Yükleniyor...

İkindi sazı geleneği yaşatılmalı

15 Temmuz 2022

Gaziantep Türk Musikisi Derneği Başkanı ve koro şefi A. Muhtar Küçükkömürcü ile derneğin kuruluş tarihinden bugüne musiki ile dolu bir söyleşi gerçekleştirdik.

Yönetim kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu söyleşide Gaziantep’in Musiki kültürü ve İkindi Sazı geleneğinin yaşaması için çaba sarf ettiklerini söyleyen Ahmet Muhtar Küçükkömürcü, “İkindi Sazı Gaziantep’te musiki kültürünün gelişmesine vesile olmuştur” diyor. Buna karşın, Türk Müziği Devlet Korosu ve Büyükşehir Belediye Konservatuarı’nın kurulmamış olmasını büyük eksiklik olarak nitelendiriyor.

Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
1947 yılında Gaziantep’te doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimini tamamladıktan sonra İstanbul’da Güzel Sanatlar Akademisi’nde mimarlık ve eş zamanlı olarak Belediye Konservatuarında musiki eğitimi almaya başladım. Her iki öğrenim birlikte devam etti. Öğrencilik yıllarında ve mezuniyet sonrasında Süheyla Altmışdört yönetimindeki üniversite korosunda ve Nevzat Atlığ yönetimindeki Kültür Bakanlığı Devlet Korosunda görev yaptım. 1976 yılından günümüze kadar Gaziantep’te yapı sektöründe tasarım, taahhüt ve danışmanlık; yanı sıra sivil toplum örgütlerinde ve üniversitelerde mesleki eğitim alanında görevlerde bulundum. 1986 yılında Gaziantep Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Korosu kurucu şefliğini üstlendim, 1987 yılında Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarının kuruluş aşamasında ve bir süre öğretim kadrosunda görev aldım. ‘Mimarlık susmuş musikidir’ gerçeğine uygun olarak mimarlık ve musiki yaşamım devam ediyor.

Kısaca Gaziantep Türk Musikisi Derneği’nden söz eder misiniz?
Gaziantep Türk Musikisi Derneği 1952 yılında Dr. Cemil Özbal ve arkadaşları tarafından kurulmuştur. Derneğimizin kurucu başkanı Dr. Cemil Özbal, çocuk yaşlarda org çalarak başlayan müzik yeteneğini, İstanbul’da tıp eğitimi sırasında devrinin önemli musiki duayenlerinden meşk ederek geliştirmiştir. Keman ve tanbur sazına gönül veren Dr. Cemil Özbal, tanbur sazında önemli bir geleneğin temsilcisi olarak bilinmektedir. 1945 yılından başlamak üzere Dr. Emin Kılıç Kale ile birlikte halkevinde her akşam klasik Türk musikisi çalışmaları yapılmaya başlanmış, Halkevlerinin kapatılması ile birlikte bu çalışmalara evlerde devam edilmiştir. Hocadan öğrenciye meşk yoluyla musiki eğitiminin temsilcisi olan Dr. Cemil Özbal, 15 arkadaşıyla birlikte kurduğu Gaziantep Türk Musikisi Derneği vasıtasıyla Türk musikisinin yaşatılmasında ve öğretilmesinde önemli rol almıştır. Dr. Cemil Özbal’ın 14 Mart 1980‘de vefatına kadar düzenli olarak devam eden dernek çalışmaları, kısa bir aranın sonrasında 1982 yılında başlamış ve günümüze kadar devam etmektedir. Derneğimizin kuruluşunun 70. yılı nedeniyle bu yıl içinde bir kutlama programı gerçekleştireceğiz.

