Yükleniyor...

Her tiroit hastası, kendine özgü özelliklere sahiptir

18 Temmuz 2025

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı’nda görev yapan Doç. Dr. Zeynel Abidin Sayiner, “Tiroit bezimiz, aslında hayat enerjimizi belirleyen kıymetli şefimizdir” dedi.

Tiroit hastalıklarının dünyada görülme sıklığının giderek arttığını belirten Doç. Dr. Zeynel Abidin Sayiner, bunda, hastalıklara tanı koymak için artık daha fazla imkân bulunmasının etkisinin olabileceğini söyledi.

 

Doç. Dr. Zeynel Abidin Sayiner, şunları kaydetti:

 

“Tiroit hastalıkları denilince toplumda genellikle akla ilk gelenler guatr, Haşimato hastalığı, tiroit nodülleri/kanserleri, çok çalışan tiroit bezi (Hipertiroidizm), az çalışan tiroit bezi (Hipotiroidizm) olmaktadır. Bu tanımlamalar birbiri yerine yanlışlıkla kullanılabilmektedir. Bahsettiğimiz durumların her birinin kendine özgü tedavileri ve şikâyetleri vardır.

 

Maalesef, ‘Tiroit hastasıyım’ denildiğinde, çoğu zaman bu tanımlamalar hastaya tam anlatılamadığı için kişide ciddi kafa karışıklıkları oluşabilmektedir. Bu nedenle, tiroit ile uğraşan bir hekimin ilk dikkat etmesi gereken, kişiye tiroit hastalığının ne olduğunu ve onu ne gibi risklerin beklediğini hastanın anlayacağı şekilde anlatmak olmalıdır.

 

Aksi hâlde, tiroit hastalığı başlığı altında bilgi kirliliği içinde hastalar oradan oraya savrulmaktadır. Örneğin, ‘Tiroit hastasıyım, karnabahar yememeliyim’ ya da ‘Tiroit hastasıyım, mutlaka iyot kullanmalıyım’ gibi dogmatik bilgiler hastaya faydadan çok zarar verebilmektedir. Evet, bazı durumlarda iyot kullanılabilir; evet, bazı durumlarda karnabahar ve brokoli azaltılmalıdır ancak bu, belirli özel durumlarda geçerlidir.”

 

HER HASTA KENDİNE ÖZGÜ ÖZELLİKLERE SAHİPTİR

 

Her tiroit hastasının kendine özgü özelliklere sahip olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Sayiner,  “Hekiminiz sizin hikâyenizi, ailenizdeki hastalıkların öyküsünü, şikâyetlerinizi, ek hastalıklarınızı, kullandığınız ilaç ve takviyeleri dinler; kendi yaptığı tiroit ultrasonu ile tiroit bezinizi yapısal olarak değerlendirir; fizik muayenenizde ipuçları arar ve en sonunda hastalığınız ile ilgili yorum yapar.

 

İşte bu kadar fazla değişkenin değerlendirilmesi sonucunda bir karar verilmesi gerekirken dogmatik, genel geçer, ezber, kişiye özel olmayan bilgilerin ne kadar yanıltıcı ve zarar verici olabileceğini düşünmenizi isterim. Örnek vermek gerekirse, guatr sadece tiroit bezimizin boyut olarak büyük olması demektir. Guatr, tiroit bezinizin çalışmasıyla ilgili bir tanımlama değildir. Haşimato hastalığı olan bir hasta, ne tür bir tiroit hastalığı olduğunu bilmeden ve sadece genel bir terim olarak, ‘Guatrım var’ diye kendini tanımladığında; sosyal medyada dolaşan kirli bilgileri kendisine uyguladığında, ne yazık ki zarar görebilir” diye konuştu.

 

TIBBİ TEKNOLOJİNİN KATKISI

 

Ultrason cihazlarının yaygın kullanımının artması ve COVID döneminde sıkça başvurulmak zorunda kalınan akciğer bilgisayarlı tomografileri çekimleri sırasında rastlantısal olarak insanlarda tiroit nodülleri saptanma oranının arttığına vurgu yapan Doç. Dr. Sayiner, şunları söyledi:

 

“Görüntüleme teknikleri kullanılarak toplumda tarama yapılsa iki kişiden birinde tiroit nodülü saptanabilir. Önemli olan tiroit nodülünün karakteridir. Her tiroit nodülüne tedavi gerekmez. Tiroit nodüllerinin büyük bir kısmı sadece takip edilir. Kısacası toplumda aslında tiroit nodül sıklığı belirgin olarak bir artış göstermemektedir ancak bizim tiroit nodüllerini saptama oranımız artmıştır.

 

Tiroit nodülünüz var ise lütfen şunu unutmayın her nodülün kendine özgü özellikleri vardır. Hekiminiz klinik durumunuzu, ek hastalıklarınızı, aile öykünüzü, tiroit bezinizin fonksiyonel durumunu, nodül veya nodüllerinizin ultrason görüntülerini değerlendirerek bir risk belirleyecek ve bilimin ışığında hurafeden uzak bir yol çizecektir.

 

Durumu riskli görürse ince iğne ile biyopsi yapmak isteyebilir. Nodülden biyopsi almak, istenmeyen hücreleri yaymaz ya da iyi olan bir nodülü kötüye çevirmez. Bu durum dünyanın yuvarlak olması kadar gerçektir, tartışmaya kapalıdır.”

 

SOSYAL MEDYAYA DİKKAT

 

Sosyal medyanın gücünün, günümüzde kesinlikle göz ardı edilemeyeceğini bildiren Doç. Dr. Sayiner, sözlerini şöyle tamamladı:

 

“Ancak kabul etmemiz gerekir ki sosyal medyada çok ciddi bilgi kirliliği bulunmaktadır. Şunu da unutmamak gerekir ki, dünyadaki hiçbir teknolojik yenilik, uygulama ya da yapay zekâ hekim ile hastanın yüz yüze, fiziksel görüşmesinin yerini alamayacaktır. Sağlıkla ve doğru bilgiler ile kalmanız dileğiyle.”

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT
Ekli Görseller