- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hayati Deniz, lenfödem ile lipödemin belirtileri, tanısı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Lenfödem ameliyatı hakkında toplumda bilgi eksikliği olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Deniz, bu ameliyat sayesinde hastalığın tedavisinin kalıcı ve etkili olduğunu bildirdi. Uzm. Fzt. Ceyda Çiçek Yavuz ise lenfödem ve lipödem tedavilerini destekleyici etkili fizyoterapi yöntemleri ile bu hastalıklardan korunma yöntemleri hakkında önemli noktalara dikkat çekti.
Varis ve lenfödemin birbiriyle ilişkileri var mı?
H.D.: İkisinde de çoğunlukla bacaklar tutulur, şikayetleri benzer olup birlikte görülme durumu da olunca birbiriyle ilişkilendirilmektedirler. Kısmen tedavileri de benzer olunca benzer bir hastalık grubu olarak karşımıza gelir. Tedavileri benzer desek de aslında tamamen farklıdır. Aslında birbirini etkileyen hastalıklardır. Mesela lenfödemi olan bir hastada varis tanısı da varsa öncelikle varisin tedavisini tamamlamak sonra lenfödem tedavisine başlamak gerekir, yani birbirini tamamlayan tedavileri gerekmektedir. Mesela lenfödemli bir hastada varis de varsa tedavi sonrası ayak şişliklerinde kısmen gerileme olacaktır. Ancak bunlara rağmen lenfödem lipödem tedavileri apayrı protokoller ile yapılır.
Lenfödemin tam veya kalıcı bir tedavisi olmadığı söyleniyor. Bu doğru mu?
H.D.: Hayır, lenfödem tedavi edilebilir bir hastalıktır ancak birçok yerde tam değerlendirilmeden, yüzeysel, geçici uygulamalar ile tedavi edilmeye çalışılınca maalesef tam sonuç alınamıyor. Aslında yapılması gereken öncelikle hastayı çok iyi değerlendirmek sonra hastalığa neden olan patolojiyi baskılamak, hastaya kalıcı lenfödem ameliyatı yapmak ve fizyoterapi ile tedavi sürecini tamamlamak gerekiyor.
Lenfödem için iyi bir merkezde, doğru fizyoterapi uygulanması gerekiyor. Mesela ameliyat sonrası hastalarımıza önce manuel lenf masajı ve uzay teknolojisi vacumed tedavisi uygulanmakta sonrasında ise lenfotouch ve pnomotik kompresyon protokolleri ile tedavi devam etmektedir. Tüm bunların sonucunda hastada kalıcı sonuçlar alınmaktadır. Bugüne kadar ameliyat olan hasalarımızda 2-3 hafta içerisinde inanılamayacak düzeyde güzel sonuçlar görmekteyiz. Hasta mutlu, ekip mutlu.
Lenfödem ile lipödemi nasıl ayırırız?
H.D.: İki hastalık da farklı nedenlerle ortaya çıkar. Lipödemde kişinin yağ metabolizmasında bir sorun vardır. Lenfödemli bir hastada sabah uyandığında bacaklardaki şişlikler daha iyi durumdayken lipödemde genellikle şişliklerde değişiklik olmaz. Lipödem tedavisi tamamen farklı protokollerle yapılır. Diyet, egzersiz ve bacak şekillendirici ameliyatlar ve sonrasında fizik tedavi süreci ile yüz güldürücü sonuçlar alınabilmekledir.
Lenfödem belirtileri nelerdir, nasıl teşhis edilir?
H.D.: Lenfödemin en önemli belirtisi şişliktir. Başlarda dinlenme ile geçen ama zamanla kalıcı hale gelen ve doku sertleşmesinin eşlik ettiği şişlik, lenfödemden şüphelenmek için yeterlidir. Ayrıca hastanın hikayesi çok önemlidir. Lenfödem en sık kol ve bacakta ortaya çıkarken; gövde, baş-boyun bölgesi ve genital bölgede de gelişebilir. Birden fazla bölgenin aynı anda etkilenmesi de söz konusu olabilir. Erken evrede etkilenen alandaki şişlik ve hasta hikayesi teşhis için önemli iki kriterdir. Bunun yanında USG, venöz doppler USG, lenfosintigrafi gibi görüntüleme yöntemleri ile teşhis konulabilir. Hekiminiz semptomlarınızı, tıbbi geçmişinizi ve vücudunuzun etkilenen bölümünü değerlendirir ve tanıyı kesinleştirmek için tetkiklerden bir ya da birkaçını isteyebilir.
