Yükleniyor...

Atatürk’ü resmetmek isterdim

15 Nisan 2021

Özge Karadağ, eğer tek bir resim çizme hakkı olsaydı bu resmin kesinlikle Atatürk olacağını söylüyor ve ekliyor, “Onunla aynı ortamda bulunduğumu ve gözlerinin içine bakarak onu resmettiğimi düşünmek bile şu an tüylerimi diken diken ediyor ve beni inanılmaz derecede heyecanlandırıp duygulandırıyor. Bu benim için unutulmaz bir an ve muhteşem bir gurur olurdu.” Her zaman babasını rol model aldığını söyleyen Özge Hanım, “Gerek iş hayatındaki başarısı gerek sosyal hayatındaki samimi ama düzeyli insan ilişkileri, sorun değil çözüm odaklı olması ve kendine güveni ile her zaman onu örnek alır ve onun izinden yürümeye çalışırım” dedi.

1)Herkesin bilmesinde yarar gördüğünüz bir hayat tecrübenizi paylaşır mısınız?
Üniversite için İstanbul’a gittiğimde, ailemden uzakta kendimi yalnız ve korumasız hissetmiştim. Tabiri caizse sudan çıkmış balık gibiydim. Ama bir noktada bu korkunun üstüne gitmem gerektiğini fark ettim. Gün geçtikçe ayaklarımı yere daha da sağlam basmaya başladım ve sonunda gördüm ki korkularımdan eser kalmamış. O an fark ettim ki kendime inandığım ve güçlü olduğum sürece başaramayacağım hiçbir şey yok.

2)Hangi mevzu açıldığında sıkılırsınız? Neden?
Bir ortamda, orada bulunmayan bir kişi hakkında yanımda konuşulması ve yorum yapılması beni çok rahatsız eder, bu durumdan dolayı gerginlik yaşarım. Mümkünse o ortamdan uzaklaşır ya da konuyu değiştirerek konuşmayı sonlandırırım.

3)Pandemi bitince bir parti verecek olsanız, bu ne için ve nasıl olurdu ?
Covid-19 salgını ülkemizi çok ciddi şekilde etkiledi ve bu sıkıntılı dönemde sağlık çalışanları bizler için büyük özverilerde bulundu hatta pek çoğu mesleğini yaparken hayatını kaybetti. Pandemi sonrası bir organizasyon düzenleyecek olsam bu kesinlikle sağlık çalışanlarının fedakarlıklarına dikkat çekmek ve onların çalışma şartlarını iyileştirmek için bir yardım etkinliği olurdu. Yapılan etkinlik sonunda toplanan yardım hem hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının ailelerine destek olmak hem de bundan sonrasında içinde bulunulan şartları iyileştirmek için kullanılırdı.

4)Önümüzdeki sene üzerinde çalışacağınız tek bir proje olsaydı, bu ne olurdu?
Son dönemde daha da artan ve maalesef önüne geçilemeyen kadına yönelik şiddet vakaları her vicdan sahibi insanı etkilediği gibi bir kadın olarak beni de çok etkiledi. Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden de çekilmemizle endişelerim daha da arttı. Yaşamın kadınla var olduğunu göz önüne aldığımızda, kadının yerinin sadece ailede değil iş hayatında da her zaman en üst sırada olmasının önemli olduğunu düşünüyorum ve bu önemin öncelikle aile içinde kavranması gerektiğine inanıyorum. İşte bu yüzden gelecek yıl eğer tek bir proje için çalışacak olsaydım bu kesinlikle kadın haklarının ve öneminin önce aileler içinde anlatılması ve tüm bireylere kavratılması üzerine bir çalışma olurdu.

5)Çocukken, büyüyünce ne olmak isterdiniz?
Çocukken hep mimar olmak isterdim. Bir mekanı yaşanabilir hale getirmek, insanların kişilik özelliklerini o mekana taşıyabilmek. Yani aslında insanların içini görüp onları yaşam alanlarında yansıtabilmek ve dört duvarı yaşanabilir kılmak benim için her zaman harika bir duygu olmuştur.

6)Hayatınız bir film olsaydı, müziklerinde hangi şarkılar yer alırdı?
Filmlerde serim, düğüm ve çözüm olmak üzere 3 bölüm olduğunu düşünürsek ve benim de hayatımı aynı şekilde 3 bölüme ayırmam gerekirse ilk bölüm çocukluk, ikinci bölüm gençlik ve son bölüm de ailemi kurduğum olgunluk dönemim olur. Sırasıyla da şarkıları şu şekilde olur; Pharrell Williams – “Happy”, Nil Karaibrahimgil – “Kanatlarım Var Ruhumda” ve Yalın – “Cumhuriyet”.

7)Hayatınızda sahip olduğunuz en önemli rol modeli veya akıl hocası kimdir?
Benim rol modelim her zaman babam olmuştur. Gerek iş hayatındaki başarısı gerek sosyal hayatındaki samimi ama düzeyli insan ilişkileri, sorun değil çözüm odaklı olması ve kendine güveni ile her zaman onu örnek alır ve onun izinden yürümeye çalışırım.

8)Siz bir ressamsınız ve tek bir şeyi çizme hakkınız var. Bu ne olurdu?
Eğer tek bir resim çizme hakkım olsaydı bu kesinlikle Atatürk olurdu. Onunla aynı ortamda bulunduğumu ve gözlerinin içine bakarak onu resmettiğimi düşünmek bile şu an tüylerimi diken diken ediyor ve beni inanılmaz derecede heyecanlandırıp duygulandırıyor. Bu benim için unutulmaz bir an ve muhteşem bir gurur olurdu.

9)Bundan 25 sene sonra bugüne dair en çok neyi özleyeceğinizi düşünüyorsunuz?
Bundan 25 sene sonraya gittiğimde özleyeceğim anların oğlum Demir’in büyümesine şahit olduğum anlar olacağını düşünüyorum. Onunla geçirdiğim her gün yeni bir macera, yeni bir hayat gibi. Onun gelişimini, büyümesini ve bağımsız birey olmasını izlemek benim için tarifi mümkün olmayan mükemmel bir duygu.

10)Aniden 18 yaşına döndünüz. İlk olarak ne yapardınız?
Eğer aniden 18 yaşıma dönsem yine aynı şekilde hiçbir şeyi değiştirmeden yaşamak isterdim ama bu sefer içimde hiçbir korku barındırmazdım. Çünkü tecrübelerimden öğrendim ki en önemlisi her zaman “keşke” yerine “iyi ki” demek.

 

Sosyal Medyada Paylaş