- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
Bu ay kapak konuğumuz Gülsan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Burcu Topçuoğlu... Cemiyet ekibini Gülsan’daki çalışma ofisinde ve evinde ağırlayan Burcu Hanım ile iş hayatını, ilgi alanlarını, STK’lar ile sosyal sorumluluk projelerine bakış açısını ve pek çok konuyu konuştuk. İş ve cemiyet hayatının sevilen ve takdir edilen ismi Burcu Hanıma samimi sohbeti ve yakın ilgisi için Cemiyet ekibi olarak teşekkür ediyoruz…
Henüz küçük yaşlardayken babası ile birlikte işe gittiğini, kendisini bildiği andan itibaren iş hayatının içinde olduğunu ifade eden Burcu Topçuoğlu, “Zamanımı dolu dolu, verimli ve etkin kullanmayı seven bir kişiliğim var. Çalışkan, üretken ve aktif olmak, insanlara faydamın dokunması beni besleyen ve motive eden şeylerdir” diyor.
Aynı zamanda TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevi bulunan, GAGİAD ve TİKAD üyesi olan, halen üyesi olduğu TÜKD Gaziantep Şubesi’nin geçmiş dönem başkanlığını yapan Burcu Topçuoğlu, sivil toplum kuruluşlarını kendisi ve toplum adına çok önemsediğini belirtiyor.
Kız çocukları ve kadınların faydasına olacak sosyal sorumluluk projeleri konusunda hassas olduğunu dile getiren Burcu Topçuoğlu, ”Topluma ve insanlığa faydalı olmak benim felsefem ve mutluluk kaynağım, hayat motivasyonum diyebilirim” ifadelerini kullanıyor.
Eğitiminiz, kariyeriniz ve ailenizden yani kısacası kendinizden bahsederek başlayabilir miyiz?
Gaziantep doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Özel Güney Fırat Lisesi’nde aldım. Okul birinciliği ile bitirdiğim lisenin ardından Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nde okudum. Çok iyi derecede İngilizce ve orta derecede Almanca biliyorum. Üniversite hayatı biter bitmez Gaziantep’e ve aile işimize döndüm. O gün bugündür de çalışıyorum. İş hayatında yıllar içinde farklı bölümlerde çalışarak rotasyonumu tamamladıktan sonra şirketimizde yönetim kurulu üyeliği görevini üstlenmekteyim. İki çocuğum var, Naz ve Vedathan. Dört kız kardeşiz, en büyükleri benim, geniş bir aileyiz:).
Aile şirketinizde aktif olarak rol aldığınızı biliyoruz. Çalışma hayatınızdan bahseder misiniz?
Kendimi bildim bileli işin içinde olan bir insanım. Babam bizi küçüklüğümüzden bu yana iş yerine getirir ve çalışmamızı desteklerdi. İş yerimiz olan Gülsan’da çocukluk anılarım çoktur, burayı bir aile olarak görürüm ve görürüz. Üniversiteyi bitirir bitirmez, çalışma hayatına atıldım. İlk yıllar babamın yanında birebir çalıştım. Onu izlemek, dinlemek benim için en önemli tecrübelerden biriydi. Ardından bir süre halı ihracat departmanında fabrikada çalıştım. Daha sonra ise hammadde satın alma bölümümüzde uzun yıllar çalıştım. Akabinde ise yönetim kurulu üyeliği geldi.
Çalışma temponuz çok yoğun; iş hayatında motivasyonunuzu nasıl koruyorsunuz?
Ailem sanırım. Çocukluktan itibaren bizlere çalışkan ve üretken olmayı, elinden gelenin en iyisini yapmaya gayret etmeyi öğretti. O nedenle boşa vakit harcamayı sevmem, aksine zamanımı dolu dolu, verimli ve etkin kullanmayı seven bir kişiliğim var. Çalışkan, üretken ve aktif olmak, insanlara faydamın dokunması beni besleyen ve motive eden şeylerdir. Sabah bir amaç için uyanmak, amaçlar ve hedefler doğrultusunda tabiri caizse hayatı yol haritanla yaşamanın doyurucu olduğunu düşünüyorum. Önemli olan herkesin kendini bulması, keşfetmesi ve bu doğrultuda yaşamına yön verip yaşaması diye düşünüyorum.
Sivil toplum kuruluşlarında aktif bir isimsiniz. Hangi STK’larda görev aldınız, neler yapıyorsunuz, anlatır mısınız?
İlk STK deneyimim, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) Gaziantep Şubesi’ne üye olmakla başladı. TÜKD olarak amacımız ihtiyaç sahibi kız çocuklarımıza üniversite bursu imkanı sağlamak. Oranın benim için ayrı bir yeri var. Çok değerli insanlarla tanışma, çalışma ve beraber iş yapma imkanı buldum. Bir dönem TÜKD Gaziantep Şube Başkanlığı’nı yürüttüm ve Türkiye’de en genç TÜKD Başkanı unvanına sahip oldum. Bu benim için büyük gurur, çünkü ulusal olan derneğimiz çok saygın kadınlarımızın bulunduğu bir topluluk. Şimdiki başkanımız Ece Fazlı Tepe ve ekibine de başarılar diliyorum.
Ayrıca Gaziantep Genç İş İnsanları Derneği (GAGİAD) ailesi üyesiyim. İş insanı olarak yer almaktan gurur duyduğum, çok başarılı ve güzel işlere imza atan, kendini kanıtlamış iş insanlarının olduğu bir toplulukta olmak ve yeni şeyler öğrenmek çok keyifli.
Aynı zamanda Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) üyesiyim. İstanbul merkezli ve amacı lider kadınlar yaratmak, iş dünyasında kadın varlığını güçlendirmek, iş kadınlarının kamuoyunda ve hükümetler üzerinde etkinliğini arttırmak olan bir derneğin üyesi olmaktan dolayı son derece mutluyum.
Geçtiğimiz yıldan beri ise TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini üstlenmekteyim. Başkanımız Sayın Ayşen Ahi ile çalışmak benim için bir ayrıcalık. Kendisi çok saygı ve sevgi duyduğum, kendisini sürekli geliştiren STK camiasının duayenlerindendir. Kendisiyle yollarımız kesiştiği ve çalışma imkanı bulduğum için çok şanslıyım.
TOBB KGK’nın amacı ise kadın girişimci potansiyelinin nicelik ve nitelik bakımından geliştirilmesi amacıyla politika belirlemek ve girişimcilik kültürünün kadınlar arasında gelişmesine öncülük etmenin yanı sıra; kadınlara kişisel gelişim yollarını öğreterek kariyer geliştirme fırsatları sunmak gibi görevleri var.
Aslına bakarsanız sivil toplum kuruluşlarını kendim ve toplum adına çok ama çok önemsiyorum. Bu alan, bir hayat üniversitesi ve insan tanıma sanatına nail olduğunuz bir mecra. Burcu olarak sosyal sorumluluk projelerinde ve sivil toplum kuruluşlarındaki hassas noktam ise kız çocukları ve kadınlar. İdealim, kızlarımızın ve kadınlarımızın fırsat eşitliğine ulaşmalarını sağlamak, ülkemize lider kadınlar yetiştirmek ve kazandırmak. Topluma ve insanlığa bu şekilde faydalı olmak benim felsefem ve mutluluk kaynağım, hayat motivasyonum diyebilirim.
Hepimizin dünyaya geliş amacı var, hepimizin Türkiyemize, toplumumuza borcumuz olduğunu düşünüyorum. O nedenle bu aracılıkla bir şeylere faydamın dokunması ve değer katmak benim olmazsa olmazımdır.
İşte, sosyal hayatta, toplumda olması gereken ‘güçlü kadın’ profili nedir size göre?
Her kadın güçlüdür ama gücünün farkında olmayabilir. Güçlü kadın, kendinin farkında olan, kendinden emin, sağlam, kararlı, mücadeleci, çalışan ve üretendir. Güçlü kadın, kendi tercihlerini yaşayabilen kadındır.
Hayat mottonuz nedir?
Farkında ol, harekete geç, çalışkan ol, faydalı ol, kendini geliştir. Değişmeyen tek şey değişimdir. Bizler, çocuklar, insanlar, işler, ülkeler, ekonomiler, dünya her şey ama her şey değişip dönüşmekte. O nedenle hayat mottomu oluşturan unsurlar yeniliklere açık olmak, kendini sürekli geliştirmek, kendine ve çevrene duyarlı ve faydalı olmaktır.
Kendinizi tanımlamanızı istesek nasıl bir cümle kurardınız? Nedir sizi siz yapan en belirgin özellikleriniz?
‘Ya göründüğün gibi ol, ya olduğun gibi görün’ hayat felsefelerimden biridir. Atatürk’ün gençleri olmaktan gurur duyuyorum. Kendimi dürüst, iyi niyetli, samimi, özgürlüğüne düşkün, aktif, üretken, kendine has ve sosyal biri olarak tanımlarım. Kendine hastan kastım sadece kendim olabilmek, kararlarımı kendi doğrularıma göre vermek, kendi yolumu çizmek benim için önemli. Yaşarken hareket halinde olmayı, insanlarla temas kurmayı, kendime, çevreme faydalı olmayı seven bir yapım var. Mükemmel olma çabasının yersiz olduğunun farkına vararak kendimi, kendimin en iyi versiyonu olmaya adadım. Elbette hatalar yapacağız, yeter ki karakterini, kalbini ve vicdanını bozma. Hata yapmayan insan risk almayan ve yaşamayan bir insandır, kanımca. Önemli olan hatadan ders çıkarıp, bir daha yapmamaktır.
Dünyanın sevgi üzerine kurulu olduğuna ve her şeyi iyileştirme, güzelleştirme gücüne sahip olduğuna inanıyorum. Sürekli öğrenmeye aç bir kişiliğe sahibim, bu nedenle yeni şeyler öğrenmek, keşfetmek, eğitim almak olmazsa olmazlarımdır. Ayrıca seyahat etmeyi çok severim. Yeni bilgiler, yeni kültürler insanın zihnini açarken farklı bakış açıları kazanmasını sağlıyor. Bu nedenle beni besleyen bir şey.
Son olarak bir kız evladı olan bir kadın olarak, kız çocukları ve kadınlar en hassas noktalarımdan biridir. Nüfusumuzun yarısını biz kadınlar oluşturuyoruz, dolayısıyla ülkemizin sosyal, kültürel, siyasal, ekonomik olarak kalkınması için kritik öneme sahibiz. Bu nedenle bu konuya her anlamda katkı sağlamak, destek olmak, fayda sağlamak benim bir diğer hayat felsefemdir. Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar ve daha güçlü Türkiye’ye inanan bir kadınım.
Çocuklarınızı yetiştirirken özellikle hangi hususlara dikkat edersiniz?
Her çocuğun kendi mizacıyla dünyaya geldiğini öğrendim ve haliyle birebir deneyimleme imkanım oluyor. O nedenle çocuğumun kişiliğine ve mizacına göre düşünmek, davranmak ve hareket etmek gerektiğine inanan bir anneyim. Çocuklarımla belli bir saygı çerçevesinde ama arkadaş gibi olmaya gayret ederim, isterim ki her şeylerini benimle rahatça paylaşabilsinler. Bana göre annelikte, başta sevgi ve doğru iletişim temel taşlardır. Tabii sevgiyi, şefkati ve saygıyı nasıl gösterdiğiniz, aktardığınız ve yaşadığınız kritik bir öneme sahip. Demokratik, özgürlükçü ve esnek bir anneyim diyebilirim. Onlara bir şeyleri dikte etmektense rehber olup kendi yollarını bulmalarına çabalarım. Ayrıca elimden geldiğince çocuklarıma her konuda adil davranmaya çalışırım. İnsanlara saygı ve sevgiyle yaklaşmalarını, herkesten bir şeyler öğrenebileceklerini öğretmeye gayret ederim. Kısaca içinde büyüdüğüm ve kendi değerlerimle bugünün değerlerini aynı potada eriterek onlara aşılamaya çalışıyorum.
