Yükleniyor...

Gerçekten hemoroid hastası mısınız?

16 Aralık 2024

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ayfer Şen Acar, hemoroid ile ilgili merak edilen soruları Cemiyet için yanıtladı. Kliniklerinde hemoroidin tanı ve tedavisini multidisipliner bir şekilde ele aldıklarını ifade eden Op. Dr. Acar, doğru tanının ardından hemoroidin konforlu bir şekilde tedavi edildiğini belirtti.

Muayeneye gelen hemoroid olduğunu düşünen tüm hastalar gerçekten hemoroid mi?

Ne yazık ki hayır. Anal bölge hastalıklarının şikayet ve semptomları birbirleri ile çok karışır. Sadece hastalar değil bazı doktorların bile anal kanal, perine ve alt rektum hastalıklarını hemoroid olarak adlandırması böyle bir hataya neden olmaktadır. Hastalardan alınan öykü ve yapılan detaylı muayene ile bu hastaların hemoroid, anal fissür, anal fistül, perianal apse hatta bazen rektum kanseri olduğunu tespit etmekteyiz. 

 

Peki, nedir bu hemoroid?

Hemoroid anal kanal içerisinde bulunan damarsal ve kas yapılarından oluşan yastıkçıklardır. Bu yapılar dinlenim halinde iken anal kanalın tam kapanmasına yardım edip gaz ve dışkı kaçırmamamıza, dışkılama sırasında tam boşaltım yapmamıza yardımcı olurlar. Bu nedenle operasyon ile çıkarma kararı verirken dikkatli olunmalı, gereksiz cerrahi işlemden kaçınılmalıdır. Hemoroidal hastalık tam olarak anlaşılmadan, doğru tanı konulmadan uygulanan medikal ya da cerrahi tedaviler nedeni ile hastalık tam olarak tedavi edilememekte ve hastalarda karamsarlığa neden olmaktadır.

Hemoroidal hastalık belirtileri nelerdir?

Anüs çevresindeki bu yastıkçıklarda zorlu dışkılama ile hasar meydana gelir. Dışkılama sonrası taze renkli kanama, ele gelen şişlik, makatta tahriş hissi, kaşıntı, akıntı hissi ve ıslaklık başlıca belirtiler arasındadır.

Hemoroidler yerleşim yerine göre iç ve dış hemoroid olarak sınıflandırılır ve gelişen şikayetlerde de farklılıklar mevcuttur. İç hemoroidler anal kanalın bağırsağa yakın olan bölgesinde yerleşim gösterirler ve genellikle kanama ile kendilerini gösterirler. Dış hemoroidler ise anüs çevresindeki şişlikler olarak kendini gösterirler. Tahriş, kaşıntı, ağrı ve kanama ile belirti verirler. Özellikler dış hemoroid içerisinde kan pıhtısı meydana gelirse şiddetli ağrı, şişme gözlenir. Bu durumda acil müdahale edilmesi gerekmektedir.

Hemoroidal hastalık neden oluşmaktadır?

Zorlu dışkılama, ıkınarak dışkılamak, tuvalette uzun süre oturmak, kronik kabızlık ya da kronik ishal, posasız/lifsiz beslenmek, aile öyküsü, obezite, gebelik, yaşlılık (bağ dokusunun zayıflamasına bağlı), uzun süreli oturmayı ya da ayakta durmayı gerektiren mesleklerde çalışıyor olmak bu nedenler arasındadır.

Hemoroidi önlemek için neler yapabiliriz?

Hemoroid olmamak ya da hastalığın tekrarlamaması için öncelikle yaşam tarzı değişikliği yapmamız gerekmektedir. Hemoroid sert ve zorlu dışkılama sonucu yastıkçıklarda hasara bağlı ortaya çıktığı için öncelikle dışkı yumuşak olmalıdır. Bol su tüketilmeli, günde en az 6-8 bardak su içilmelidir. Yüksek lifli posalı gıdalar (sebze, meyve, tahıl vb.) tüketilmedir. Böylelikle gaitanın hacmi artar, yumuşar ve dışkılama sırasında ıkınma azalır.

Kilo verilmeli aşırı kilo alınımında kaçınılmalıdır. Uygun diyet ile birlikte spor yapmak kabızlığın giderilmesine yardımcı olarak hemoroid riskinin azalmasını sağlar. Tuvalette uzun süre oturulmamalı ve uzun süre ıkınılmamalıdır. Tuvalete gazete, kitap, telefon ile gidilmekten kaçınılması gerekir. Tuvalette kalacağınız sürenin 5 dakikanın üzerine çıkmamasına dikkat edilmelidir. Aynı zamanda dışkılama ihtiyacı duyulduğu an tuvalete gidilmelidir. Dışkınızı tutmak onun sertleşmesine ve kabızlığa neden olur.

Ne zaman doktora başvurmalıyız?

Dışkılama sonrası kanama, ele gelen şişlik, dışkılama sonrası tam boşalamama hissi, kaşıntı ve ailede kalın bağırsak kanseri öykünüz varsa mutlaka doktora başvurmalısınız.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

Hemoroidal hastalığın büyük bir bölümü cerrahi yöntemlere başvurmadan tedavi edilebilmektedir ancak doğru tanı ve tedavi uygulanmadığında ve özellikle yanlış tanı koyularak tedavi düzenlendiğinde hem hastalık ilerlemekte hem de komplikasyon adı verilen tedavisi daha zor olan durumlar ortaya çıkabilmektedir. Bunun için hastalardan ayrıntılı öykü alınması ve fizik muayene yapılması gerekmektedir. Hastalara yaşam tarzı değişikliği mutlaka önermekteyiz. Yaşam tarzı değişikliğiyle birlikte kabızlık durumu bir türlü düzelemeyen hastalarda bu konuda eğitim almış fizyoterapist ile pelvik tabana ve bu bölgenin kas ve dokularına yönelik egzersizlerin uygulanması ve öğrenilmesi önem taşımaktadır. Bu hastalar kliniğimize başvurduğunda öncelikle hastanın tanısı için uygun muayene ve gereğinde ek tetkikler yapılmakta ve doğru tanı koyulduktan sonra uygun olan tedaviyi düzenlemekteyiz. Fizyoterapistimiz Nisa Cançelik’in bu konudaki uzmanlığı ile uygun egzersizler öğretilmekte, eklenmekte ve temelinde yatan damar hastalıklarının da eğer mevcutsa tanı ve tedavisiyle multidisipliner olarak adlandırılan tüm yönleriyle hastalığı yönetimini gerçekleştirebilmekteyiz. Doğru yaklaşımla kolaylıkla yönetilebilen bu rahatsızlıktan günümüzdeki gelişmeler tedavi yaklaşımları ve cihazlarla artık korkmamıza veya tedaviyi ertelememize gerek kalmamıştır. Herkese sağlıklı günler dilerim.

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT
Ekli Görseller