Yükleniyor...

Diş hekimliğinde 100 yıllık gelenek

10 Eylül 2024

İşman ailesinin diş hekimliğinde 3. kuşak temsilcisi olan Ortodonti Uzmanı Prof. Dr. Eren İşman ile ailesinin geleneksel mesleği haline gelen diş hekimliğinin geçmişten bugüne uzanan hikayesini konuştuk. Prof. Dr. İşman, söyleşimizde estetik ve konforlu diş tedavisi uygulamaları hakkında da önemli bilgilendirmelerde bulundu.

Ortodonti alanındaki en güncel ve gelişmiş teknolojilerden bahseden Prof. Dr. İşman, “Şeffaf plak tedavileri, tel tedavilerine göre çok daha hızlı, çok daha konforlu, çok daha estetik ve temizliği de çok daha kolaydır. Yıllarca süren tedavi kâbusları bitmiştir ve çok daha rahat, estetik ve hızlı bir tedavi yöntemi yerini almıştır. Doku sağlığı ve sistemik sağlık olmak şartı ile her yaşa uygun tedaviler de yapılmaktadır” dedi. Prof. Dr. İşman, okuyucularımıza, kendilerini ve çocuklarını düzenli kontrollere alıştırmaları konusunda da tavsiyelerde bulundu.

Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1980 Antalya doğumluyum. 2004 yılında Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden mezun oldum. 2009 yılında Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Ana Bilim Dalında doktora ve uzmanlık eğitimimi tamamladım. Aynı yıl, Gaziantep’te yeni açılan diş hekimliği fakültesinin kurucu öğretim üyeliği teklifi nedeniyle rotamı Kanada Vancouver şehrinden bu güzide şehre çevirdim. 2009 yılından bu yana burada yaşamaktayım. Evliyim ve 2 kızım var. Eşim Doç. Dr. Özlem İşman ağız, diş ve çene radyolojisi doktoru. Aynı zamanda Gaziantep Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmakta.

Karı koca diş hekimisiniz… Ailenizdeki diş hekimliği hikayesi çok daha eskiye dayanıyor bildiğimiz kadarıyla. Anlatır mısınız?

Ailemizde birçok diş hekimi mevcut. İlk olarak temelleri dedem Dr. Nurettin İşman atıyor. 1910 İstanbul Zekeriyaköy doğumlu kendisi ve 1933 yılında İstanbul Üniversitesi Çapa Tıbbiye Mektebi Dişçilik Yüksekokulundan mezun oluyor. O yıllarda diş tabipliği Türkiye’de henüz gelişmediği için Almanya’nın önce Bonn şehrinde, sonra Berlin’de Virchow Klinikum’da çene cerrahisi eğitimini bitiriyor. İkinci dünya savaşından dolayı Almanya’da savaş çıktığı için İstanbul’a dönen dedem, mezun olduğu üniversitede çalışmaya başlıyor.

Dedem Dr. Nurettin İşman; Yahudi olduğu için Naziler tarafınca üniversiteden ihraç edilip hapse atılan, sonrasında ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çabalarıyla ülkemize kazandırılan Ord. Prof. Dr. Alfred Kantorowicz’in cerrahi kürsüsünde 1940 yılına kadar baş asistanı olarak görev yapmış.

Hatta ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve Mareşal Fevzi Çakmak Paşa ve ailesi gibi ülkemizin çok kıymetli değerlerinin muayene ve tedavilerinde rol alıyor. İkinci dünya savaşı nedeniyle de 1940 yılında üniversitedeki görevini bırakıp Alanya’ya göç ediyor. Orada hem klinik açıyor hem de rıhtımda otel açarak (Plaj oteli-1964) Alanya’da sağlık turizminin temellerini atıyor.

Çok gurur verici bir tablo. Atamızı muayene eden ve sağlığı ile ilgilenen bir hekimin torunu olmak harika bir duygu olsa gerek...

Kesinlikle. Bu gurur büyük bir sorumluluğu da üzerimize yüklüyor doğal olarak. Ailemizde birçok diş hekimi mevcut. Bir kısmımız pratisyen hekim bir kısmımız da uzman hekim olarak görev yapıyor. Dedemden sonra babam Sabri İşman ve rahmetli amcam Metin İşman da bu mesleği seçmişler. Babam ve annem Meral İşman Çapa Diş Hekimliği Fakültesinde okurken tanışmış ve evlenmişler. Amcam, İstanbul İktisadi ve İdari Bilimler Akademisi Dişçilik Okulu mezunu (Marmara Üniversitesi). Eşim Doç. Dr. Özlem İşman Ankara Üniversitesi mezunu, ağız diş ve çene radyolojisi doktoru. Amcamın oğlu, kuzenim Onuralp İşman Yeditepe Üniversitesi mezunu ve ortodonti doktoru. Kuzenim Dr. Tolgahan Gürmen yine Çapa Diş Hekimliği mezunu, endodonti uzmanı. Özetle 3 kuşak ve 8 kişilik dev bir diş hekimi ailesiyiz. Bu kadar çok hekim olunca bize Alanya’da “Dişçi İşmanlar” derlerdi. Dedem ve amcam vefat ettiler. Anne ve babam şu anda Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşıyorlar. Babam orada aktif olarak halen hekimlik yapıyor.

