Yükleniyor...

Dilayla Kopuz ile Sürdürülebilir moda üzerine

15 Eylül 2021

Köşe yazarımız Sinem Aslıkara’nın Bodrum’da bir araya gelerek röportaj yaptığı modacı Dilayla Kopuz, Kopenhag’da doğan markasını, çalışmalarını ve hedeflerini Cemiyet’e anlattı. “Dünyada yüzde 100 bio çözünürlüklü giyim koleksiyonuna sahip olan ilk tasarımcı ve kadın girişimci olmak istiyorum” diyen Kopuz’un anlatımlarını keyifle okuyacaksınız…

Sürdürülebilir moda, son zamanlarda sıkça duymaya başladığımız kavramlardan bir tanesi. Çevreci, dönüştürülebilir, yüksek kaliteli ürünlerin hedeflendiği bir akım olarak da tanımlanan sürdürülebilir modanın doğa dostu markalarından ‘[IM]perfectionists’ yaratıcılarından biri olan Dilayla Kopuz ‘İklim krizi’ni ele aldığımız bu sayımızın konuklarından…

Dilayla Kopuz kimdir?
Kendimi tanıtmam gereken soruları çok seviyorum, yıllar boyunca verdiğim cevapların değişmesi ve gelişmesi hoşuma gidiyor :). Kendimi hayalperest ama gerçekçi olarak tanıtabilirim. Hayal etmeden bir şeyleri başaramazsınız.

D.K.: Sinem, sen beni nasıl tanımlarsın?
Yaşına göre çok idealist, ne istediğini bilen, eğlenceli:)

Aldığın eğitimler nelerdir?
Üniversiteden yeni mezunum. İngiltere’de (University of East Anglia) Pazarlama ve Yönetim okudum. Onun dışında uzun müddet bir moda eğitimi almadım, kısa kısa kurslar alarak networkumu geliştirmeye başladım.
Londra’da Vogue Dergisinin basım evi olan Conde Nast’in moda okulunda (Conde Nast college of Fashion & Design) bir haftalık moda yazarlığı kursu aldım. İstanbul’da da İstanbul Moda Akademisinde kısa bir moda kursu daha aldım. Bizim jenerasyonumuzun en büyük avantajının sosyal medya kanallarında çok fazla bilgi olması olduğunu düşünüyorum, tabii ki doğru yanlış bilgi ayrımına dikkat edilerek.

Ürünlerini ve markanı bize tanıtır mısın? Senin ürünlerinin bir farkı var, bunu ben biliyorum ve çok destekliyorum, hatta son yıllarım bunu etrafıma anlatmakla geçiyor, bu farkındalığa artık ulaşmalıyız diye düşünüyorum…
Moda endüstrisi çevremize en çok zarar veren endüstrilerin başlarında geliyor. Her yıl, çoğunluğu sentetik ve biyolojik olarak parçalanamayan malzemelerden yapılmış 100 milyon tondan fazla giysi atılıyor. Bu giysiler aynı plastik şişeler gibi yıllarca çözünmüyor. Bu tur sentetik ürünlerin boyanma, evde çamaşır makinesinde yıkanma gibi daha bir sürü aşamada da çevremize zararları var.
Çevremize zararı minimum olan bir ürün ortaya çıkarmak istedim. Bu alanda da markamı kurma aşamasına girdim. [IM]perfectionists, yeni moda dünyasını temsil eden otantik bir marka olarak Kopenhag’da doğdu.

Tasarımlarımda şu an için Hint keneviri ve organik pamuk karışımı kumaşlar kullanıyorum, çevreye zararı ve çabuk silinebilmesi dolayısıyla su bazlı baskı yerine yüzde 100 pamuk iplikle nakış kullanıyorum. Tasarımlarımda ve dikimlerimizi de yine yüzde 100 pamuk iplikle yapıyoruz. Her detayını ince ince düşündüğüm ürünlerimde etiketlerimiz de yüzde 100 pamuk ve üstüne yazdığımız boyaların da OEKO-TEX sertifikası var.

