Yükleniyor...

Edebiyat ve müzik hayatımın ana ekseni

28 Kasım 2022

Birçok kimliği var Kürşat Başar’ın… Gazeteci, yazar, televizyon programcısı, müzisyen… Hepsi ile isminden başarıyla söz ettiren, ödüller alan Başar, kendisi hakkında merak edilenleri Cemiyet okurlarıyla paylaştı.

Cemiyet dergisinin 100. sayısını kutlamak için gerçekleştirdiği geceye orkestrası ile katılan ve dinleyicilere muhteşem bir müzik şöleni yaşatan Kürşat Başar ile yaptığımız söyleşiyi keyifle okuyacaksınız…

 

Sizi gazeteci, yazar, programcı ve müzisyen kimliğinizle biliyoruz. Siz okuyucularımız için kendinizi bizim bilmediğimiz yönlerinizle nasıl tanıtırdınız?

Aslında bütün bunlar benim hayatımı oluşturuyor. Ben bunları iş olarak yapmıyorum, çocukluğumdan beri müzik ve edebiyat benim hayatımın ana eksenleri... Bunun dışında yaptığım işler de onlarla bir bütünlük oluşturdu. Bunların dışında sosyal sorumluluk projelerine katkıda bulunmaya çalışırım. Boş zamanlarımda arkadaşlarımla olmayı, film izlemeyi, müzik ve kitaplarla evimde zaman geçirmeyi severim.

 

İlk kitabınızı henüz çok gençken yazdığınızı biliyoruz. Ödüllü bir yazarsınız. Nasıl başladı yazma serüveniniz?

İlkokul sıralarında başladı. Jules Verne’i tanımamla birlikte ilk romanımı ilkokul dördüncü sınıfta yazmaya başlamıştım. Daha sonra lise yıllarında ilk öykülerim geldi ve böylece devam etti.

 Felsefe eğitimi almanızın sanat dünyasında başarılı bir isim olmanızda etkisi var diyebilir miyiz?

Felsefe temel bir disiplin. Düşünme biçimlerini, insanlık tarihinin gelişimini öğrendiğim bir eğitimdi. Varoluşumuzun manevi anlamlarını, yüzyıllar içinde nasıl yorumladığımızı ve maddi dünyada oluşturduğumuz değerlerin nasıl geliştiğini anlatan bir bilim dalı. Bu nedenle yaptığım her işte benim için bir temel oluşturdu.

 Televizyon ekranlarında ses getiren programlara imza attınız. Televizyon maceranız nasıl başladı?

İlk olarak TRT’den bir teklif geldi. O zaman tek kanaldı. Canlı bir haber öncesi programla başladım. Henüz 30’lu yaşların başındaydım. Bu benim için önemli bir deneyim oldu. Tabii özel kanallar açılınca teklifler geldi ve farklı programlar yaparak uzun yıllar televizyonda kaldım.

 Sizi yeni TV projesinde görecek miyiz?

Son olarak pandemi döneminde bir sohbet programı yaptım. Belki yeni dönemde de yaparım, şu an için belli bir şey yok.

Peki, müzik hayatınıza nasıl girdi? Var mı özel bir hikâyesi?

Ortaokulda piyano dersleri alarak başladım müziğe. Daha sonra rock müziğe ilgi duyduğum için davul çalmaya başladım. Uzun zaman sonra da caza merak sarınca saksafon beni çok etkiledi.

 Enstrüman olarak saksafonu seçme nedeniniz nedir?

Herhâlde 17 yaşlarında caz müziğiyle tanışınca müzik zevkim değişti. Özellikle John Coltrane, Cannonball Adderley gibi saksafonculardan çok etkilendim. Yıllar sonra bir saksafon edinip dersler aldım. Ama uzun yıllar tümüyle hobi olarak kendi kendime çaldım. Zaman zaman arkadaşlarımın sahnelerinde bir iki parçaya eşlik ettim.

 

Kürşat Başar Orkestrası nasıl doğdu. Konseptinden bahseder misiniz okuyucularımıza?

Bu sahne paylaşımları sırasında tanıştığım değerli müzisyenlerle bir araya gelip daha ciddi bir şeyler yapma fikri doğdu. Önceleri ben onlara eşlik ediyordum. Sonra yalnızca caz değil farklı müzikler de çalmak istediğim için kendi orkestramı kurmanın daha doğru olduğuna karar verdim. Böylece Kürşat Başar Orkestrası ortaya çıktı.

Albümlerinizden bahseder misiniz? Pek çok ünlü isimle çalışıyor, çok farklı tarzda sevilen şarkılara yer veriyorsunuz…

Bu orkestrayla önce konserler ve lokal çalışmaları yaptık. Sonra bir albüm yapma teklifi geldi. Ben de farklı isimlerin -ki hepsi eskiden beri tanıdığım insanlardı, benimle olmasını istedim. Bir anlamda onlarla uzun yıllar sonra bir hayali paylaşmak istedim. Ne mutlu ki hiç kimse beni kırmadı ve Sezen Aksu, İlhan Şeşen, Nükhet Duru, Candan Erçetin, Erol Evgin, Ferhat Göçer, Levent Yüksel, Yaşar gibi isimlerle farklı çalışmalara imza attık. Albüm süreci de ciddi bir çalışmaydı çünkü hem böyle değerli isimler yer alıyordu hem de özel bir stüdyoda eski usul kayıtlar yaptık. Orkestramız bütün parçaları birlikte çaldı. Yani kes yapıştır değil de konser gibi eski kayıtlar gibi canlı çalındı. Açıkçası bana arkadaşlarım, ‘neden böyle bir albüm yapıyoruz’ dediklerinde, onlara ‘çünkü benim sevdiğim şarkılar ve kendi bestelerim olmasını istiyorum’ dedim.

Çocukken hayal ettiğiniz yerde misiniz?

Sanırım çocukken hayal ettiğim yerden çok daha iyiyim. Yazarlığı, müzisyenliği hep hayal etmiştim ama özellikle müzikte bu kadar değerli insanlarla hatta senfoni orkestralarıyla çalacağımı, yüzlerce konser vereceğimi, yurt dışında da dinleneceğimi ve iki albüme imza atacağımı doğrusu düşünmemiştim.

Bugüne kadar yaptığınız işler arasında kendinizi en iyi ifade ettiğini düşündüğünüz/en mutlu olduğunuz işiniz hangisi diye sorsak?

Doğrusunu söylemek gerekirse benim asıl işim sözcüklerle... Ama müzik de bir ifade biçimi, köşe yazarlığı ya da programcılık da öyle. Sonuçta her yaptığım şeyde kendi cümlelerimi kurmaya, kendi ifade biçimimi oluşturmaya çalıştım.

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT