- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr

Psikiyatriste Başvurmaktan Çekinmeyin!
17 Ekim 2025Ruhsal sorunların, ‘sorunlu, kusurlu ya da eksik olmak’ gibi algılanmaması gerektiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Demet Helvacıkara, psikiyatriste başvurmanın normal karşılanması gerektiğini söyledi. Ruhsal sıkıntılarda da belirtilerin ilerlemesi, bedensel sıkıntıların oluşması ve işlevselliğin bozulması açısından erken teşhisin önemli olduğuna değinen Dr. Helvacıkara, başvurulacak terapistin nereden mezun olduğunun ve hangi eğitimleri aldığının sorgulanması gerektiğini vurguladı.
18 yaş üstü her türlü psikiyatrik bozuklukla ilgilendiğini ifade eden erişkin psikiyatri uzmanı olan Dr. Demet Helvacıkara, uzmanlık alanlarından, uyguladığı tedavi ve terapilerden ve merak edilen pek çok konudan bahsetti.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Erişkin psikiyatri uzmanıyım. Tıp Fakültesini Gaziantep Üniversitesi’nde 2001-2008 yılları arasında okudum. Yine Gaziantep Üniversitesi’nde 2009-2014 arasında psikiyatri alanında uzmanlığımı yaptım. Arkasından 5 yıl Gaziantep Dr. Ersin Arslan Eğitim Araştırma Hastanesi’nde görev yaptıktan sonra istifa ederek kendi muayenehanemi açtım ve 6 yıldır da muayenehanemde çalışıyorum. Şema Terapi ile Kabul ve Kararlılık Terapisi çalışıyorum.
Uzmanlık alanınızdan bahseder misiniz?
Kimler size hangi şikayetleri/tedaviler için gelebilir?
Psikiyatri hekimi olarak 18 yaş üstü her türlü psikiyatrik bozuklukla ilgileniyorum. En sık kaygı, moral bozukluğu, keyifsizlik, hayattan zevk alamama, ağrılar, uyku ile ilgili şikayetler, ilişkilerle ilgili problemler, tahammülsüzlük, dikkat dağınıklığı gibi şikayetlerle başvurular oluyor.
Tanı olarak çok etiketlemek istemiyoruz ama yaşadığımız koşullarda en sık karşılaştığımız durumlar aslında anksiyete bozuklukları. Ancak çok yaygın olarak depresyon, kişilik bozuklukları, panik bozukluk, obsesif-kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları, uyku bozuklukları, bipolar bozukluk, şizofreni gibi hastalıkları tedavi ediyoruz.
Tabii psikiyatrik açıdan herhangi bir sendromik düzeyde hastalık ya da bozukluk olmadan da kişi kendini bulma yolculuğunda bir terapiste başvurulabilir. Yani başvuran kişiler mutlaka hasta olmak zorunda değil. O yüzden artık yaygın olarak ‘Danışan’ kelimesi kullanıyoruz zaten.
Üzerinde yoğunlaştığınız alanlar var mı?
Aldığım eğitimlerle birlikte daha çok psikoterapiye yöneldiğim için anksiyete bozuklukları (Yaygın anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluklar, panik bozukluk, konversiyon bozukluğu, disosiyatif bozukluklar gibi), depresif bozukluklar ve kişilik bozuklukları alanında daha çok çalışıyorum. Az sayıda takip ettiğim şizofreni, bipolar bozukluk hastalarım da var. Bazen çok da özlüyorum eski şizofreni hastalarımı:).
Mesleğinizin sizi en çok tatmin eden ya da zorlayan yönleri nelerdir?
En çok zorlayan yönü tabii ki etiketlenmeler. Hala bizim bölgemizde psikiyatriye başvurmak normal karşılanmıyor. Bize ‘Deli doktoru’ ya da danışanlarımıza ya da hastalarımıza ‘deli’ denmesi çok rahatsız edici. Hâlbuki bizim açımızdan hipertansiyon ya da diyabet ile anksiyete bozukluğu arasında hiçbir fark yok. Hatta çoğu hastalığın sebebi olmasa bile gidişatında psikiyatrik problemler çok etkili. O yüzden tatmin eden taraflarından biri de birçok branş ile görüştükten sonra biz psikiyatristlerin müdahalesiyle bazı durumlarda çok iyi sonuçlar alıyor olmamız. Açıkçası devlet hastanesi şartlarında psikiyatri doktoru olarak tatmin olmak çok zor. Ama muayenehane şartlarında kişiye ihtiyacı olan süreyi ayırabildiğim için tatmin oluyorum.
Toplumda en sık karşılaşılan ruhsal sorunlar nelerdir?
Anksiyete bozuklukları ve anksiyete bozukluğu başlığı altında yer alan bozukluklar çok sık görülüyor. Kaygısı olmayan kimse var mı etrafınızda? :). Önemli olan o kaygıyla ne yaptığımız. Bizim amacımız duyguları yok etmek değil bütün duyguları kabul ederek ve hissederek o duyguyla birlikte değerlerimiz doğrultusunda hareket edebilmek.
