Yükleniyor...

Umarım empati kurabiliriz

15 Nisan 2022

İnsanlığın gün geçtikçe empati duygusunu ve paylaşımcılığını yitirdiğini ifade eden Işıl Turgay Canpolat, “Kötüyü paylaşmayı başaramazken iyiyi de taktir etmeyi bilmeyen insanlar olduk. Umarım duygularımız olduğunu hatırlar ve bir an önce empati kurmayı yeniden başarabiliriz” diyor…

İnsanlığın gün geçtikçe empati duygusunu ve paylaşımcılığını yitirdiğini ifade eden Işıl Turgay Canpolat, “Kötüyü paylaşmayı başaramazken iyiyi de taktir etmeyi bilmeyen insanlar olduk. Umarım duygularımız olduğunu hatırlar ve bir an önce empati kurmayı yeniden başarabiliriz” diyor…

Şimdiye kadar aldığınız en iyi tavsiye nedir? Kimden?

Şimdiye kadar aldığım en iyi tavsiye, evlenirken şahitlerimden biri olan amcamdan oldu, bana ‘Evliliğinizde sevgi, saygı ve sadakat olduğu sürece her şeyin üstesinden gelebilirsiniz’ demişti. Ortalama 10 yıldır evliyim ve sanırım sevgisiz de olmazdı, saygısız da, sadakatsiz de… İki tane dünya tatlısı kızım var. O yüzden onlar evlenirken de söyleyeceğim ilk tavsiye bu olacaktır.

100 yıl sonra açılacak bir zarfa neler yazmak isterdiniz?

‘Hiçbir başarı ve mutluluk tek başına anlam ifade etmez. Paylaştıkça mutluluk artacak, paylaştıkça acılar küllenecektir. Birlikte her şeyi başarabileceğin gibi, her türlü zorluğun da üstesinden gelebileceksin, unutma’ derdim. Çünkü şu sürece kadar öğrendiğim şey, paylaşmayı öğrendikçe hayatın daha kolay olduğunu görmem oldu.

Dünyanın 8. harikasını siz seçecek olsaydınız, bu ne olurdu?

Şu sıralar sanırım içerisinde bulunduğumuz durumlar harika şeyleri görmekte zorlanmama sebep oluyor. Ama harika olan şey sanırım doğanın ta kendisi… Ucu bucağı olmayan, sonsuzluğu ifade eden, tertemiz bir deniz benim için 8. harikayı anımsatabilir.

Süper gücünüz olsa, ne olmasını isterdiniz?

İşi çok duygusal sürece bağlamak istediğimden değil tamamen içimden geldiği gibi cevapladığım için sanırım süper bir gücüm olsa babamı geri getirmek isterdim. Çok erken bir süreçti çünkü kaybettiğimiz zaman, özlüyorum… 

Eğer sihirli bir küre merak ettiğiniz her şeyi cevaplıyor olsaydı, öğrenmek isteyeceğiniz tek şey ne olurdu?

Son dönemde okuduğum bir kitap an’da kalmayı anlatıyordu ve çok etkilendim açıkçası. O nedenle gelecek ve geçmişi düşünmeden yaşamaya odaklanıyorum. Ama böyle bir soru karşısında sanırım ilk aklımdan geçen şey, ‘gelecekte neredeyim ve ne yapıyorum’ olurduJ

’Keşke şu dönemde yaşasaydım’ dediğiniz bir zaman dilimi var mı? Ya da böyle bir hakkınız olsa hangi dönemi seçerdiniz?

Hiç böyle bir zaman dilimi düşünmedim açıkçası ama sanırım bana bir hak tanınsaydı sosyal medyanın hayatımıza girdiği zaman dilimi öncesini tercih ederdim. Kullanıyorum doğru ama tüm insan ilişkilerine yarardan çok zarar verdiğini düşünüyorum.

Şu anda hayatta olmayan hangi ünlü ya da büyük kişilikle karşılaşmak isterdiniz? Ona ne sorardınız?

Bu kesinlikle tartışmasız benim için Mustafa Kemal Atatürk olurdu. Sanırım bizim çocukluğumuzda bize yüklenen aşırı bir Atatürk sevgisi vardı. Bu yüzden onunla karşılaşmak isterdim. Bu kadar şeyi, nasıl kimseyi umursamadan cesaretle başarabildiğini sorardım. Bizim içimize yerleşmiş korkunun onda hiç var olup olmadığını büyük bir merakla sorar ve saatlerce oturup dinlemek isterdim.

Geçmiş ya da gelecekte herhangi bir olaya şahitlik edebilecek olsanız, hangi olayı seçerdiniz?

Çocukken ‘Geleceğe Dönüş’ filmini çok severdim. İleride acaba böyle ışınlanarak bir yerden bir yere gitmek mümkün olacak mı? Bunu ilk gören ve deneyimleyebilen kişi olmak isterim.

Sonsuza kadar yaşlanmayacak olsanız, hangi yaşta kalmayı tercih ederdiniz? Neden?

2005 yılında liseden mezun oldum. Beslenme ve Diyetetik okumak tek isteğimdi ve o dönemde sadece üç üniversitede vardı. Kayseri, Başkent ve Hacettepe Üniversitesi. Nitekim Ankara’da okudum. Fakat ben İstanbul’u çok çok seviyorum ve içimizde hep, ‘18 yaş olunca özgürleşeceğim’ telaşı başlar ya, o dönemde İstanbul olmadığı için çok üzüldüm. Mezun olduktan sonra üç yıl orada çalıştım ama benim için çok kısa bir süreydi. Sanırım 23 yaşında kalır ve hep orada yaşardım.

İnsanlığın üzerinde düşünüp düzeltmesi gereken bu dünyadaki en büyük sorun nedir?

Youtube’da bir program izliyorum ve bir kadın: ‘Bizim zamanımızda zengin, fakir diye ayırt edilmez, ayıp sayılırdı. Kimse ne aldığını, ne giydiğini insanların gözüne sokmaz, bir evde bir şey pişer ve kokusu komşuya giderse kesinlikle onunla paylaşılırdı ama komşuyu incitmeden. Yan komşumuzun derdi bizim de derdimiz olur hayatı birlikte göğüslerdik.’ diye bahsediyordu kısaca. Biz empati duygumuzu yitirdik, paylaşımcılığımızı kaybettik. Komşu ülkelerde savaş var, ‘vah vah’ demekten öteye gidemez olduk. Kötüyü paylaşmayı başaramazken iyiyi de taktir etmeyi bilmeyen insanlar olduk. Umarım duygularımız olduğunu hatırlar ve bir an önce empati kurmayı yeniden başarabiliriz.

Sosyal Medyada Paylaş