- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
Geçmişteki seçimlerinden, vazgeçişlerinden, kararlarından hiç pişman olmadığını, o yıllarda daima yanında olan, kendisini destekleyen bir aileye sahip olduğu için ne kadar şanslı olduğunu dile getiriyor Dt. Feray Kayhan.
Oooo… Oooo…Oooo… SELF CONTROL
Brother Louie…Louie…Louiee…
We are the World…We are the children…
Big in Japan… Ooo big in Japan… Dilimizde marş olmuşken, yanar döner disko toplarının altında dans ettiğimiz okul çağlarımız, neon aerobik taytlarımızın üzerine giydiğimiz mayolarımızla, gırtlağımıza kadar çektiğimiz pileli pantolonlarımızla, vatkalı ceket gömleklerimizle, pantolonun içine sıkıştırmaya çalıştığımız koca kazaklarımız, permalı jöleli saçlarımızla, yanımızdan kâkülümüzü havada tutmak ve krepe yapmak üzere taşıdığımız tarakla, kaset doldurup walkmanla dinlemenin en çok hava yaptığı, video seyretmek için kaset kiraladığımız, fotoğraf filmini banyoya verirken ‘acaba ışık alıp yandı mı pozlar?’ kaygısını yaşadığımız o 80’li yıllar… Commador 64 ve orijinal kasetlerine sahip olmakla bir sıfır öne geçtiğimiz hani şimdilerde sen bilmezsin ZAKKUM diye bir grup var onun şarkı sözlerinde söylediği gibi;
Neydi o deli fişek, eski pür telaş, ele avuca sığmaz kalbimiz, kafesinden taşardı,
Neydi o hayata efelendiğimiz yıllar, ateş parçasıydık düştüğümüz yer yanardı…
İşte tam da öyle olduğumuz zamanlarda olduğunu şimdi sana bakınca anlıyorum 18 yaşım…
Doğmak, büyümek, daha çabuk ve daha hızlı büyümeye çabalamak gibi bir misyonumuz var hayatta sanıyoruz. Ağlayınca, bir de denize girince gözleri yeşeren ela gözlü ama yeşil hakim gözlü Feraycığım yok öyle aceleye getirme hayatı, telaş etme… Hayatının en güzel, en heyecanlı, en hevesli, en istekli en gözü kara olduğun, hayallerini gerçekleştirmek için peşinden koştuğun yaştasın. Tadını çıkar, sonunda inan yakalıyorsun teek teek peşinde koştuğun tüm hayallerini…
18 yaşım… Aşkı, aileni, dostlarını bulup onlarla yoğrulduğun, onlar sayesinde kendini bulduğun yaştasın… İlk aşk, ilk sinemaya gidiş, ilk mesleğe atılış ilk kendini arayışın bu yaşta oldu.
Bu yaştaki seçtiklerim, vazgeçtiklerim, inandıklarım, aldığım kararların hatta kararsızlıkların ve tüm bu duygu karmaşasının içerisinde daima, her koşulda, her durumda seni destekleyen bir aileye sahip oluşun en büyük şansın, kıymetini bil. Teşekkür et önce kendine sonra ailene, tüm bunların sayesinde bugünkü Feray’a ulaşmışmışsın. Güçlü, başarılı, hırslı ve daima hedefine odaklanan dönüp hiç geriye bakmaman tıpkı babanın söylediği gibi… ‘Feraycığım sadece bu yaşta değil tabii ki yaşayacağın tüm ilkler merak etme, her yaşında bir ilkin oluyor mutlaka, 100 yaşasan da bazen ilk olan olaylar, insanlar olacak hayatında. Elbette bu döngünün sonu yok ama 18 yaşındaki ilklerinle hiçbiri boy ölçüşemeyecek haberin olsun. O yüzden hep aklında yüreğinde olacak, kalacak bu yaşta ilklerin keyfini sür’…
En iyi voleybolcu, en iyi yüzücü, en başarılı en en en en… Tuttuğunu koparan, istediğine ulaşmak için hırs yapan, deli gibi çalışan ama bazen de yorulduğunu, dünyanın sana karşı olduğunu düşünüp içine kapandığında, sıkıntılarını dağ yapıp sakın altında kalma, altına gir ve onları ortadan kaldır inan bana yapabilirsin. Ben daha fazlasını yaptığını gördüm, biliyorum en yakın tanığınım inan bana…
18 yaşım… Ölümün acısına, doğumun mucizesine tanıklık edeceksin daha ikisinde de nefesin kesilecek… Şimdi nefesini kesen hadiselerin olayların tadını çıkar.
18 yaşım… Geçmişe özlemle bakmam gerektiğini hatırladığım yaşta ve de tam da şu an en çok özlediğimle berabersin yani Orkun’la… Ona çok sarıl, öp, kokla olur mu ama eninde sonunda yine özlemiyle baş etmeye çalışırken bulacaksın kendini, sonrasında hiçbir şey aynı olmayacak kokusunu daha çok çek içine emi.
18 yaşım… Hissettiklerini dile getirmekten çekinme… Duygularına gem vurma anlat, haykır, tutma içinde… En çok da “hayır’’ demeyi öğren istemediğin şeylere.
18 yaşım… Yaptığın seçimlerden, vazgeçtiklerinden, aldığın kararlardan yaptığın hatalardan hiç gocunma hatta daha da çok hata yap, hata yapmaktan korkma. Yaptığın hatalardan ders çıkar ve devam et, dönüp de arkana bakma. İyi ki yapmışım de. Ben şimdi buradan bakıyorum ve de öyle diyorum, iyi ki yapmışsın ağlayınca ve denize girince gözleri yeşeren Feraycığım…
18 yaşım… Sana bir sır vereyim mi? …Bak şimdi senden daha güzel, senden daha becerikli, senden daha akıllı, senden daha zeki, senden dahası çok çok fazla olan ama senin onun bu tüm özelliklerine rağmen kıskanmayıp tam tersi gurur duyacağın bir meslektaşın ve her istediğini elde etmek damarını senden alan keçi inadıyla doğru bildiğinden, tüm kainattaki canlılara yardım etme misyonu taşıyan ve her sinirlendiğinde ağlayıp sevindiğinde yerinde duramayan acayip duygusal bir o kadar da eğlenceli neşeli Gizem isimli bir kızın olacak…
Haaa bir değil pardon iki kızın olacak yukarıda anlattığım kuzu, yani ikinci olan…
İlki ise ilk göz ağrın, tarifi mümkün olmayan o ilk heyecanının sebebi gözünün Nur’u, üzüm gözlü kızın doğrucu davutun, dünyanın en iyi cerrahından, babasından el almış dünyanın en güzel gözlü cerrahı, her zaman sana ilkleri yaşatan kızın İrem Nur…
18 yaşım… Şimdi sana bir yanım hüzün bir yanım sevinçle, gururla bakıyorum… Aferin sana diyorum, neler atlattın, neler yaşadın ve bunları yaşarken sana sevgiyle sarılan, daima yanında olan, böylesine güçlü, böylesine seni destekleyen bir aileye sahip olduğun için ne kadar şanslı olduğunu düşünüyorum ve dilimde bir liseli esmer kız şarkısı dökülüyor, beni bana hatırlatan…