Aile toplantılarında bir araya gelince konu hep ‘diş’ oluyordur sanırım?

Tam üstüne bastınız. Ailemizde her sohbet dişe açılıyor doğal olarak. Ben kendimi bildim bileli kliniğin içindeyim. Küçük bir çocukken Alanya’daki muayenehanemizde vakit geçirir, alçıdan bilye yapar oynardım. Bazen kliniğin altını üstüne de getirirdim. Ama sağ olsunlar annem ve babam tüm hallerime sabır gösterdiler ve bana bu dünyayı sevdirdiler. Zamanla dedemin akademik kariyerini 2. Dünya savaşından dolayı yarıda bıraktığını öğrenince ismini de aldığım için kendimi bu alanda akademik kariyer yapma konusunda sorumlu hissettim. Çok uzun ve yorucu bir akademik serüven sonunda profesörlük cübbemi giymek çok şükür ki nasip oldu. Eşim Özlem hanımın da bu unvanı hak etmeye 2 yılı kaldı. Karı-koca olarak dedemizin başladığı bu güzel ve kutlu yolu tamamlamak ve ülkemize değer katmaya çalışmak belki de bizleri en mutlu eden payelerden biri.

Ailece devam ettirdiğiniz bu başarılı eğitim ve öğretim hayatında çocuklarınıza ve ülkemiz gençlerine öğütleriniz var mı?

Çocuklarıma ve derslerine girdiğim tüm öğrencilerime her zaman ilk tavsiyem inovasyon ve yenilikçi fikirler üretmeleridir. Eğer ülkemizi kalkındırmak istiyorsak dünyada yapılmamışları yapmalı ve üretilmemişleri üretmeliyiz. Özellikle “patent” hususuna eğilmeli ve ticari değeri olma ihtimali olan her bir inovatif fikrin patent haklarını almalıyız. Millet olarak başkaları üretsin biz onlardan alalım zihniyetini değiştirmeliyiz. Evet, belki zor bir yol. Ama kalkınmak için olmazsa olmazımız. Şahsıma ait birkaç patent projem vardı. Kendi adımı taşıyan ortodontik bir aparatın patent haklarını alırken çok zorlanmıştım. Bir diş hekimi olarak çok yabancı olduğum ve makine mühendislerinin çok kullandığı “Solid Works” programını öğrenmek zorunda kalmıştım. Ama ne var ki hedefe kitlenince başarı geliyor elbet. Gençlerimiz de bu şekilde ne yaparlarsa yapsınlar ama yaptıkları her işi geliştirsinler.

Bahsettiğiniz konular oldukça önemli ve değerli. Peki, ağız ve diş sağlığı ile ilgili okuyucularımıza tavsiyeleriniz olur mu?

Ağız ve diş sağlığı eğitimi önce ailede başlar ve çocukluktan itibaren edinilen bir alışkanlıktır. İl Sağlık Müdürlüğümüz, Diş Hekimleri Odamız ve Diş Hekimliği Fakültelerimiz olarak anaokulundan itibaren çocuk, genç ve velilerimizin ağız ve diş sağlığı eğitimlerine var gücümüzle katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Erken yaşta diş hekimi kontrolüne başlamak ve her yıl düzenli olarak kontrollere gitmek bence koruyucu ve önleyici hekimlik için olmazsa olmazımızdır. Bu sayede birçok problemin önüne geçmiş olur veya büyümesini önleriz.

Branşınız olan “Ortodontik sağlık” konusunda neler tavsiye edersiniz?

Düzenli diş hekimi muayenesine giden vatandaşlarımız olası bir risk varsa derhal uzman ortodontistlere yönlendirilirler. Burada bazı iskeletsel bozuklukların tedavisi hastanın büyüme ve gelişimi ile çok yakından alakalı olduğu için ne kadar erken teşhis olursa problemin çözümü de o kadar kolay ve hızlı olur. Benim okuyucularımıza tavsiyem kendilerini ve çocuklarını düzenli kontrollere alıştırmalarıdır.

Peki, son olarak okuyucularımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Ortodonti alanında en güncel ve gelişmiş teknoloji “şeffaf plak” tedavileridir. Tel tedavilerine göre çok daha hızlı, çok daha konforlu, çok daha estetik ve temizliği de çok daha kolaydır. Yıllarca süren tedavi kâbusları bitmiştir ve çok daha rahat, estetik ve hızlı bir tedavi yöntemi yerini almıştır. Doku sağlığı ve sistemik sağlık olmak şartı ile her yaşa uygun tedaviler de yapılmaktadır. Benim şu ana kadar baktığım en yaşlı hasta 73 yaşındaydı. O yüzden vatandaşlarımızın içi rahat olsun. Şüphelendikleri çene ve diş bozukluklarını mutlaka uzman ortodontistlere muayene ettirsinler ve ihmal etmesinler.

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT
Ekli Görseller