Keyif alanlarınız nelerdir? Hobilerinize, keyif aldığınız aktivitelere vakit ayırma şansı buluyor musunuz?
Deniz, mavilik benim için bir tutku. O nedenle mevsim olarak yazı çok severim. Denizde vakit geçirmeyi, dinlenmeyi, kitap okumayı, sevdiklerimle keyifli vakit geçirmeyi, yeni şeyler öğrendiğim sohbetleri, gezmeyi, seyahat etmeyi, eğlenmeyi çok severim. Ayrıca spor yapmak da beni dinlendirir ve keyif alırım. Keyif alanlarım bu şekilde ama bunlara yenilerini ekleyebilir miyim diye denemeler de yaparım.
Çalışma hayatınız, özel hayatınız ve sosyal hayatınız arasındaki dengeyi nasıl koruyorsunuz?
Çalışma hayatımın ilk 15 yılını tamamen iş odaklı olarak geçirdim. Ancak bunun kendime, hayatıma getirdiği avantajları ve dezavantajların farkına varıp ölçüp tartınca değişime gittim. Bu yaşıma kadar aslında hayatta her şey ama her şeyin bir denge üzerine kurulu olduğu ve dengede olmamızın önemini kavradım. O nedenle son yıllarda çalışma hayatımı, STK tarafımı, özel ve sosyal hayatımı dengede tutmak benim için çok değerli. Öncelikler, günün koşullarına göre şekilleniyor elbette ama Burcu için genel bir denge formülü buldum diyebilirim:).
Seyahat etmeyi sever misiniz? Sizi en çok etkileyen rotalar hangileriydi?
Seyahat etmek, yeni yerler görmek, yeni kültürler keşfetmek çok keyifli. Bana göre seyahatin de türleri var ve hepsinin hayatımdaki yeri ayrı. Aile, arkadaş, iş, sağlık, hobi, eğlence tatilleri ve ayrıca yeni mekanlar, yeni ülkeler, yeni kültürleri kapsayan birçok seyahat planlayabilirsiniz. Aktif, sosyal ve yenilikçi bir yapım var, seyahatler de beni bu konuda destekler. Bu zamana kadar gittiğim her rota bende güzel anılar bırakmıştır.
Modayla aranız nasıl? Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Her kadın gibi modayı severim. Salt modaya inanmıyorum. İnsanın kişiliğine, yaşam tarzına, hayata bakışına göre şekillenen stile inanıyorum. Stil sahibi olmak önemli bence. Bu da kişiye has olmalı. Her zaman bakımlı olmaya özen gösteririm. İnsanın kendine gösterdiği saygıdır bence. Desen tercih etmem aksine düz renkler tercihimdir. Aksesuarın gücüne inananlardanım, tarzımda takı, fular ve şal gibi detaylar kullanmayı severim. Ayrıntılar detaylarda gizlidir bence:).
Giyim, stil, tavır önemli unsurlardır. Bunlar insanın kişiliği, yaşam tarzı, duruşu ile harmanlandığında doğru bir sonuç ortaya çıkar çünkü hepsi iç içe geçmiş ve birbirini tamamlayan öğelerdir. Bu konuyu Hz. Mevlana’nın sözü ile noktalamak isterim. “İnsanlar kıyafetiyle karşılanır, ilmiyle ağırlanır, ahlakıyla uğurlanır.”
Spor yapar mısınız? Tercihiniz nedir?
Gençliğimden beri sporla haşır neşirim. Orta okul ve lisede voleybol takımındaydım, voleyboldan ve takım ruhunu yaşamaktan çok mutluluk duydum. Kayak yapmak çok keyifli, kayağın insanı dinlendiren ve özgür hissettiren bir tarafı var ama üşümeyi sevmiyorum:). Son 2 yıldır ise spor hocamla birlikte haftada 3 gün düzenli olarak fonksiyonel spor yapıyorum. Herkese tavsiye ederim çünkü insanın bedensel, zihinsel ve psikolojik sağlamlığına katkısı olduğunu düşünüyorum.