Yükleniyor...

Evliliğimizin temeli aşkımız

20 Aralık 2022

Bu sayımızın kapak konukları herkesin yakından tanıdığı, sevdiği Demet ve Sinan Ongun çifti. Evliliklerinin temelini ‘Aşk’ olarak tanımlayan ve birbirlerini ilk günkü heyecanla sevdiklerini söyleyen genç çift ile evlerinde oğulları Çınar’ın da enerjisiyle renk kattığı keyifli bir söyleşi ve çekim gerçekleştirdik. Kendilerine misafirperverlikleri ve samimi sohbetleri için çok teşekkür ediyoruz…

Demet Hanım, eşi Sinan Beyle üniversiteye başlamadan tanıştığını ve o yıllardan itibaren birbirlerini her anlamda destekleyen, tamamlayan iyi iki arkadaş olduklarını söylerken, Sinan Bey evliliklerinin olmazsa olmazını şu cümleyle özetliyor: “Evliliğimizin temeli tamamen aşkımız. Biz hala ilk günkü heyecanla birbirini seven ve özleyen bir çiftiz. Aşkımızın yaydığı mutluluk, bağlılık ve heyecan da evliliğimizin olmazsa olmaz olguları.”

Sizi tanıyabilir miyiz?

D.O.: 1989 yılında doğdum. İlkokul üçüncü sınıfa kadar İzmir’de okudum. Daha sonra eğitimime Gaziantep’te devam ettim. Liseyi Gaziantep Merkez Anadolu Lisesinde, üniversiteyi ise Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladım. Üniversiteden mezun olduktan sonra Gaziantep’e dönerek avukatlık yapmaya başladım. 2014 yılında Sinan ile evlendim, 2016 yılında ise oğlum Çınar’ı kucağıma aldım. Şu an hem avukatlık yapıyorum hem de kendi markamın işleri ile ilgileniyorum.

S.O.: 1988 yılında Gaziantep’te doğdum. Üç çocuklu bir ailenin en büyük çocuğuyum.

Demet Hanım çalışma hayatınıza kendi markanızla devam ediyorsunuz. Nasıl doğdu Maison De’on? Neler yapıyorsunuz, anlatır mısınız?

Maison De’on pandemi döneminde hobimi işe dönüştürerek başladığım, tasarımcı ruhumu yansıttığım çiçeklerle uğraşırken müthiş keyif aldığım bir alan. Bu alanda çalışıyor, ‘Gift Box’ konsepti ile kişiselleştirilmiş hediye seçenekleri sunuyor ve farklı hikâyeler oluşturuyorum. Tüm bunların yanı sıra şirketimizin avukatlığını yapmaya devam ediyorum.

Sosyal hayatınızla, sosyal sorumluluk projelerindeki aktifliğinizle göz önünde bir isimsiniz. Peki, Demet Ongun iş hayatında nasıldır?

Genel olarak mükemmeliyetçi bir yapım var. Daima elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım, tüm enerjimi yaptığım işe yansıtırım. Bu durum, bazen benim açımdan yorucu olsa da işin sonunda farklı ve yaratıcı bir hikaye oluşturmuş olmak benim için en iyi motivasyon kaynağı oluyor.

Markanızla ilgili bir hedefiniz var mı?

Markamı kurduğum ilk günlerdeki tek amacım, severek yaptığım mutlu olduğum bir iş ile uğraşmaktı. Daha sonra pek de planlamadığım şekilde markamın Dubai’de franchise olarak bulunması için bir teklif aldım ve kabul ettim. Böylece hobi amaçlı uğraştığım işimin yönü biraz farklı bir doğrultuda ilerlemeye başladı. Çok şükür ki şu an her şey yolunda gidiyor.

Sinan Bey, eğitiminizden ve çalışma hayatınızdan bahseder misiniz? Neler yapıyorsunuz?

