem tehlikesinden habersiz olmasının tehlikenin boyutlarını daha da artırdığı vurgulandı. BAZI MAHALLELERE DİKKAT ÇEKİLDİ Gaziantep’te bazı mahallelerin dikkat çekilirken, ‘Gaziantep şehir merkezinin eski yerleşim yerleri, yani yükseltilerin ortasında kalmış olan düz kısımları Emek, Değirmiçem, İncilipınar, Çıksorut, Şehreküstü Mahalleleri ve buradan Perilikaya Mahallesine doğru olan kısımlar çoğunlukla alüvyonlar üzerine oturmaktadır. Şahinbey merkez ilçenin kırsal kesiminin bir kısmı, Oğuzeli ilçe merkezinin bir kısım yerleri, Oğuzeli ilçesi kırsal kesimdeki mahallelerinin büyük çoğunluğu, Barak Ovasındaki mahallelerin ve Karkamış ilçe merkezinin büyük çoğunluğu alüvyonlar üzerine oturmaktadır. Aynı zamanda Nizip İlçesi kırsal kesimindeki mahallelerin bir kısmı da alüvyonlar üzerine oturmaktadır. Tüm bu bölgelerde yer altı suyu yüzeye yakın değildir’ denildi.

Raporda dikkat çeken açıklamalar ise şu şekilde sıralandı: TEHDİTLER: 1. İl sınırları içinde büyük deprem üretebilecek aktif fayların bulunması (27-55 km mesafelerde). Bu fayların tekrarlanma periyotlarının aşılmış ya da yaklaşılmış olması. 2. İldeki yapı stokunun büyük bir kısmının ruhsatsız yapılardan oluşması. Yığma yapı şekilde gecekondu tarzı yapılan semt ve mahallelerin çokluğu. Plansız/çarpık kentleşmenin önlenememesi, uygulamalardaki denetim eksikliği. 3. Gaziantep’e içme suyu sağlayan tesislerin Doğu Anadolu Fay Hattına çok yakın olması. 4. İl nüfusu artmasına rağmen kurumlardaki teknik personel, uzman personel sayısının aynı oranda artmaması. 5. İlçe belediyelerinde yeterli sayıda İnşaat, Jeoloji, Harita vb. mühendislik dallarında teknik personelin bulunmaması. 6. Olası afetler sırasında kültür varlıklarının tahribatı, çalınması, kaçakçılığı gibi olumsuz faaliyetlere karşı, karşı koyma ve koruma önemlerinin önceden belirlenmemiş veya güvenli bölgelerin (il içi veya il dışı) belirlenmemiş olması. 7. Artan kira ve yaşam giderlerinden dolayı dar gelirli vatandaşlarımızın kaçak yapılaşmaya yönelmesi. 8. Zayıf zeminlerde önemli bir nüfus ve yapı stokunun bulunması. 9. Özellikle 2000 yılından önce inşa edilmiş yapıların çok önemli bir çoğunluğunun depreme karşı dayanıksız olması. 10. İmar barışı kapsamında kaçak yapılara yapı kullanma ruhsatı verilmesi. 11. Deprem yönetmeliğinde istenmeyen düzensizlikler olarak geçen, depremlerde yıkıcı etkileri bilinen zayıf kat, yumuşak kat oluşumuna (alttı dükkan üstü konut) imar uygulamalarında yaygın bir şekilde yer verilmesi. 12. Kat Mülkiyeti Kanunu sadece binada oluşan zararların giderilmesi için değil zarar oluşmadan önce risklerin belirlenmesi ve giderilmesi için revize edilmelidir. 13. Binalardaki yangın tahliye / merdivenlerine eşya konulması ve tahliye kapılarının kilitli olması, denetim ve cezaların yetersiz kalması.

  1. Halkın, birçok mühendis ve müteahhidin Gaziantep’in deprem tehlikesi konusunda bilgi sahibi olmaması. Gaziantep’in deprem potansiyelinin dikkate alınmaması.
  2. Gaziantep’teki üniversiteler.
  3. Kentsel dönüşümün yeteri kadar hızlı yapılamaması. Kentsel dönüşüm yapılacak alanların afet riski önceliğine göre belirlenmemesi.
  4. Yapı stokunun çıkarılmamış olması. Yapı stoku, zemin durumu, fay hattına uzaklık gibi kriterler göz önüne alınarak depremde öncelikli riskli bölgelerin tespit edilmemiş olması.
  5. Enerji yönünden; kurulu güç kapasitesi fazla olmasına rağmen şehir merkezinde herhangi bir trafo merkezi kesintiye uğradığında diğer trafo merkezleri üzerinden güç aktarım kapasitesinin sınırlı kalması. Zayıf şebeke alt yapısı, çarpık kentleşme.
  6. Haberleşme- iletişim altyapısı yönünden; Özellikle ilçelerimizde direkli havai güzergâhları olduğundan doğal afet sonucunda direklerin devrilmesi, havai kabloların kopması riski.
  7. Şehrin gelişiminin Doğu Anadolu Fay hattına doğru (batıya ve kuzeye) ilerlemesi, bu bölgelerde yüksek yoğunluklu imar uygulamalarına gidilmesi.
  8. Yapıların inşaat aşamasında yeterince kontrol edilmemesi. Yeni inşaatlarda dahi, etriyelerin kanca yapılması gibi temel inşaat prensiplerinin göz ardı edilmesi ya da bilinmemesi.
  9.  Konuya yalnızca tek disiplin ya da yalnızca mevcut kurumların gözüyle bakılması ve önümüzde duran sorunların bugüne kadar bildik yöntem ve araçlarla üstesinden gelinebileceğinin varsayılması.
  10. İç mekânlarda kullanılan eşya, araç ve gereçleri depreme dayanıklı şekilde sabitleme işlemi yapmaması. Belediyelerde Jeoloji Mühendisliği, Jeofizik Mühendisliği gibi yer bilimleri ile ilgili bölümlerin bulunmaması.
Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT