- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
“Depremden sonra psikolojimizi nasıl koruyabiliriz?” sorusunun son zamanlarda çok fazla ön plana çıktığına dikkat çeken Psikiyatrist & Psikoterapist Uzman Dr. Emrah Yıldız, “Deprem geçtikten sonra nasıl ki bedenin herhangi bir yara alıp almadığına bakıldıysa aynı şekilde psikolojinin de ne durumda olup olmadığına bakılması gerekir” uyarısında bulundu.
Psikolojik travma tepkilerini; ‘anormal olaylara, normal verilen tepkiler’ olarak tanımlayan Psikiyatrist & Psikoterapist Uzman Dr. Emrah Yıldız, ‘Depremden en az bir ay sonraki süreçte tepkiler hâlâ ilk günkü gibi devam ediyorsa o zaman biraz daha dikkati olmak gerekebilir. Yaşanılan tepkileri görmezden gelmek, halı altına süpürmek problemi ortadan kaldırmaz. Aksine uzun vadede bireyin yaşam kalitesi bozulabilir. Bu süreçte psikiyatrik destek alınması elzemdir” dedi.
Travma, temelde bireyin “güvenlik algısını” tehdit eder
“Deprem psikolojisini anlamak için psikolojik travma kavramına bakılması gerekebilir” ifadelerini kullanan Dr. Yıldız, şunları kaydetti: “Bu süreçte birçok ruh sağlığı uzmanı tarafından ‘travma’ kavramından bahsedilse de travmanın kitabi tanımının yanı sıra herkesin anlayabileceği gündelik tanımını da yapmak gerekebilir. Öncelikle kitabi tanıma kısaca bakılırsa travma; bireyi dehşet içerisinde bırakan ve çaresizlik duygusunu tetikleyen beklenmedik ve olağandışı olayların neden olduğu olaylar karşısında gösterilen psikolojik tepkilerdir. Bu beklenmedik ve olağandışı olaylar; savaş, deprem, yangın, sel, saldırı, tecavüz, şiddet gibi olaylardır. Bu kitabi bilgi haricinde ise travma, temelde bireyin “güvenlik algısını” tehdit eder. Bu güvenlik algısının tehdidi karşısında üzüntü, endişe, çaresizlik gibi başlıca olumsuz duygular yaşanır. “Dünya güvenli bir yer değil” inancı kişide umutsuzluk duygusunu da oluşturur. Bu umutsuzluk hali ise bireyin gündelik hayatına önemli ölçüde yansır.”
Tepkiler zamanla azalır
Depremden sonra bireylerde bazı bedensel tepkilerin çok fazla ön plana çıktığını dile getiren Dr. Yıldız, “ ‘Sürekli sallanıyor’ hissiyatı ve buna bağlı baş dönmeleri bu tepkilerin başlıcalıları idi. Ancak olayın etkisi azaldıkça ve deprem gündemi değiştikçe bu tepkilerin zamanla azaldığı da gözlemlendi. Psikolojik travmadan sonra iki psikiyatrik hastalık sık görülür. Bu psikiyatrik hastalıklar; Travma sonrası stres bozukluğu ve depresyondur” diye konuştu.
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU (TSSB) TEPKİLERİ
Dr. Yıldız, ‘travma sonrası stres bozukluğu tepkileri’ hakkında şu bilgiyi verdi:
• Travmatik olayla ilgili anıların sık sık hatırlanması.
• Travmatik olayla ilgili uyaranlar ile karşılaşınca yoğun fizyolojik tepkiler verme. (Her an tetikte olma, abartılı irkilme tepkileri, dikkat ve uyku sorunları)
• Yabancılaşma; kişinin kendisinden, bedeninden ve duygularından ayrışmış hissetmesi.
• Travmatik olayla ilgili anılar, düşünceler ve insanlardan kaçınma.
• Travmatik olayla ilgili duygu durumda bozukluklar yaşama. (Aşırı öfke ve saldırganlık tepkileri, yoğun üzüntü, vb.)
• Gelecek ile plan kuramama.
• Kişinin yaşadığı bu durum alkol, madde veya herhangi bir uyarıcı/ uyuşturucu madde ile açıklanamaz.
• Kişinin yaşadığı bu durum iş, aile ve toplumsal hayatında önemli düzeyde bozulmaya yol açar.
DEPRESYON TEPKİLERİ
Dr. Yıldız, depresyon tepkileri hakkında da şunları söyledi:
• Duygusal olarak üzgün, mutsuz hissetmek.
• Düşünce olarak ümitsiz, çaresiz ve karamsarlık içerisinde olmak.
• Davranış olarak toplumdan soyutlanmak, içe çekilmek, vb.
• Bedensel olarak uyku ve iştahın bozulmasıdır.
• Kişinin yaşadığı bu durum önemli düzeyde işlevselliğinde bozulmaya neden olur.
Sosyal medyada deprem ve enkaz görüntülerine bakmamak gerektiğini belirten Dr. Yıldız, “Bazen olaydan sonra bu tarz görüntülere çok maruz kalmak da “ikincil travma” etkisi oluşturur. İkincil travmada bireyler, yaşadıkları veya yaşamadıkları olaylara ilişkin içerikleri dinleyerek veya izleyerek dolaylı olarak maruz kalırlar. Bu dolaylı maruz kalma hali de bireyde sorumluluk ve suçluluk duygusunu tetikler. Birey, travmatik olaya doğrudan ve bire bir maruz kalmışçasına yoğun psikolojik reaksiyonlar gösterir. İkincil travma yaşamamak adına bu tarz içerikleri çok fazla izlememek gerekir” dedi.
Yaşanılan travmatik olay sonrasında psiko-sosyal destek almaktan geri durmamak gerektiğini ifade eden Dr. Yıldız, psikolojik olarak endişelenmenin çok normal olduğunu, bu endişeleri diğer insanlarla paylaşmanın, anlatmanın ve destek almanın iyi hissettirdiğini belirtti.
Travmatik olaydan sonra ilk günlerde uyku ve iştah problemleri yaşamanın normal olduğunu dile getiren Dr. Yıldız, ilk günlerde sakinleştirici ve yatıştırıcı kullanılmaması gerektiğini söyledi.
“Bedenin bakımına özen göstermeye gayret etmek önemlidir” diyen Dr. Yıldız, “Alkol ve sigara kullanımı gibi sağlığınızı olumsuz etkileyecek aktiviteler yerine yürüyüş, açık havada nefes egzersizi yapmak gibi aktiviteler iyi hissettirir. Sevdiğiniz insanlarla topluca ve beraber bulunup zaman geçirmek iyi hissettirebilir” dedi.
Travmatik olayın kişide güvensizlik ve belirsizlik oluşturduğunu anlatan Dr. Yıldız, “Bu güvensizlik ve belirsizlikle baş etmek adına günlük, minik rutinler oluşturmak iyi hissettirir. Hep aynı saatte yürümek, aynı saatte kitap okumak belirsizlikle baş etme konusunda etkilidir. Bazen anlatmak zor gelebilir. Böyle zamanlarda yazarak duygu ve düşünceleri ifade etmek, duygu ve düşüncelerin yoğunluğunu azaltır” diye konuştu.
Dr. Yıldız, travmadan sonra tepkilerde herhangi bir azalma yaşanmazsa ve gündelik hayatta önemli düzeyde bozulma meydana geldiyse bir ruh sağlığı uzmanından destek alınması gerektiğine dikkat çekti.
"TRAVMADAN SONRA TEPKILERDE HERHANGI BIR AZALMA YAŞANMAZSA VE GÜNDELIK HAYATTA ÖNEMLI DÜZEYDE BOZULMA MEYDANA GELDIYSE BIR RUH SAĞLIĞI UZMANINDAN DESTEK ALINMASI GEREKIR"