- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
Yıllardır ‘Moda ve sosyete’ ismini taşıyan bloğunda moda eleştirileri yazan Pelin Kaya ile amatörce başlayan ancak bugün herkesin yakından takip ettiği moda yolculuğunu konuştuk. Stil sahibi olmak ile şık olmanın farklarını sorduk, şıklığa dair önemli ipuçları aldık…
Gaziantep’teki kadınları şık bulduğunu söyleyen Pelin Kaya, “Modaya aşırı derecede ilgililer. Alışveriş yapmayı hem biliyor hem de seviyorlar. Güzel ve şık görünmeyi önemseyen kadınlar görüyorum her geldiğimde. İşim gereği çok hoşuma gidiyor” dedi.
‘Moda ve sosyete’ nasıl doğdu, Okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Modaya her zaman bir ilgim vardı. 2008 yılında bir blog sayfası açtım. Sanki masa etrafında arkadaşlarımla sohbet eder gibi, eleştiri diliyle yazılar yazdığım bir blogdu. Anonim olarak sosyetenin ünlü isimlerinden, tanınan iş kadınlarına kadar hemen hemen herkesi eleştirirdim. Anonim olmanın verdiği bir rahatlık ve özgürlük mutlaka oluyordu. Bir süre sonra Pazar günleri Sabah Gazetesinde yazmaya başlayınca anonim olarak yazmayı bıraktım. Şimdi eleştirel yazılarım eskisi gibi çok sert ve kırıcı olmadan köşe yazılarımda devam ediyor.
Şık olmak ve stil sahibi olmak arasındaki farkı nasıl tanımlarsınız?
Herkes şık olabilir. Belli bir maddi gücünüz osun olmasın belli kodlarla giyindiğiniz vakit şık olabilirsiniz. Ancak stil sahibi olmak bir yaşam tarzı. Şık olmakla stil sahibi olamıyorsunuz. Kıyafetten tutun da yürüyüş, oturuş, hareket tarzınız hepsi stilinizin bir parçası. Stil sahibi olmak kişinin imzası gibi bir şey. Ha bu iyi de olabilir kötü de olabilir. Stil sahibi olmak her zaman iyi gibi yorumlanabilir ancak öyle değil. Stil sahibi olmak kişinin kendisine baştan aşağı imzasını atmasıdır.
Stil ve şıklık önerileri, eleştirileri yapan bir isim olarak sizin gardırobunuzun vazgeçilmezi ya da ‘kesinlikle giymem’ dediğiniz parçalar var mı?
Benim giyimde katı ve keskin kurallarım yok. Trend diye alışveriş yapmam. Çok zayıf bir kadın olmadığım için vücut hatlarıma uygun, içinde kendimi rahat hissettiğim kıyafetleri tercih ediyorum. İyi kalıplı bir pantolon, iyi kalıp bir ceket, bana yakışan bir gömlek, bir tişört, bluz… Hepsinin yanı sıra demirbaş diyebileceğim aksesuarlarım vardır muhakkak. Ayakkabılarım, çantalarım ve takılarıma çok önem veriyorum.
Zamansız stili korumamız gerekiyor
Kıyafetler sırf trend diye tercih edilebiliyor. Biz buna meslekte ‘moda kurbanları’ diyoruz. İnsanlar çok büyük paralara kendilerine hiç yakışmayan kıyafetler alabiliyorlar. Hepimiz vitrinlerde ya da sosyal medyada görüyoruz, beğeniyoruz, insanız bu akıma kapılıyoruz. Eskiden kapılanları daha sert eleştirirdim, şimdi o kadar sert bakmıyorum çünkü yeri geliyor ben de o hataya düşüyorum. Ancak ‘zamansız’ olarak nitelendirdiğimiz her daim kullanabileceğimiz kıyafetleri, stili korumamız gerektiğine inanıyorum.
Renk ve desen seçimlerinde daha özgür ve cesuruz
Artık modada kuralların olmadığı bir dönemdeyiz. Önceden hareketli bir parça giydiğimizde düz bir parçayla onu sadeleştirirdik. Şimdi ise daha fazla dikkat çekmesi için hareketli bir parçayı daha hareketli bir parçayla kombinliyoruz. Renklerin de eskiden kuralları, kodları vardı. Önceden birbirine uyumlu olmayan renkler bir arada kullanılmazken şimdi zıt renkler bile kullanılıyor. Renk ve desen seçimlerinde daha özgür ve cesuruz.
Gaziantep’e daha önce de geldiniz…
Evet, üçüncü gelişim Gaziantep’e…
Peki, Gaziantep’teki kadınları şık buluyor musunuz?
Çok beğeniyorum Gaziantep’teki kadınları. Müthiş sıcak, müthiş sevecenler ve inanılmaz şıklar. Modaya aşırı derecede ilgililer. Alım güçleri son derece yüksek, alışveriş yapmayı hem biliyor hem de seviyorlar. Güzel ve şık görünmeyi önemseyen kadınlar görüyorum her geldiğimde. İşim gereği çok hoşuma gidiyor. Bu gelişimde de hiç şaşırtmadılar beni, son derece keyifliydi.