Lenfödem tedavisi nedir?
H.D.: İşte en önemli nokta burası… Lenfödem ameliyatı, evet doğru duydunuz bu hastalığın bir ameliyatı var. LVA dediğimiz bu ameliyat bu hastalığın tedavisinin kalıcı ve etkili olmasını sağlıyor. Mesela günümüzde lenfödem için sadece bu iş ile yoğunlaşmış fizyoterapistler ile gerçekleştirdiği manuel lenf drenajı kompresyon yöntemleri ve GTOS terapi gibi yöntemlerle geçici, kısmi bir ilerleme sağlayabiliyorduk. Hastaya özel diyetler, hafif egzersiz programları gibi yöntemler ile semptomlarda gerileme yaşanıyor, bacak çaplarında cm’ler ile ölçülen gerilemeler sağlanıyor ancak birkaç ay gibi kısa bir sürede tekrar eski durumuna dönüşler kaçınılmaz oluyor. Ancak lenfödem ameliyatı ile kalıcı ve etkin tedavi yapılabiliyor.
Lenfödem ameliyatı çok özel bir ameliyattır, bu alanda ciddi deneyim olmadan yapıldığında hastalığın gidişatı daha da sıkıntılı bir hale gelebilir. Lenfdamar tıkanıklığı olan bölgede, ameliyat sahasını 60 kat büyüten özel mercekler altında işlem gerçekleştiriliyor. Kullanılan dikişler göz ameliyatında kullanılan dikişlerden daha ince ve özel. İşlem sonrası çok dramatik bir şekilde lenfödem geriliyor. İşlem yapılan damarlar o kadar ince ki ancak özel boyar maddeler ile damarları görebilmek mümkün oluyor.
Bu ameliyat her yerde yapılıyor mu?
H.D.: Maalesef bu ameliyat şu an Türkiye’de 2-3 kişi tarafından, benim gibi mikro cerrahi ile uğraşan hekimlerce yapılıyor. Ciddi bir deneyim gerektiriyor. Ben bu ameliyatlar konusunda kendimi geliştirebilmek için Amerika, Japonya ve Kore’de dünyaca tanınmış kişilerle birlikte çalıştım. Yalnız süreç sadece ameliyatla olmuyor, ameliyat sonrasında da ciddi bir fizyoterapi desteği gerekiyor. Bu konuda en çok faydalandığımız ‘uzay teknolojisi’ olarak da geçen Vacumede tedavisi neredeyse hastaya dokunmadan lenfakını düzenlerken, Lenfotouch sistemi bu konuda eşsiz katkılar sağlamaktadır.
Lenfotouch sistemi nedir?
H.D.: Bu sistem manuel lenf drenajı kadar etkindir. Özellikle başlangıç aşamasında olan veya hafif, orta düzeyde lenfödemli hastalarda ameliyatta nev kullanıldığında ciddi tedavi edici etki sağlamaktadır. Manuel lenfatik masaj diğer adıyla drenaj çok hassas bir uygulamadır. Müdahale ettiğiniz yer cildin hemen alt dokusudur. Çok derine müdahale ettiğiniz zaman tedaviden fayda yerine zarar görebilirsiniz. İşte tam da burada Lenfotouch sistemi cildin altındaki lenfatik sistemi hedefleyerek orada etkin olmakta, bir nevi manuel drenajda fazla kuvvet uygulanmasının önüne geçmektedir. Özellikle Lenfotouch sisteminin, mesela meme kanseri sonrası kolda lenfödem önlenmesi gibi uygulamalarda gözle görülür faydaları olmaktadır.
Lenfödem ameliyatının zorluğu nedir? Yan etkileri, komplikasyonu olabilir mi?
H.D.: Ameliyat sonrası lenfödem kalıcı ve kesin olarak yok olmaktadır. Tek zorluk ameliyat için randevu sırasıdır. Neden derseniz öncelikle herkes bu ameliyatı yapamıyor, tecrübe önemli, ameliyatın yapılacağı şartlar önemli, 60 kat büyütme yapılan ameliyat mercekleri, lenf damar dikişleri, ameliyat sonrası sadece bu işte yoğunlaşmış fizik tedavi bölümü önemli. Fizik tedavi bölümünün olmazsa olmazları; vacumed uzay teknolojisi, lenfotouch sistemi, 9. kanallı pnomotik komresyon sistemi de yine büyük önem taşıyor. İşte tüm bunların maalesef her yerde olmamasından dolayı ameliyatlar için bekleme listesi oluşmuş durumda. Çok hassas bir ameliyat olmasından dolayı ancak günde bir hastaya müdahale edilebiliyor. Bizim açımızdan en zor kısım bu.
Lenfödem sadece bir şişlik değil, kronik ilerleyici bir hastalıktır
C.Ç.Y.: Lenfödem kronik ve ilerleyici bir hastalıktır. Şişen vücut bölgesinin ebatı genişler, ağırlığı artar ve doku beslenmesi bozulduğu için ciltte bozulmalar oluşur. İleri evrelerinde yaralar açılır. Büyüyen vücut bölgesi estetik açıdan görünümü bozar, hareketi engeller, eklem ağrılarına neden olur, sonuçta günlük yaşam aktiviteleri zorlaşır ve yaşam kalitesi düşer.
Lenfödem tedavisi nedir?
C.Ç.Y.: Günümüzde lenfödemde tedavi yöntemi olarak yaygın kullanılan ve geçerliliği olan yöntem Kompleks Boşaltıcı Fizyoterapi (KBF) programıdır. Bunun yanında son yıllarda etkinlik oranı yüksek çeşitli cerrahi yöntemler geliştirilmiştir. Bu cerrahi yöntemlerin de başarıya ulaşabilmesi için operasyon sonrası hastaların mutlaka KBF programı ile desteklenmesi gerekmektedir.
Kompleks Boşaltıcı Fizyoterapi nedir, kimler tarafından uygulanır?
C.Ç.Y.: KBF, geçerliliği onaylanmış uluslararası sertifikasyon programları ile uygulama yetkinliği kazanmış fizyoterapistler tarafından uygulanmaktadır. Her hasta için tedavi programı, alanında uzman fizyoterapistler tarafından hastanın hikayesi ve değerlendirmeler sonrasında özenle ve dikkatle tasarlanmalıdır. Bu alanda eğitim almamış kişiler tarafından yapılan uygulamalar daha kötü sonuçlar oluşturabilmektedir. KBF; cilt bakımı, manuel lenf drenajı, basınç uygulaması ve egzersizden oluşan bir tedavi protokolüdür. Bu 4 parametre her tedavi seansında uygulanmalıdır. KBF uygulaması yoğun faz ve koruma fazı olmak üzere iki fazda uygulanmaktadır.
Yoğun faz, lenfödemin indirilmesi için manuel lenf drenajı (MLD), cilt bakımı, kompresyon bandajı ve terapatik egzersizlerin fizyoterapist tarafından uygulandığı fazdır. Aynı zamanda bu dönemde hastaya manuel lenf drenajı, bandajlama, bası giysisinin kullanımı ve egzersizler konusunda eğitim verilir. Lenfödemin şiddetine göre 10-30 seans arası sürebilir. Lenfödem geliştiğinde erken dönemde tedaviye başlamak etkilenen bölgede gelişebilecek komplikasyonların, lenfödemin ileri evrelere ilerlemesinin veya diğer bölgelerin de etkilenmesinin önüne geçebilmek adına oldukça önemlidir.
Koruma fazı olarak da adlandırılan ikinci aşamada ise yoğun fazda elde edilen kazanımların korunması ve/veya arttırılması için hasta tarafından drenaj ve basınç uygulamasının yapıldığı dönemdir. Bu aşamada hasta kendisine özel dizayn edilmiş ve üretilmiş bası giysisi kullanılır. Koruma fazı mevcut koşullarda ömür boyu sürmektedir.
Lenfödemi veya lenfödem gelişme riski olan bireyler günlük yaşamda nelerden korunmalı?
C.Ç.Y.: Amacımız basit önlemlerle bireyi yaşanabilecek olumsuzluklara karşı korumak ve yaşam kalitesini arttırmaktır. Bu hususta bireylerin günlük yaşamda genel olarak dikkat etmesi gereken noktalar şunlardır:
- Lenfödem bağışıklık sisteminin etkilendiği bir hastalıktır. Bu nedenle hijyen koşullarının sağlanması çok önemlidir. Kulak, ağız, burun ve genital bölge (özellikle kadınlar için) hijyenine dikkat ediniz.
- Böcek ısırıkları, kedi ve köpek tırmalamalarına karşı kendinizi koruyunuz.
- Herhangi bir yaralanma, açık yara (kesik, sıyrık, ısırık vb.) durumunda ilgili bölgeyi sabunlu su veya serum fizyolojik ile yıkayıp, steril sargı bezi ile kapatınız. Gerekirse sağlık kuruluşlarından destek alınız.
- Herhangi bir yanık durumunda bölgeye 15 dakika serin (soğuk değil) uygulama yapınız.
- Etkilenim olan bölgede, cildiniz hassas olduğu için lazer epilasyon, solaryum gibi ışınlara maruz kalabileceğiniz uygulamalardan uzak durunuz.
- Etkilenmiş bölgeyi ıslak ve nemli bırakmayınız. Yumuşak bir havlu yardımı ile mutlaka kurulayınız.
- Kıyafetlerinizin (özellikle iç çamaşırlarınızın) cilt üzerinde sıkışma izi bırakmayacak şekilde bol olmasına, lastik kısımlarının sıkmamasına özen gösteriniz.
- Etkilenmiş bölgenin aşırı derecede güneşe maruz kalmamasına özen gösteriniz. Cildinize uygun güneş koruyucular kullanarak veya ince kıyafetler giyerek etkilenen bölgenin güneş ışınlarından direkt etkilenmesini önleyiniz.
- Sauna, hamam, kaplıca gibi sıcak ortamlardan uzak durunuz. Sıcak su torbası gibi uygulamaların etkilenmiş alan üzerine yapılmasına izin vermeyiniz.
- Etkilenmiş alan üzerine soğuk uygulama yapılmasına izin vermeyiniz ve çok soğuk havalarda da etkilenmiş bölgeyi koruyunuz.
- Cilt temizliğinize dikkat ediniz. Temizlik için pH değeri nötral veya düşük olan ( pH 5-5.5) özel sabunlar kullanınız. Cilt temizliğinde aşırı ovma hareketinden kaçınınız.
- Etkilenen taraf tırnaklarınızı keserken dikkatli olunuz ve manikür/pedikür yaptırmayınız. Yaptırılması durumunda tırnak etlerinizi kestirmeyiniz.
- Koyu renk oje ve yapay tırnak kullanmaktan kaçınınız. Yapay tırnaklar ve koyu renk ojelerin mantar enfeksiyonuna yol açabileceğini unutmayınız.
- Kan ve lenfatik dolaşımı etkileyebilecek takılar ( bilezik, yüzük, saat, halhal gibi) kullanmaktan kaçınınız.
- Cildinizi nemlendirmeye özen gösteriniz ve pH değeri nötral veya düşük (pH 5-5.5) nemlendiriciler kullanınız. Her banyo veya duş sonrasında mutlaka nemlendirme işlemini yapınız.
- Alerji yapabilecek kozmetik ürünlerden uzak durunuz.
- Etkilenmiş bölgeden enjeksiyon, akupunktur, hacamat vb. işlemler yaptırmayınız.
- Tansiyon ölçme işlemini etkilenen bölgeden yaptırmamaya özen gösteriniz.
- Vücudunuzun hiçbir bölümüne dövme yaptırmayınız, piercing vb. takılar kullanmayınız.
- Etkilenmiş bölgenin çevre ölçümlerini en az ayda iki kez yapınız ve ölçümleri kaydediniz. Eğer anlamlı bir değişiklik gözlemlerseniz (şişlikte artma veya azalma) doktorunuzla ve fizyoterapistinizle görüşünüz. Ölçümleri yumuşak mezura ile yapınız.
- Etkilenen bölgeyi herhangi bir enfeksiyon belirtisine (kızarıklık, sıcaklık artışı, şişlik vb.) karşın gözlemleyiniz. Enfeksiyondan şüphelendiğinizde derhal doktorunuz ile iletişime geçiniz.
- Uçakla seyahat edecekseniz mutlaka bası giysinizi giyiniz.
- Kompleks boşaltıcı fizyoterapi tedavi küründen sonra bandajlama, bası giysisi kullanımı, terapatik egzersiz ve self-MLD uygulamalarına fizyoterapistinizin önerileri dahilinde devam ediniz.
- Hangi nedenle olursa olsun bir sağlık merkezine başvurduğunuzda ilgili sağlık personellerini durumunuz ve risk faktörleriniz hakkında mutlaka bilgilendiriniz.
- Lenfödem yüksek proteinli bir ödemdir. Ancak az proteinli diyet size yardımcı olmayacaktır. Aksine yumuşak dokuda zayıflığa sebep olarak ödemin daha kötüye gitmesine neden olabilir. Protein açısından kısıtlayıcı başka bir faktör olmadıkça normal dengeli diyet yapınız.
Lipödem nedir?
C.Ç.Y.: Lipödem, cilt altı yağ dokusunun anormal artışı ile ortaya çıkan bir hastalık tablosudur. Etkilenen kollarda ve/veya bacaklarda simetrik, birbirine benzer bir görüntü dikkat çeker. Lipödem hastalarında yağ dokusundaki artış ve bozulmalar etkilenen bölgede ağrı ve hassasiyet ile sonuçlanabilir. Etkilenen bölgedeki doku, kan kapillerinin etkilenmesinden dolayı kolayca morarabilir. Lipödem kalıtsal bir durum olabilir. Portakal kabuğu görünümü vardır. Dokunun yapısı genelde yumuşaktır fakat yaş ile birlikte cilt giderek sertleşebilir. Nadiren de olsa erkeklerde görülmekle birlikte sıklıkla kadınlarda ortaya çıkar.
Lipödem tedavisi nedir?
C.Ç.Y.: Lipödem tedavisinde de lenfödemde olduğu gibi kompleks bir yaklaşım önemlidir. Hastalar uygun diyet programları, egzersizler, kompresyon cihazları ve manuel lenf drenajı ile takip edilmelidir. Lipödem hastaları artan yağ dokusunun lenfatik sistem üzerindeki olumsuz etkisine bağlı olarak lenfödem gelişme riskiyle karşı karşıyadır. Bu nedenle lipödemin en erken dönemde kontrol altına alınması önemlidir. Kollarda ve/veya bacaklarda lipödeme bağlı ağrı, hassasiyet olması durumunda ise manuel lenf drenajı ile bu semptomlarda azalma sağlanabilmektedir.
Prof. Dr. Hayati Deniz kimdir?
Önce Gaziantepli sonra doktorum. Gaziantepli bir ailenin 4. çocuğuyum. Berlin’de doğdum. Uzun yıllar İstanbul’da bulunduktan sonra son 15 yıldır yoğunluklu olarak çalışmalarımı Gaziantep’te sürdürmekteyim. Kalp ve Damar Cerrahisi Profesörü olarak halen akademik olarak çalışmakta, bilim üretmeye devam etmekteyim. Laboratuvar ve ameliyat tecrübelerimizi dünyaca kabul edilen bilimsel yayınlarla da ekip olarak paylaşmaktan büyük zevk alıyoruz. Aktif olarak kalp cerrahisi, açık kapalı robotik ameliyatlar gerçekleştirmekteyim. Ancak son yıllarda artan ve sıklıkla başvuru aldığımız varis ve lenfödem konusunda oldukça etkin, konforlu ve mikro cerrahi gerektiren ameliyatlar çalışma hayatımızda büyük bir yer kapsamakta.
Uzm. Fzt. Ceyda Çiçek Yavuz kimdir?
2019 yılında SANKO Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden derece ile mezun olduktan sonra SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde iş hayatına başladım. Obezite ve metabolik cerrahi rehabilitasyonu, onkolojik, nörolojik, ortopedik, kardiyopulmoner rehabilitasyon alanlarında hasta takibi yaptım. 2020 Şubat ayında uluslararası geçerli sertifikasyon programı olan, Academy of Lymphatic Studies (ACOLS)- Kompleks Boşaltıcı Fizyoterapi eğitim programına katılarak Lenfödem Terapisti/ Kompleks Dekonjestif Tedavi Uzmanı unvanını aldım ve lenfödem, lipödem, kronik venöz yetmezlik vb. alanlarda da hasta takibine başladım. 2022 Temmuz ayında SANKO Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Tezli Yüksek lisans programından mezun oldum. Deprem sürecinde Gaziantep ve çevre il/ilçelerde bulunan depremzede ampute bireylerin gönüllü takibini yaptım. Sonrasında ampute bireylerin protez öncesi ve sonrası tedavi süreçlerini kapsayan bir projede çalışmak üzere İstanbul’a taşındım. Almış olduğum eğitimler doğrultusunda hastalarda ödem ve yara kontrolü, protez öncesi ve sonra rehabilitasyon süreçlerinin takibi ve uygulanması alanında çalışmalar yaptım. 2024 Eylül itibariyle de tekrar Gaziantep’te çalışmaya başladım.