- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
Keşif Psikoterapi ve Sağlıklı Yaşam Merkezi kurucularından Klinik Psikolog Didem Cengiz Doğru, kliniklerinde PACT Çift Terapisi, Duygu Odaklı Çift Terapisi ve Somatik Deneyimleme gibi en etkili çift terapisi yöntemlerini uyguladıklarını söyledi.
“İlişkinizin durumu ne olursa olsun lütfen her zaman bilin ki; yeniden onarma, yeniden bağlanma, yeniden başlama şansınız hep var. Biz Keşif Psikoterapi ve Sağlıklı Yaşam Merkezi terapistleri olarak buna gönülden inanıyor ve emek veriyoruz” diyen Klinik Psikolog Didem Cengiz Doğru ile çift ilişkisi hakkında konuştuk.
ÇİFT İLİŞKİSİNİN ALAN BULDUĞU EN ÖNEMLİ YER EVLİLİKTİR
Pact Terapi Ekolünün kurucusu Stan Tatkin’in, çift ilişkisini “partnerle arasında güven, empati ve bağlılık gibi temel duygusal unsurların yanı sıra bedensel tepkilerin ve fiziksel temasın da önemli bir olduğu bir ilişki” olarak tanımladığını belirten Klinik Psikolog Doğru, “Çift ilişkisinin alan bulduğu en önemli yer ise evliliktir. Çift ilişkisi; ayrıca birlikte büyüme, sevgi, saygı, destek, yakınlık gibi birçok temel ihtiyacı da içinde barındırır. Çift ve evlilik ilişkisinin dinamiklerini anlayabilmek için bağlanmadan kısacık bahsedeceğim. Bağlanma; bakım verenlerimizin bizimle kurdukları ilişkiler sonucu, en erken dönemlerimizden itibaren dış dünyaya yönelik algıladığımız güvenlik mesajlarıdır. Bakım verenlerimiz ile kurduğumuz ilişkiye göre ‘bu dünyada güvendeyim, ben değerliyim, sevilmek için yeterliyim’ gibi mesajlar algılamış olabiliriz ya da tam tersi “dünya hiç güvenli bir yer değil, sevilmeye değer değilim, ihtiyaçlarım vaktinde karşılanmaz, yakın olmak çok karmaşık ve kaygı dolu” gibi mesajlar algılamış olabiliriz. Bedenimizin kendi hafızası vardır ve ilk ilişki deneyimlerimiz sonucunda beden hafızamıza bu ilişki şablonları depolanır. Geçmiş deneyimlerimiz sonucu, ilişkilere dair oluşan bu ilişki şablonları, bir hayalet gibi ileriki ilişkilerimizde tekrar eder. Beden hafızasındaki bu şablonlar nedeni ile bazen farklı kişilerle benzer ilişkiler kurarız. Eş değişir ama ilişkinin içeriği değişmez. Eminim ki çoğumuz kendimize şu soruları sormuşuzdur: Neden hep benzer ilişkiler yaşıyorum? Karşıma neden hep benzer kadınlar\adamlar çıkıyor? Evet, bu soruların yanıtı, erken dönem “bağlanma” ilişkimizde saklıdır. Peki, bu “bağlanma” şeklimiz, karakterimiz ya da kaderimiz mi olmuştur! Güvenli işleyen ilişkilerin, erken dönem bağlanma şablonlarımızı dönüştürebildiğini biliyoruz” açıklamasında bulundu.
GÜVENLİ İŞLEYEN İLİŞKİ
Klinik Psikolog Doğru, “Güvenli işleyen ilişki ne demek?” sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Çiftlerin çoğu sevginin her şeye yetebileceğini düşünür. Partneriniz çok yakışıklı ya da güzel olabilir. Partnerinizin iyi bir kariyeri ve yüz güldürücü maddi kaynakları olabilir. İyi ve soylu bir aileden geliyor ve dini inancı, kültürü size denk olabilir. Partnerinizin esprilerini, gülüşünü, merhametini çok seviyor olabilirsiniz. Birlikte ortak bir arkadaş grubunuz olabilir. Tüm bunlarla içinizden bir ses, onunla iyi bir iyi bir çift olabileceğinizi söylüyor olabilir. Bu ögelerin her biri ilişki için çok önemlidir, ancak yeterli değildir. Kritik olan sevdanın ilk zamanları geçince yaptığımız davranışlardır. Güvenli işleyen ilişkide, çiftler olarak birbirimizi birinci sıraya koyarız. Çiftler her şeye birlikte karar verir. Çiftler arasında gönülden birbirine onay vermek, iş birliği ve hassasiyet ön plandadır. İlişkinin esenliği her şeyden önde tutulur. Çiftlerden birinin sorunu diğerinin de sorunu olur. Çiftler tartışmalardan sonra -ki her zaman kavgalar tartışmalar olur- sorunu hızlıca çözmeye isteklidir. Güvenli işleyen ilişkide, bizim ya da partnerimizin haklı olup olmadığının bir önemi yoktur. Çiftin kişisel çıkarları yerine ilişkinin çıkarları gözetilir. Partnerin hataları yerine var olan sorunun çözümüne odaklanılır. Sorumluluklarla birlikte mücadele edilir. Çiftler birbirini tetikleyen durumları bilir.”
İLİŞKİNİZİN KİLİTLENDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORSANIZ PROFESYONEL DESTEK İSTEYİN
Klinik Psikolog Doğru, çiftlerin güvenli işleyen ilişkiler için yapabileceklerini ise şöyle sıraladı:
“ -Partnerimizi tanımayı ve anlamayı hedef haline getirebiliriz.
-İlişkinin dışında kalan herkese karşı ilişkiyi savunacağımız ve koruyacağımızı beyan edebiliriz.
-Yoğun bir çalışma hayatımız olsa dahi, ilişkiye vakit ayırabiliriz. Örneğin randevulaşabilir, uykuya gitmeden önce 10-15 dakika dahi olsa birbirimize temas edebilir, gün içinde kısa mesajlaşmalara yer verebiliriz.
-Partnerimizin nasıl rahatlayacağını bilip ve rahatlamasına destek olabiliriz.
-Sorumlulukları paylaşabiliriz.
-Tartışmalarda konuyla ilgili kendi payımıza düşüne meraklı olabiliriz.
-Kavgayı kendi açımızdan başlatan şeylerin sorumluluğunu alabiliriz.
-İlişkide kendi ihtiyaçlarımızı fark edip, partnerimizin ihtiyaçlarına da duyarlı olabiliriz.”
“Güvenli işleyen ilişkide her şey için birbirimize gidebileceğimizi bilmeliyiz. Eğer bir sorunum için partnerime gidemiyorsam neden evliyim? Bir arada kalmak isteyen partnerler nasıl kavga edeceklerini öğrenmek zorundadırlar. Eşimizin iyiliğini, sorunlarını ihtiyaçlarını her şeyden önemli görmeliyiz. Böyle bir ilişkide kendinizi sevilmez, görülmemiş hissedebilir misiniz? Birbirimizi ilk sıraya koyduğumuzda bağlılık, değer verme ve güvenlik kendiliğinden gelir” diyen Klinik Psikolog Doğru, şunları anlattı:
“Bazen de çözülmez sandığınız, umudunuzun tükendiği bazı sorunlarınız olur ilişkide. Döngülere kök salmayın. Bazı konular hakikaten çözülmez, bunu kabul edin. Çıkmaz gördüğünüz konularda çözüme takılmak yerine birbirinizi bu konudan nasıl korursunuz diye düşünmek stresi hafifletir. Özellikle çözülmez gördüğünüz konularda partnerinizden uzaklaşmak yerine partnerinize yönelin.
Çiftler güvenli işleyen ilişkiyi sürdürmeye çalışırken tıkanabilirler. Hep aynı kelimelerle hep aynı kavgaları yaptığınız ve hiçbir çözüm bulamadığınız oluyor mu? Senin ailen, sen, sen yaptın vb gibi cümleleri defalarca kurmuş ancak hiçbir karşılık bulamamış olabilirsiniz. Suçlama her zaman savunma getirir. Çoğu zaman hiçbir yere varmayan konuşmalar yapmış, ilişkinizin bitmesi gerektiğini düşünmüş olabilirsiniz. Erken yaşlarda edindiğimiz işlevsiz bağlanma kalıplarını değiştirmezsek bu kalıplar ilişkiyi içten içe çürütür. Lütfen ilişkinizin kilitlendiğini düşünüyorsanız profesyonel destek isteyin. Şefkatli bir üçgende, yargısız bir şahit aracılığıyla ilişkiyi gözden geçirmek hem kendinize hem varsa çocuklarınıza verebileceğiniz bir armağandır. Partnerinizle her zaman yeniden bağlanmaya istekli olun.
Çiftler olarak mutlu olacağız ve bu mutluluk tüm dünyayı iyileştirebilecek güce ulaşacak. Birimiz iyi olursak hepimiz iyi olacağız. Sosyal medyanın sunduğu ‘önce kendini sev, sonra insanlar seni sevecek’ mesajı doğru değil. Önce birbirimizi seveceğiz. O zaman sevilebilir olduğumuza inanabiliriz.
Ev içinde olanlar toplumu etkiliyor. Bir toplumun yapabileceği en önemli şey, sağlıklı ilişkilere destek vermek ve yatırım yapmaktır. İlişkinizin durumu ne olursa olsun lütfen her zaman bilin ki; yeniden onarma, yeniden bağlanma, yeniden başlama şansınız hep var. Biz Keşif Psikoterapi ve Sağlıklı Yaşam Merkezi terapistleri olarak buna gönülden inanıyor ve emek veriyoruz. Bu niyetle, kliniğimizde PACT Çift Terapisi, Duygu Odaklı Çift Terapisi ve Somatik Deneyimleme gibi en etkili çift terapisi yöntemlerini uyguluyoruz.”