Hem Türkiye’de hem de dünya çapında Fashion Revolution organizasyonunu desteklediğim için web sitemizden aşama aşama ürünlerin nasıl yapıldığını transparanlık vizyonum dahilinde görebilirsiniz. Sweatshirtlerimizdeki QR code’larını okutarak da bu bilgilere ulaşabilirsiniz.
Bunlara ek olarak prototip aşamasında atık ve hatalı ürünleri azaltmak için dijital olarak prototip üretip sonrasında bir adet gerçek ve hatasız final prototip dikiyoruz. Bütün bu vizyon dahilinde de birleşmiş milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini destekliyoruz.

Şu an için ürün skalamızda sadece unisex sweatshirt tasarımlarım var. Kaplanlı sweatshirt’in kaplan nakışı benim orijinal el çizimim, ilerleyen aylarda bu portfoliomuzu daha ilginç kumaşlar kullanarak geliştireceğim.

Hani bir şeylerin eğitimini alırken bir ilham gelir, ‘ben bu konuya yoğunlaşmalıyım’ dersin… Senin sürdürülebilirliğe merakın ve adımın da böyle mi gerçekleşti? Sürecini anlatır mısın?
Aslında çoğu insanda bu söylediğin süreç oluşurken bende biraz daha farklıydı, ben hayatımı istemediğim bir şekilde geçirmekten korktuğum için moda alanına yoğunlaştım ve sadece bir heves olarak bırakmadım. 7 yaşından beri tasarım ve çizim yapıyordum zaten, bu alanda en büyük destekçim de benim gibi girişimci olan annem oldu.

Üniversitenin ilk yılında iş ortağım Olina ile tanıştık, ikimizde de hırs ve istek vardı, hani Aşk-ı Memnu dizisinde Firdevs Hanımın Bihter’e dediğinin daha pozitif versiyonu olarak “Aynı Hırs” :)… 2-3 kez kahve içmeye, beraber takılmaya başlayınca iş dışında bir şey konuşamaz olduk ve en son beraber Cromer’a (İngiltere’nin bir sahil kasabası) günü birlik gezmeye gittiğimizde kahve içerken şirketi planlamaya başladık ve o an ben Türk edebiyatından ilham alarak Imperfectionists, Imperfectionism gibi isimler türetmeye başladım.

Bir marka olmaya karar verirken korkuların da var mıydı? Mesela kadın girişimci olmak korkuttu mu seni?
Korkmaktan ziyade, belirsizliklerden ve yeni olasılıklardan oluşan adrenalin demeyi tercih ederim… Ve bu tür adrenalini çok seviyorum, belki risk almayı sevdiğimden dolayı da hoşuma gidiyor olabilir.

Hayatta her şeyin bakış açınızla ilgili olduğunu düşünüyorum. Korkuyu kötü bir şey olarak değerlendirmemek gerek – tabii ki yerine göre- aksine korkudan, kötü yorumlardan ve eleştirilerden kişinin kendini motive etmesi gerektiğine inanıyorum. Sence de öyle değil mi?
Kadın girişimci olmaktan evet çekincelerim oldu ama asla kendimle ilgili değil, ne yazık ki kadınlara bakış açışından dolayı ama bu bakış açısını değiştirmek ve bir sürü genç kadın girişimciye de ilham olma fikri daha ağır bastı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünden her zaman ilham aldım: “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”

Yakın zamanda neler gerçekleştirdin ve gelecek planlarında neler var?
Vogue Dergisi tarafından dünyanın en sürdürülebilir moda haftası seçilen Kopenhag Moda Haftasına katıldık. Pandemi ve ülkemizdeki yangınlar sebebiyle ben kendim fiziksel olarak katılamasam da iş ortağım moda haftasında bulundu.
Yapacaklarımı söylemekten ziyade yaptığım zaman göstermeyi tercih ederim ama röportajımızın amacı dahilinde ana hedeflerimden birini belirtebilirim; Dünyada yüzde 100 bio çözünürlüklü giyim koleksiyonuna sahip olan ilk tasarımcı ve kadın girişimci olmak istiyorum.

Sosyal Medyada Paylaş