İlkokulu Gaziantep Fırat Koleji’nde, orta ve lise eğitimimi Gaziantep Kolej Vakfı’nda tamamladım. Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü kazanarak lisans eğitimim için İstanbul’a taşındım. Lisans eğitimini tamamladıktan sonra Okan Üniversitesi’nde MBA yaptım. 2012 yılından beri de aile şirketlerimizde aktif olarak çalışmaktayım.  Şirketlerimiz FMCG sektöründe 62 senedir faaliyet göstermektedir ve ben de 3. kuşak yönetim kurulu üyesi olarak görev almaktayım.

İş hayatınızdaki olmazsa olmazlarınız nelerdir?

S.O.: Değişim ve gelişimin önemine çok inanan bir yönetici olduğumu söyleyebilirim. Sürdürülebilir başarının anahtarı; geçmiş tecrübeleri yeni öğretiler ile harmanlamaktır. Alışkanlıkları değiştirmek zordur, ancak konfor alanının dışına çıkmadan ileri gitmek de mümkün değildir. Bu nedenle dinamik ve öğrenmeye aç insanlarla çalışmak isterim.

Demet Hanım EMPATİ üyesisiniz. Anlatır mısınız bu yolculuk nasıl başladı, nasıl gidiyor?

Üniversite yıllarımda sosyal sorumluluk projelerinde yer alarak topluma fayda bilincimin pekiştiğini düşünüyorum. Bu bilinçle üniversiteden sonra nasıl daha fazla fayda sağlarım diye düşündüm. STK’lar vasıtası ile yapılan eylemlerin daha çok kişiye dokunduğu kanaatindeyim.

Gaziantep birçok konuda öncü, gelişmiş bir şehir olmasına rağmen eğitim konusunda maalesef aynı şeyi söyleyemiyoruz. Bu nedenle ana amaçlarından biri “eğitim” olan, Gaziantep’e iki okul kazandırmış Empati Derneğine katıldım. 2015 yılından bu yana elimden geldiğince aktif olarak dernekte görev alıyorum. Dernekçilik gönüllülük esasına dayanıyor. Bir grup insanın aynı özveriyle bir araya gelip, aynı amaç için çalışması çok kıymetli. Bu yüzden Empati benim için sadece bir dernek değil, aynı zamanda güzel ilişkiler kurduğumuz bir aile ortamı. Bu ailenin bir parçası olmaktan çok mutluyum.

Sinan Bey sizin görev aldığınız herhangi bir sivil toplum kuruluşu ya da dernek var mı?

2012 yılından beri Sabancı Üniversitesi Mezunlar Derneği (SUMED) üyesiyim. Ayrıca Gaziantep Genç İş İnsanları Derneği (GAGİAD) ve Fenerbahçe Spor Kulübü kongre üyesiyim. STK ve dernek faaliyetlerine bu zamana kadar fazla zaman ayırabildiğim söylenemez. Ancak bundan sonraki süreçte özellikle toplumsal farkındalık yaratacak projelerde daha fazla sorumluluk almak ve katkıda bulunmak istiyorum.

Ailece neler yapmaktan keyif alırsınız?

S.O.: Ailece bu sıralar en sevdiğimiz etkinlik birlikte LEGO yapmak. Bunda Çınar’ın çok etkisi olduğunu söyleyebilirim, onun sayesinde ailece böyle bir hobimiz oldu. Onun dışında ailece Fenerbahçe maçına gitmek de olmazsa olmazlarımızdandır.

Yaklaşık 12 senedir Demet ile birlikte kayak yapıyoruz, son iki senedir Çınar da bize katıldı ve birlikte bembeyaz karların üstünde özgürce dolaşmak bizim için en özel anlardan birisi.

Özel ilgi alanlarınız var mı?

D.O.: Seyahat etmek, yeni tatlar ve yeni yerler keşfetmek… Özellikle de yaz tatillerinde yeni koylar keşfedip yüzmek en sevdiğim şeylerden birisi. Bunların dışında eşim ve oğlumla birlikte kayak yapmak ve oğlumla uzun doğa yürüyüşleri yapmak sevdiğim aktivitelerden bazıları.