Bu süre içinde kimler dernek başkanlığı yaptı?
70 yıllık bir geçmişe sahip olan derneğimizde; Dr. Cemil Özbal‘dan sonra başkanlık görevini Ali Çelikbaş, Zeki Büyükipekçi, Yılmaz Kale, Ümit Öcal, Ünal Süzgün, Doğan Şerafettinoğlu, Selçuk Karslıgil ve Aydın Büyükmurat üstlenmişlerdir. 1982 yılında üye olduğum derneğin yönetim kurullarında yer aldım, konserlerinde korist ve solist olarak görev aldım. 1996 yılından bu güne kadar başkanlık ve koro şefliği görevini sürdürmekteyim.

Şu anda yönetimde hangi isimler var?
Yönetim kurulumuzda; Mete Ateş, Ökkeş Güdemez, Ali İhsan Kaya, Songül Uğur Özatay, Necip Nalçacı ve Ali Esat Halat görev yapmaktadır. Her dönem uyumlu ve başarılı hizmetler gerçekleştiriyoruz. Bu vesileyle tüm yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma katkıları için teşekkür ediyorum.

Dernek korosunda kimler görev alır?
Derneğimize her yaştan ve her meslekten kişiler koşulsuz olarak katılabilirler. Türk musikisine gönül vermek ve öğrenmek arzusunda olmak yeterli. Tüm üyelerimiz musikinin tarifsiz güzelliğini, duygu yoğunluğunu paylaşmak ve öğrenmek üzere bir araya gelen amatör müzisyenlerdir. Zaman içerisinde ortalama 60 kişilik ses ve saz topluluğumuz ile haftanın iki günü akşam saatlerinde çalışma yapmaktayız. Böylece çalışan her üyemiz koro çalışmalarına katılma olanağı bulur. Türk musikisini öğrenmek ve bu yolla musiki kültürümüzü geleceğe taşımak adına emek ve ses veren tüm üyelerimize teşekkür ediyorum.

Nasıl bir çalışma programı izliyorsunuz?
Çalışmalarımızda TRT repertuarlarından seçilen klasik ve neoklasik eserler meşk edilir. Devlet korolarının ve konservatuarların benimsediği akademik yöntem uygulanır. Bu çalışmalardan bireysel amaç, ’’Müzik ruhun gıdasıdır’’ söyleminde olduğu gibi insan ruhunu beslemek ve böylece dünyevi olayların stresinden kurtulmaktır. Her çalışma döneminde en az dört konser gerçekleştirerek Türk musiki kültürünün tanıtılması ve yaşatılmasına katkıda bulunduğumuz inancındayız.

Derneğinizin onursal üyelerinizden söz eder misiniz?
Musiki kültürümüze ölümsüz eserler kazandıran besteciler ve başarılı yorumcular ile ‘konuk bestekâr’’ ve ‘konuk solist’’ konserleri yaparak hem minnet borcumuzu sunmayı hem de onları musiki sever hemşerilerimizle tanıştırmayı ilke edindik. Bu amaçla, birlikte konser yaptığımız Dr. Alaeddin Yavaşça, Avni Anıl, Erol Sayan, Halil Karaduman, Ali Şenozan, Erol Güngör gibi besteciler, Güler Basu Şen, Çiğdem Gürdal, Eda Karaytuğ, Tuğçe Pala, Münip Utandı, Merve Utandı, Canan Sezgin Geylan ve Yahya Geylan gibi yorumcular ile hocaların hocası Süheyla Altmışdört gibi musiki duayenlerimiz derneğimizin onursal üyesi oldular. Bu konserler sayesinde, kentimizin önemli kültür merkezlerine Dr. Alaeddin Yavaşca ve Halil Karaduman adlarının verilmesine de vesile olunmuştur.

Çalışma yaptığınız mekân ile ilgili bilgi verir misiniz?
Derneğimiz; ilgili yasaya uygun, kurumsal sorumlulukları yerine getirerek, 2005 yılından itibaren ‘Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Türk Musikisi Korosu’ adıyla konserler vermektedir. Böylece birikimlerimizi değerlendirerek içinde bulunduğumuz mekânı 2010 tarihinde derneğimiz adına satın aldık. Bu mekân 90 kişilik bir çalışma salonu, ofis ve servis bölümlerinden oluşmaktadır. Musiki derneklerinin çalışma mekanı konusunda sıkıntı yaşadığı ülkemizin bir gerçeğidir. Geçmişinde çalışma mekanı konusunda sıkıntı yaşamış olan derneğimizin; kendi mülkiyetinde bir mekana sahip olması son dönemde görev üstlenen yönetim kurullarının başarısıdır.

