- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
Keşif Psikoterapi ve Sağlıklı Yaşam Merkezi kurucularından Klinik Psikolog Didem Cengiz Doğru, 14 Şubat Sevgililer Gününün çiftler arasındaki duygusal bağları pekiştirmek için bir fırsat sunduğunu söyledi.
14 Şubat Sevgililer Günü gibi özel günlerin, ilişkilerde, çiftler arasındaki bağlılığı arttırmak için önemli anlar olduğunu ifade eden Klinik Psikolog Didem Cengiz Doğru, şu hikayeyi paylaştı: “Hikâyeye göre, eskiden çok eskiden insanlar dört kollu dört bacaklı iki başlı varlıklardı. Dünya üzerinde mutlu mesut yaşarlardı. Tarlalar bereketli, hayat mutlulukla doluydu. Bu insan canlısı büyük bir enerji üretirdi. Bir gün aklına “gökyüzüne tırmanıp tanrı kadar güçlü olma’ fikri geldi. Tanrı buna sinirlendi ve bu insan canlısını gözleri kör eden, ışıklı keskin kılıcıyla ikiye böldü. Kadın, kadın formuna; erkek, erkek formuna dönüştü. Korkunç bir ızdırap başladı. Buna ‘ayrışma’ dendi. Madem insan tanrılara özendi! Cezasını diğer yarısından ayrılarak ödemeliydi. Tanrılar kadını dünyanın bir ucuna, erkeği diğer ucuna sürgüne gönderdiler ve arayış başladı. Böylece diğer yarını aramak, kaybettiğin parçanı özlemek ve arzulamak, var oldu. Aylar yıllar geçti, insan kibrinden pişman oldu, tanrılar insan canlısını affetti, kadın ve erkek kavuştu. Diğer yarısını bulunca insan zannetti ki eskiden, birleşikken hissettiği mutluluğu hissedecekti. Olmadı. Ne yapsa o eski enerjiyi bulamadı. Kadın dedi ki, “eskiden hep yakın dururduk”, erkek dedi ki, “sarılırsak belki enerjiyi yeniden hissedebiliriz”. Bu yeni formu tanımak için her şeyi denediler. En sonunda buldular. Tamamen yakın olmanın yolu, arada mesafe bırakmamaktı. Korkularını, kederlerini, acılarını, sevinçlerini gizlemeden birbirlerine sundular. O gün bugündür bir arada olmanın sevincini, buluşmanın hazzını, ayrılığın ızdırabını deneyimliyor ve diğer yarımızı arıyoruz. Adem ve Havva da yılana kanıp aralarına şüphe ve ayrılık sokmamışlar mıydı? Cennetten kovulup senelerce birbirlerini aramamışlar mıydı? Belki de çok eskilerden biliyoruz, kalbimizde yakınlık için yanıp tutuşan bir yer var. Yakınlık, iki sevgili için farklı bir forma geçmek gibidir. Diğerinin senin içine girmesine, seni senin gözünden görmesine izin vermektir. Yakınlık, sevgiliyi varlığının özüne davet etmektir. İki sevgili birbirine gerçekten açılırsa, birbirine korkmadan her şeyi söyleyebilir hale gelirse, birbirlerinden bir şey saklamazsa, bu gerçek yakınlıktır.”
“Şubat ayı bize kışın en soğuk günlerini yaşatırken, sevgililer günü ile tüm bu hikâyeleri bilinç dışımızda uyandırıyor ve içimizi ısıtıyor” diyen Klinik Psikolog Didem Cengiz Doğru, “14 Şubat Sevgililer Günü yakınlığı ve buluşmayı hatırlatıp, bizi sevgiyi onurlandırmaya davet ediyor. Sevgililer günü insanların romantik ilişkilerini kutladıkları özel bir gün olarak kabul edilir. Kökeni Roma İmparatorluğuna kadar dayanır. Efsaneye göre Aziz Valentine, imparatorun evlenmeyi yasakladığı askerlere gizlice evlilik merasimleri düzenler ve bu imparatorun kulağına gidince, 14 Şubat’ta idam edilir. Bu hikâye doğru mudur bilinmez ancak üzerinden yıllar geçse de, inansak da inanmasak da Şubat’ın 14’ü bir hareket yaratır hayatımızda. Psikolojik açıdan bakıldığında, sevgililer günü çiftler arasındaki duygusal bağları pekiştirmek için bir fırsat sunar. İlişkilerde, özel günler çiftler arasındaki bağlılığı arttırmak için önemli anlardır. Birbirini anlamanın, empati kurmanın ve birlikte keyifli vakit geçirmenin değerini vurgular. İlişkilerde, sevgi göstermek ve almak, bağlanmak ve sevilen biri ile zaman geçirmek genel psikolojik sağlık üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Sevgililer günü duygusunun, refahı ve mutluluğu arttırdığı bilinmektedir” dedi.
Sevgililer gününün tüm olumlu etkilerinin yanı sıra olumsuz etkileri olabileceğine de değinen Klinik Psikolog Didem Cengiz Doğru, şunları söyledi: “Tüm bu olumlu etkilerinin yanında, sevgililer günü; reklamların etkisi, kültürel beklentiler, cinsiyet rolleri ve toplumun algıları ile birlikte çiftleri olumsuz da etkileyebilir. Bugün, beklenen romantizm stresi arttırabilir. Partnerde baskı oluşturabilir, bekar veya ayrılmış insanlar için yalnızlık duygusunu tetikleyebilir. Son yıllarda 14 Şubat’ın tüketim çılgınlığı gibi yaşanması, neon ışıklı alışveriş davetleri, 14 Şubat’a yüklenen anlamlar size uymuyor olabilir. 14 Şubat yaklaştıkça ilişkinizin kötü giden tarafları yüzeye çıkıyor, partnerinizden beklentilerinizi hatırlatıp hayal kırıklığı yaratıyor olabilir. Sevgililer gününü, altı boşaltılmış pazarlama ve sosyal medya trendlerine kapılmadan, kalıplara girmeden, kendi ilişki dinamiğinizde kutlamak mümkün. Sevgiliniz olsun ya da olmasın bugün, birlikteliğin ve yakınlığın varlığını hissetmek için bir fırsat olsun. Sevmenin ve sevilmenin hazzını hatırlayın. Sevgi gününüz kutlu olsun…”