Ruhsal bir sorun yaşadığımızı nasıl anlarız? Kişi hangi durumlarda geç kalmadan bir psikiyatra başvurmalı?
Yani aslında psikiyatriste başvurmak için illa işlevselliğimizin bozulması gerekmiyor. Bazı düşünceler ve duygularla baş edemediğimiz zaman da başvurabiliriz. Aslında amaç sağlıklı yetişkin modu ile dışarıdan birinin size objektif olarak bakması. Yanlış anlaşılan durumlardan bir tanesi de psikiyatristler aslında tavsiye vermez. Buna hakkımız da yok zaten. Çünkü herkesin doğrusu ve yanlışı farklı. Amacımız perspektif alarak kişinin dışarıdan kendisine bakmasını sağlamak. Ama duygularımız ve düşüncelerimiz nedeniyle bedensel belirtiler varsa ya da işlevselliğimiz etkileniyorsa geç kalmadan psikiyatriste başvurmak gerekiyor.
Ruh sağlığını korumanın belirli bir yolu var mı?
Bunun için belirli bir yol yok aslında. Ama sağlıklı ilişkiler kurabilmek, sosyal bağlarımızın kuvvetli olması çok önemli. Freud’a göre de ‘Çalışmak ve sevmek’. Ama bu çok uzun bir konu:). Tabii burada tek faktör kendi ruh sağlığımız olmadığı için tamamen bizim elimizde olan bir şey değil. Ayrıca çok klişe olacak ama anda kalma becerilerini artırmak (nefes terapisi, yoga vs.) ruh sağlığını korumakta işe yarıyor. Bu korumak için tabii ki. Ama artık duygularımız anda kalmamızı engelliyorsa bunun için önce tedavi olmak gerekiyor. Yani nefes terapisi gibi teknikler araçtır sadece direkt tedavi yöntemi değil. Tedavide ise kanıtlanmış ilaç tedavileri ve kanıta dayalı terapi yöntemleri kullanılmalı.
İnsanlar ruhsal sorunlarını genellikle görmezden geliyor? Ruhsal sorunlarda da fiziksel hastalıklar gibi erken tanı ve teşhis ne derece önemli?
Maalesef... Sanki ruhsal sorunlar, ‘sorunlu olmak’, ‘kusurlu olmak’ ‘eksik olmak’ gibi algılanıyor. Aslında ruhsal sorunlarda birçok faktör etkili. Tabii ki çevresel faktörler, aile yaşantıları, sosyoekonomik faktörler gibi bir sürü etken varken mizaç ve genetik faktörler de çok önemli. Nasıl diğer fiziksel hastalıklarda genetik faktörler etkiliyse değişik oranlarda psikiyatrik bozukluklarda da etkili. Ve erken teşhis de belirtilerin ilerlemesi, bedensel sıkıntıların oluşması ve işlevselliğin bozulması açısından çok çok önemli. O yüzden ikinci plana atmamamız gereken bir durum.
Psikiyatra gitmek hala bir tabu olarak görülüyor mu?
Tabii. Az önce de konuştuğumuz gibi. Özellikle bizim bölgemizde hala tabu. Batıya doğru gidildikçe herhangi bir dahiliye uzmanı, genel cerrahi uzmanına gitmiş gibi insanlar açıkça söylüyorlar. Hatta son zamanlarda ünlüler arasında da yaygınlaştı. Psikiyatrik konulu bazı dizilerin (ne kadar etik olduğu tartışılır ama) psikiyatri camiasında hoş karşılanmasa da bir miktar normalleşmeye katkısı oldu. Tabii insanın psikoterapi alması anestezisiz ameliyat olmak kadar zor diye tariflenir. Ama bence imkanı olan herkesin terapisti olmalı. Bizim de zaten bazı terapi ekollerinde terapist olabilmemiz için kendi terapimizden geçmemiz gerekiyor. Yani benim de kendi terapistim var:).
Alanınızdaki güncel gelişmelerin neresindesiniz
Açıkçası ilaç alanında biraz daha geri kaldığımı düşünüyorum. Zaten ihtiyaç halinde bizim güncellenen kılavuzlara kolaylıkla ulaşabiliyoruz. Ama tabii ki kendi takip ettiğim terapi ekollerinde sürekli okumaya, eğitimlere ve süpervizyonlara devam ediyorum. Bu bitmeyen ve bitmemesi gereken bir süreç…
Kendinizi mutlaka işin ehline teslim edin
Sorularınız için ve bu sayıda bana yer verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Bu arada benim eklemek istediğim bir şey var. Sadece her terapist olduğunu iddia eden kişilere güvenilmemesi gerektiğini söylemek istiyorum. Her psikoloji mezunu terapist değildir. Terapist olmak için yıllar süren eğitimler alıyoruz. Hatta alanda terapist adı altında psikolog bile olmayan kişiler var. Mühendis olduğu halde kitap yazan kişiler ve popüler olduğu için o kişilerin peşinden giden birçok insan var. O yüzden bir terapiste başvurmadan önce mutlaka nereden mezun olduğuna bakılmalı ve hangi eğitimleri aldığı sorgulanmalı.