Yakın zamanda gerçekleştirdiğiniz ikindi sazı hakkında bilgi alabilir miyiz?
Gaziantep; 17.yüzyılda yaşayan Ayıntabi Mehmet Beyden günümüze kadar süregelen köklü bir musiki mirasına sahiptir. ‘İkindi Sazı’nı bu kültürün günışığına çıkması olarak değerlendirebiliriz. Antepli yoğun çalışır ve günün akşama yaklaştığı saatlerinde yorgunluk ve stresten arınarak evine gitmek ister. İşte bu ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır İkindi sazı. 1940’lı yıllardan başlamak üzere yaz günleri ikindi vakti Kırkayak Parkı, Kırkayak Kahvesi, Maarif Kahvesi gibi açık alanlarda kurulan salaş sahnede, ses ve saz sanatçıları yerlerini alırlar. Fasıl ile başlayan ve sololar ile devam eden konser akşam erdiğinde sonlanır. Bu müzik geleneği sayesinde Anteplilerde bir musiki kültürü gelişmiştir. Bu nedenle ünlü sanatçılar Gaziantep’e özel repertuar hazırlayarak ve sınav heyecanı yaşayarak konser vermişlerdir. Gaziantep Türk Musikisi Derneği olarak, geleneksel İkindi sazı etkinliğinin bir örneğini aslına uygun ama günümüze uyarlanmış haliyle Öğretmenevi bahçesinde gerçekleştirdik. Dileğimiz odur ki bu kültür mirasımız kültür ve sanat alanında hak ettiği yeri alsın.

İkindi sazının sürdürülebilmesi için öneriniz nedir?
Öncelikle geleneksel İkindi sazını tanımlamak gerekli. Şöyle ki; İkindi sazı bir açık alan konseridir, salon konseri değildir. Türk Musikisi konser icrasıdır ve topluluk konseridir. Bu vasıfları ile İkindi sazının profesyonel bir ekip oluşturarak kurumsallaşması gereklidir. Zira açık alanlarda periyodik olarak tekrarlanması, kültür ve turizm alanında yer alabilmesi, amatör gurupların olanaklarını aşmaktadır. İkindi sazının Gaziantep Büyükşehir Belediyesi himayesine alınması, bu kültürümüzün yaşatılabilmesi için kaçınılmazdır. Gaziantep Türk Musikisi Derneği, İkindi sazının kurumsallaşması ve uygulanması aşamasında katkılarını sunmaya hazırdır.

Son söz olarak neler söylemek istersiniz?
Söyleşimizin başından beri ısrarla altını çizerek bir durum tespiti yapıyoruz. O da şudur ki; Gaziantep’te köklü bir musiki kültürü var. Buna karşın diğer illerde olduğu gibi kentimizde bir Türk Müziği Devlet Korosu ve Büyükşehir Belediyemiz bünyesinde bir Türk Müziği Belediye Konservatuarı kurulmamıştır. Bu kültür mirasımızın yaşatılması adına yeni oluşumlar için yeterli potansiyelimiz ve hizmet vermeye hazır bir Gaziantep Türk Musikisi Derneği var.

Size, önemli bir konuyu sayfalarınıza taşıyarak düşüncelerimizi paylaşmak fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Sağ olun. Sağlık ve müzik yaşamınızdan eksik olmasın. Dileklerinizin gerçekleşmesini diliyor, verdiğiniz bilgiler için okuyucularımız adına teşekkür ediyorum.

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT
Ekli Görseller