Yükleniyor...

Kadın genel cerrah olmam bir avantaj

15 Ekim 2024

Gaziantep’in hatta bölgenin sayılı kadın genel cerrahlarından Op. Dr. Ayfer Şen Acar, hastalıkların özellikle mahremiyet gerekçesiyle başvurmakta çekindikleri basur, meme kanseri gibi hastalıkların teşhis ve tedavisi hakkında merak edilenleri anlattı.

Hastaların özellikle anal bölge rahatsızlıklarından hemoroid (basur), fistül, fissür (çatlak) ve meme hastalıkları alanında başvurduğunu kaydeden Op. Dr. Acar, “Ayrıca tiroid, BAĞIRSAK hastalıkları/kanserleri, karaciğer, safra kesesi, mide hastalıkları olan kişiler de sıklıkla kliniğimize başvurmakta” dedi.

Birçok hastanın mahremiyet nedeniyle kontrole ve muayeneye gitmekte çekince yaşadığını belirten Op. Dr. Ayfer Şen Acar, sadece kadın hastalar için değil erkek hastalar için de daha rahat bir muayene ve tedavi imkanı sunduğunu kaydetti.

Hemoroidin çok sık görülen bir hastalık olduğunu söyleyen Op. Dr. Acar, eskiden ameliyat dışında bir seçenek bulunmazken günümüzdeki teknolojik gelişmelerle birlikte radyofrekans, lazer gibi çok konforlu ve günlük hayata çok kısa süre içerisinde dönülebilen uygulamalarla hemoroidin tedavi edilebildiğini belirtti.

Ekim ayının meme kanseri farkındalık ayı olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Ayfer Şen Acar, bu hastalıkta erken teşhisin büyük önem taşıdığını ifade ederek önemli uyarılarda bulundu.

Ayfer Hanım siz özellikle erkek egemen olan genel cerrahi alanında sağlık hizmeti sunuyorsunuz. Bu bir avantaj mı dezavantaj mı ?

Evet, erkek egemen bir alan olarak biliniyor genel cerrahi; ama aslında çok ünlü ve işinde çok başarılı kadın genel cerrahi uzmanları da ülkemizde mevcut. Ben bu durumu aslında kendim için bir dezavantaj ama hastalarım için bir avantaj olarak görüyorum. Anne olmak, ev hayatı, iş hayatına devam etmek ve eğitim süresince yaşanan zorlukları düşününce benim için zor bir süreç aslında ama bir yandan da hepsine yetişip hayalimin mesleğini icra etmek benim için gurur verici. Eğitimimin ilk zamanlarında fiziksel özelliklerim nedeni ile pek çok kişi benim bu mesleği yapamayacağımı düşünmüştü. Uzun süren çalışma saatleri, gün aşırı olan nöbetler, kas gücü gerektiren ameliyatlar nedeni ile hocalarım dahi bu tempoya uyum sağlayamayacağım düşünüp pes edip istifa etmemi beklediler. Ama zamanla herkes benim ne kadar istekli olduğumu ve dış görümüşüme göre dirençli olduğumu anladı. Hastalarım açısından ise oldukça avantajlı olduğunu meslek hayatına adım attıktan sonra fark ettim. Birçok hasta mahremiyet nedeniyle kontrole ve muayeneye gitmemekte ve bu nedenlerle tanıları gecikip bazen tedavi şanslarını bile yitirebilmekteler. Bu açıdan sadece kadın hastalar için değil erkek hastalar için de daha rahat bir muayene ve tedavi imkanı sunabildiğim düşüncesindeyim.

Size özellikle daha çok hangi alanlarda hasta başvuruyor?

Özellikle anal bölge rahatsızlıklarından hemoroid (basur), fistül, fissür (çatlak) ve meme hastalıkları alanında hastalar başvurmaktalar. Ayrıca tiroid, bağırsak hastalıkları/kanserleri, karaciğer, safra kesesi, mide hastalıkları olan kişiler de sıklıkla başvurmakta. Bu hastalıklara ek olarak klinikte ekibimizle birlikte yara tedavileri de uygulamaktayız.

Hemoroid konusunda toplumumuzda hala bir çekince mevcut. Bu konuda neler söyleyeceksiniz ? Geç kalınması yada ihmal edilmesi durumunda riskler nelerdir?

Hemoroid gerçekten çok sık görülen bir hastalık ancak daha da önemlisi genellikle hastalar hemoroidi olmadığı halde makat bölgesinde çatlak veya daha da kötüsü kanser gibi durumlarda da hemoroidi olduğunu düşünerek eş, dost, komşu, eczane gibi yerlerden muayene olmadan ilaç alıp kullanmaktalar. Ameliyat olma korkusu mevcut ama basur rahatsızlıklarında ameliyat ihtiyacı pek nadir olmakla birlikte öncelikle belirli öneriler ve ilaçlarla tedavi gerçekleştirilebilmekte. Geç kalındığı durumda veya ihmal edildiğinde pek çok problemle karşılaşabilmekteyiz. Bunlar arasında komplike fistül gelişimlerinden o bölgenin kronik iltihabına bağlı çok daha ciddi durumlar gelişebilmektedir.

Hemoroid tedavisi hakkında neler söyleyeceksiniz ? Kesin tedavisi mümkündür diyebilir miyiz?

Öncelikle hastalığın tanısının doğru olduğuna emin olunmalıdır. Tanıyı koyduktan  sonra hastalığın evresine göre tedavi seçenekleri belirlenmelidir. İlaç tedavisi ve yaşam değişiklikleri ilk sıra tedavi seçeneği olup ilaçla tedavi olmayan veya ilaç tedavilik aşamayı geçen durumlarda ufak operasyonlarla tedavi olunabilmektedir. Erken evre olup kanaması olan hastalarda da operasyon yapılması akılda bulundurulmalıdır. Eskiden ameliyat dışında bir seçenek bulunmazken şimdi radyofrekans, lazer gibi çok konforlu ve günlük hayata çok kısa süre içerisinde dönülebilen uygulamalar yapılabilmektedir. Tedavideki şehir efsaneleri artık tarih olmuş durumda, bu nedenle çekinceleri ortadan kaldırmak açısından hastaların güncel tedavileri uygulayan bir hekime başvurup seçenekleri değerlendirmeleri doğru olacaktır.

Bu tedaviler konforlu mudur ? Kişi iş ve sosyal yaşamına ne kadar sürede dönebilir?

Bu tedaviler hastaya göre özel olarak belirlenip uygun olanı seçilmekle beraber genellikle oldukça konforlu ve eski ameliyatlara göre çok kısa sürede günlük yaşama dönülebilen uygulamalardır. Örneğin hemoroidin radyofrekans tedavisine uygun olan bir hasta ertesi gün taburcu olup 3 gün içerisinde günlük hayatına dönebilmektedir. Tam olarak iyileşme sürecimiz ise yaklaşık 3 ila 4 hafta arasındadır.

Bu ay meme kanseri farkındalık ayı. Sizin de bu konuda hassasiyetinizin olduğunu biliyoruz. Neler söylemek istersiniz?

O zaman bana dair özel bir durumu sizlerle paylaşayım, benim babaannemde meme kanseri varmış, hatta ismimi ondan almışım. Ben doğduktan 2 ay sonra babaannem vefat etmiş ve bu hikayeyi duyduğum andan itibaren içimde doktor olmak ve bu hastalığı olanların şifalarına vesile olma isteği mevcut. Ne yazık ki özellikle mahremiyet nedeniyle kadınlar kontrollerini ve tetkiklerini aksatmakta ve çok geç evreye gelmeden meme kanserini saptamak pek mümkün olmamakta. Ekim ayının meme kanseri farkındalık ayı olmasının nedeni günümüzde en sık görülen kanser türünün meme kanseri haline gelmiş olması. Kadınlarda görülen kanserlerin yüzde 25’ini meme kanseri oluşturmaktadır. Her şey farkındalıkla başlıyor. Bu durumun farkına varılmalı. Son zamanlarda özellikle karşılaştığım meme kanserinin ciddi bulguları olan kadınlarda ve hatta genç kızlarda bunun uma girmesi, istediği bir şeyin olmamasından böyle bulgu vermesi gibi hurafelerle meme bölgesindeki çekintiler ve kitlelerin önemsenmemesidir. Konusunda uzman bir hekim tarafından muayene olmak çok büyük önem taşımaktadır.

Meme kanserinde erken teşhisin önemi nedir? Bunun için kadın okuyucularımıza ne mesaj vermek istersiniz?

Erken teşhis hayat kurtarır. Bu konuda kadınların asla unutmaması gereken ve farkındalık oluşturmak için çevresindekilere yakınlarına anlatması gereken 4 maddeyi paylaşmak istiyorum.

  • 20 yaşından itibaren her ay kendi kendilerine elle meme muayene yapılmalı.
  • 40 yaşından sonra yılda 1 kez genel cerrahi uzmanına meme muayenesi yaptırmalı.
  • 40-69 yaş arasında yakınması yoksa bile erken tanı için 2 yılda 1 mamografi çekilmeli.
  • Ailede meme kanseri öyküsü varsa; ailesinde tanı alan bireyin tanı aldığı yaştan 5 yıl önce muhakkak genel cerrahi uzmanına muayene olması gerekmektedir.

Cerrahi işlemler özellikle kanser hastalıklarının tedavisinde sonrası için risk oluşturur mu?

Bu soru aslında, ‘bıçak değerse hastalık yayılır’ efsanesinin neticesinde insanların ameliyattan kaçması durumunu anlatıyor. Uygun alınan biyopsiler ve ameliyat esnasında cerrahi sınırda kanser kalmadığına emin olunması yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte bu risk genellikle ortadan kalkmaktadır. Aksine uygun tedavi seçenekleriyle ve ameliyatla birlikte veya öncesinde / sonrasında yapılan kemoterapi, radyoterapi gibi işlemlerin de uygulanmasıyla hastanın hem sağ kalımı artmakta hem de sanılanın aksine yayılması durumuna engel olunabilmektedir. Bu nedenle eskiden sınırın doğru belirlenememesine bağlı gelişen yayılma ve benzeri durumlar artık bizim de korkulu rüyamız olmaktan çıkmış bulunmaktadır.

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT
Ekli Görseller