S.O.: Az önce bahsettiğim gibi kayak benim en çok keyif aldığım şeylerden birisi. Kış aylarını iple çekiyor ve yılın bu zamanının gelmesini dört gözle bekliyorum.

Pandemiden sonra değişen sosyal hayat şeklimiz hala devam ediyor. Sanırım artık evde daha çok zaman geçiriyoruz. Bu nedenle de evde yapabileceğimiz şeyler hobiye dönüştü diyebilirim; film izlemek ve kitap okumak gibi. Bir de hava güzel olduğunda motorumla gezmekten oldukça keyif alıyorum.

Tanışma hikâyenizi ve evlilik sürecini dinleyebilir miyiz sizden?

D.O.: Eşimle 18 yaşındayken yakın bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştık. Sinan o zaman üniversite için İstanbul’da yaşıyordu, ben ise sınava hazırlanıyordum. Çok sık Gaziantep’e geliyordu J O sırada ilişkimiz başladı. Daha sonra ben de üniversiteyi kazanıp İstanbul’a yanına gittim. Üniversite yıllarında da ilişkimiz devam etti ve hayatımızın en güzel döneminde beraber birçok anı biriktirdik.

Sinan benden önce mezun olup Gaziantep’e döndü, bu dönemde ilişkimizi uzaktan yürüttük. Sonrasında üniversiteden mezun oldum ve planım İstanbul’da bir süre kalıp yasal stajımı tamamladıktan sonra avukatlık yapmaktı. Ancak son sınavımın hemen ertesi günü evlilik teklifi aldım ve kendimi bir anda Gaziantep’e dönerken buldum. Dönünce de malum Sinan ve aceleciliği devreye girdi, evlendik.

S.O.: Demet’le 2008 yılına kadar uzanan bir hikâyemiz var aslında. Altı yıl süren flört döneminden sonra 2014 yılında evlendik. Şimdi birkaç kelimeyle özetlemiş oldum ancak bu kadar kolay olmadı tabi ki J Öncesinde biraz peşinden koşturdu ama sonunda kandırmayı başardım. İlişkiye başladığımız günlerde ben 20, Demet ise 19 yaşındaydı. Birlikte büyüdük, olgunlaştık ve çok uzun bir yol kat ettik. Tanışmamız bizim masalımızın sadece ön sözü, hikâyemiz çok şükür yıllandıkça renkleniyor.

Demet Hanımı birkaç cümleyle anlatmanızı istesek?

Demet’in en sevdiğim yanı hayat dolu olmasıdır. Tükenmeyen enerjisine ayak uydurmak bazen zor da olsa sayesinde eğlenceli ve dolu dolu geçen günlerimiz oluyor. Geçen bu kadar uzun zamandan sonra hem dost hem yol arkadaşı hem de sevgili yani birbirinizin her şeyi oluyorsunuz aslında.

Demet Hanım nasıl bir annedir?

Demet, Çınar için yüzde yüzünü veren, öncelikli olarak onun mutluluğu için çabalayan harika bir anne. Ayrıca Çınar’ın kişisel ve sosyal gelişimi için de ona fırsatlar sunan, oldukça ilgili ve bilinçli bir anne olduğunu söyleyebilirim. Demet ile Çınar’ın harika bir ilişkisi var… Bazen anne oğul, bazen arkadaş gibiler. Ama öyle güzel bir dengede yürüyor ki ilişkileri, bazen kıskanıyorum diyebilirim

Demet Hanım sizden Sinan Beyi birkaç cümleyle anlatmanızı istesek…

Eşimi birkaç cümle ile anlatmak benim için zor. Öncelikle Sinan benim için aşk demek; romantik ve ince düşünceli. Hayata bakışı, olgun tavrı ile fikirlerine çok güvendiğim bir dost. Aynı zamanda kollarında huzur bulduğum, kendimi güvende hissettiğim şefkatli bir baba.

Evliliğinizin olmazsa olmazları nelerdir?

D.O.: Bizim evliliğimiz tam anlamıyla bir aşk evliliği. Aşkımız ve heyecanımızın yanında beraber geçen onca yıldan sonra birbirimizi her anlamda destekleyecek ve tamamlayacak kadar iyi tanıyan iki arkadaş olduk.

S.O.: Evliliğimizin temeli tamamen aşkımız. Biz hala ilk günkü heyecanla birbirini seven ve özleyen bir çiftiz. Aşkımızın yaydığı mutluluk, bağlılık ve heyecan da evliliğimizin olmazsa olmaz olguları.

Bir oğlunuz var. Ondan bahseder misiniz, onu yetiştirirken nelere dikkat ediyorsunuz, onunla ilgili duygularınızı paylaşır mısınız?

D.O.: Çınar, ilk konuşmaya başladığı günden beri “neden?” soruları ve meraklı bakışlarıyla hayatı sorgulayan, enerjik, neşeli bir çocuk. Onunla ben de her gün yeni bir serüvene çıkıyorum. Farklı bakış açısı ve fikirleriyle bizi hem şaşırtıyor hem de eğlendiriyor.

Onu yetiştirirken bizim önceliğimiz her zaman Çınar’ın mutluluğu. Tabi ki mutluluğunun yanında vicdan sahibi, duyarlı ve özgüvenli bir birey olması için de elimizden geleni yapıyoruz. Toplum bilinci yüksek, çevreye duyarlı, empati yeteneğine sahip ve ahlaki değerleri gelişmiş bir çocuk olması en büyük temennimiz.

S.O.: Oğlum, tam anlamıyla hayatımızın rengi ve neşe kaynağı… Çınar gibi bir çocuğun babası olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Pozitif enerjisi ve sürekli parıldayan gözleri hayatımıza ışık saçıyor. Enerjisini tamamen annesinden almış, buna hiç şüphe yok. Sürekli hareket isteyen, farklı deneyimler kazanmaktan inanılmaz keyif alan, öğrenmeye açık bir çocuk, Çınar.

Sinan Bey nasıl bir babadır?

Sinan’ı tanıyan herkes çok iyi bilir ki, Sinan bu dünyaya baba olmak için gelmiş. Çocuklara olan ilgisi, yaklaşımı ve aynı zamanda ağır başlı ve babacan tavrı ile gerçekten mükemmel bir baba. Tüm bunların yanında Çınar’a karşı iletişime açık, anlayışlı ve sabırlı bir babadır. Çınar, Sinan gibi bir babaya sahip olduğu için çok şanslı.

Demet Hanım ev, iş ve sosyal hayat arasındaki tempoyu nasıl dengeliyorsunuz?

Bu dengeyi sağlamak, evlilik ve oğlumun doğumunda sonra daha da zorlaştı. Ama eşimin desteği sayesinde hepsini bir arada yürütebiliyorum.

Sinan Bey seyahat etmeyi sever misiniz?

Seyahat etmeyi severim ancak özellikle son yıllarda fazla zaman ayıramadığımı itiraf etmeliyim. Yeni yerler keşfetmek, farklı kültürleri tanımak her zaman ilgi çekici gelmiştir. Olağanüstü pandemi koşulları sanırım hepimizi biraz tembelleştirdi.

Mutfakla aranız nasıl, yemek yapar mısınız?

Demet’ e sormamız lazım bence bunuJ Mutfağa girince sanırım biraz fazla bulaşık çıkarıyorum ve dağınıklık yaratıyorum. Bu yüzden mutfakta olmam pek Demet’in istediği bir durum değil. Bence herkes bildiği işi yapmalı, çok mecbur kalmadıkça bir şeyler yapmamaya özen gösteriyorumJ

Tatil ve dinlence anlayışınız nasıldır? Dinlendirici mi olmalı, aktif mi?

Tatil tercihimin kesinlikle dinlendirici olmasını isterim. Ancak Demet ile Çınar o kadar enerjik ve aktifler ki onlara ayak uyduruyorum. İtiraf etmeliyim iyi ki böyleler, sayelerinde ben de biraz söylensem de eğlencenin tadını çıkarıyorum. Birlikte olduğumuz her an özel ve keyifli geçiyor aslında.

 

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT
Ekli Görseller