- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
Doğallığın ve nefesin dengesi: Modern rİnoplastİde estetikten öte bir denge
16 Aralık 2025Rinoplastinin yalnızca estetik bir operasyon olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çeken SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı’nda görev yapan Opr. Dr. Yakup Sarıgüney, bu operasyonla burnun şekliyle birlikte işlevinin de düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Opr. Dr. Sarıgüney, rinoplastite güncel yaklaşımın, “Yüze yakışan ve doğallığını koruyan” bir sonuç elde etmeyi amaçladığını söyledi.
Rinoplastİte dengenin önemli olduğunu ifade eden Opr. Dr. Sarıgüney, şunları kaydetti:
“Yüz, insanın dünyaya bıraktığı ilk izlenimdir ve bunun merkezinde en güçlü karakter taşıyıcı olarak burun göze çarpar. Burun, estetik olduğu kadar fonksiyonel açıdan büyük önem taşıyan bir organdır. İlk bakışta bir yüzün ifadesini, karakterini, hatta duygusunu belirleyen en güçlü unsurlardan biridir. Ancak burnun yalnızca ‘görünür’ kısmı değil, ‘işlevi’ de yaşam kalitemizi doğrudan etkiler. Bu sebeple rinoplasti, yani burun estetiği ameliyatı, artık yalnızca bir şekil değişikliği değil; nefes alma kalitesini, yüz oranlarını ve kişinin kendilik algısını dengeleyen çok yönlü bir cerrahi müdahale olarak değerlendirilmektedir.”
Güzelliğin yeni tanımı: Doğal ve bireysel sonuçlar
“Geçmişte burun estetiğinde tek tip, birbirine benzeyen burunlar moda iken; artık günümüzde anlayış tamamen değişmiştir” diyen Opr. Dr. Sarıgüney, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün estetik cerrahinin dili, daha sade, daha rafine ve daha bireysel bir güzellik anlayışını konuşmaktadır. Güncel yaklaşımda amaç, ‘yüze yakışan ve doğallığını koruyan’ burunlar elde etmektir. Her yüzün oranı, kemiğin yapısı, cilt kalınlığı, dudak açısı ve göz mesafesi farklıdır; dolayısıyla herkes için ideal burun şekli de farklıdır.
Bir dönemin keskin, birbirine benzeyen burun hatları yerini artık ‘kişisel estetiğe’ bıraktı. Modern rinoplasti anlayışı; her yüzün kendi karakterini, doğallığını ve zarafetini koruyarak şekillendirmeyi hedefler. Çünkü estetik cerrahinin en sofistike biçimi, ‘belli olmayan güzelliktir.’
Doğallık yalnızca şekille değil, duyguyla da ilgilidir. Amaç, ‘kimse anlamasın ama ben aynaya baktığımda fark edeyim’ olmalıdır. Kişi kendini daha iyi hisseder ama yüzündeki dengeyi bozmadan, karakterini koruyarak.”
Fonksiyonel rinoplasti: Estetiğin kalbinde nefes var
Rinoplastinin yalnızca estetik bir operasyon olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Opr. Dr. Sarıgüney, şu açıklamada bulundu:
“Burnun şekliyle birlikte işlevi de düzenlenmelidir. Çünkü güzel bir burun, doğru nefes alamıyorsa güzelliğini kaybeder.
Cerrahi sırasında septum deviasyonu (Burunda eğrilik), konka hipertrofisi (Burun etinde büyüme) vb. nefes almayı engelleyen yapısal sorunlar da mutlaka düzeltilir. Bu yaklaşıma ‘fonksiyonel rinoplasti’ denir. Böylece hem estetik açıdan doğal bir görünüm sağlanır hem de solunum kalitesi artırılır.
Burun, vücudumuzun filtre sistemidir. Soluduğumuz havayı nemlendirir, ısıtır, temizler. Bu fonksiyonun korunması, özellikle ameliyat sonrasında uzun dönem hasta memnuniyetini belirler. Dolayısıyla, rinoplasti yalnızca bir ‘görünüm değişikliği’ değil, ‘yaşam kalitesini yükselten bir iyileştirmedir’.”
Yüzün dengesini korumak
Her rinoplasti öncesinde hastanın profil açısı, alın-dudak oranı, çene projeksiyonu gibi parametrelerin dikkate alındığını kaydeden Opr. Dr. Sarıgüney, “Çünkü burnu güzelleştirirken yüzün diğer bölümleriyle uyumun korunması gerekir. Bazı durumlarda, çene ucuna yapılan küçük bir dolgu ya da müdahale bile yüz dengesini daha doğal kılar. Rinoplasti, bu anlamda bir dönüşüm değil, bir denge yolculuğudur” dedi.
Ameliyat süreci ve iyileşme
Modern cerrahi teknikler sayesinde rinoplastinin artık çok daha konforlu bir süreç olduğunu belirten Opr. Dr. Sarıgüney, “İşlem daha kısa sürmekte, morluk ve şişlikler geçmişe kıyasla çok daha az olmaktadır. Hastalar genel olarak bir haftada günlük yaşamlarına dönerler. İlk birkaç ayda burun şekli oturur, ancak nihai sonucun görünmesi için yaklaşık 6 - 12 ay gerekir. Bu süreçte burun cildi yeni şekline uyum sağlar ve sonuç giderek daha doğal hale gelir” diye konuştu.
Rinoplasti bir değişim değil, bir denge arayışıdır
“Rinoplasti yaptırmak, yüzün şeklini değiştirmek değil; yüzdeki dengeyi bulmaktır” ifadelerini kullanan Opr. Dr. Sarıgüney, şunları söyledi:
“Estetik cerrahinin görevi, kişiyi başkalaştırmak değil, onun en iyi versiyonunu ortaya çıkarmaktır. Güzel bir burun, yüzün diğer unsurlarını gölgede bırakmaz; aksine, gözleri ve ifadeyi daha belirgin hale getirir. Bu da estetik olduğu kadar psikolojik açıdan daha özgüvenli bir duruş sağlar.”
Sonuç olarak; Sade olan her zaman daha zariftir
Rinoplastinin yalnızca bir ameliyat olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Opr. Dr. Sarıgüney, “Bu süreç kişinin kendine yeniden baktığı, nefesini ve ifadesini yeniden kazandığı bir süreçtir. Güzellik; fark edilmeden hissedilen, doğallığın zarafetinde gizlidir” dedi.
