- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
Hiç bilmediği bir şehirde, kısa zamanda adından söz ettiren projelere imza atan bir isim iç mimar Mehmet Eser. Projeleri yalnızca Gaziantep’le sınırlı olmayan Mehmet Eser, ismine, mesleğine ve bulunduğu lokasyona değer katacak projelere öncelik verdiğini anlatıyor. Eser, bir mimarın hayal gücünün yüksek olması ve kendisini her an güncel tutması gerektiğinin de altını çiziyor.
Gaziantep’e gelme fikri nasıl doğdu? Başarısını neye borçlu? Gelin bu soruların cevaplarını kendisinden öğrenelim, “Aslına bakarsanız anlık gelişen bir olaydı bizimkisi. Siz de bilirsiniz ki beklemediğiniz anda hayat size bazı kapılar açar, bazıları kapanır. Üniversiteyi (Selçuk Üniversitesi-2016) bitirdikten kısa zaman sonra bir aşkın peşinden buralara geldiğimi söylemem sanırım yanlış olmaz. Evet, kimsemin olmadığı bu şehre, ansızın bir gecede taşınma kararı aldık eşimle birlikte. Yalnız başına bir adaya düşmüş gibiydim. İş hayatındaki serüvenim ise zorlu bir yolda, doğru kararlarla, doğru ekiple ve kaliteli hizmet ile çok hızlı bir şekilde kendiliğinden gelişti diyebilirim. Başarı denir mi bilmiyorum ama takdire şayan olduğunu düşünüyorum. Büyük bir azmin hikâyesi de diyebiliriz.”
PROJELERİMİZ GAZİANTEP İLE SINIRLI DEĞİL
İç mimar Mehmet Eser çalışmalarının Gaziantep’le sınırlı olmadığını anlatıyor, “Tabii ki belli sınırlar içerisinde proje yönetimi daha kolay ancak il dışında ve farklı ülkelerde de A’dan Z’ye çizip, uygulamasını üstlendiğim anahtar teslim birçok proje oldu. Bristol Hotel ****/Montenegro, Bakanlık Binası, Bakan Evi/Kongo Cumhuriyeti, Barber Shop/Almanya, Zılly Restaurant/Paris, Reyna Steakhouse/Fransa, Teras Cafe/İstanbul Qalyan Lounge/Ankara, Sade Beauty/Bursa, Özkan Optik/Ankara bunlardan bazıları. Şehir dışında uygulamasını bizzat yürüttüğüm hali hazırda villa, konut ve ofis projelere de şu an ekip olarak devam ediyoruz.”
DEĞER KATACAK PROJELERE ÖNCELİK VERİYORUM
Proje alırken dikkat ettiği hususlar olduğunu ifade eden iç mimar Mehmet Eser, “İçlerinde reddettiğim de heyecanla yaklaştığım da oluyor. Öncelikle ismime ve mesleğime, aynı zamanda bulunduğu lokasyona değer katacak projelere öncelik veriyorum. En önemlisi de frekanslarımızın tuttuğu, doğru olduğuna inandığım insanlarla yola çıkmak tabii ki. Açıkçası zorlu ve yorucu bir sürece, kuş uçuşu girmekten her zaman çekinmişimdir” diyor.
İŞVEREN İLE BİRLİKTE YÜRÜTTÜĞÜMÜZ TÜM SÜREÇ DEĞERLİ
Tarzını ‘Modernizm’ olarak tanımlayan iç mimar Mehmet Eser, büyük bir titizlikle tamamladığı Musa Karakoyunlu’nun evine de bu tarzını yansıtmış. Musa Bey ile evin tüm aşamalarında uyumlu bir işbirliği yaptıklarını belirten Mehmet Eser, “Bu tür geniş çaplı modern yapılar inşa ederken müşteri ile mimar arasındaki süreç nasıl gerçekleşiyor?” sorumuzu şöyle cevaplıyor, “Heybetli modern yapılar ve arka planda işleyen işveren, taşeron, mimar ilişkileri… İşveren ve taşeron arasında tüm işleri organize eden mimarlar. Tasarım, render, teknik uygulama çizimleri, malzeme seçimleri, mobilya detayları, takipler, satın almalar, bağlantılar, aksilikler derken bir de bakmışız iş bitivermiş. Kulağa çok kalabalık gelse de işimizin her aşaması eğlenceli ve işveren onayı ile ilerlemekte. Büyük çaplı projeler, biz iç mimarlar için kaba inşaatını da iç mimarisini de birlikte üstlendiğimiz çalışmalar oluyor genelde. İşveren ile birlikte yürüttüğümüz tüm süreç bizim için değerli. Onların ruh yapısı, karakteri, yaşam tarzı, uğraştığı iş dünyası, hobileri, bizim için tasarıma öncülük eden duygular bütünü olabiliyor.
Her şeyden önce işvereni tanımak çok önemli benim için. Çünkü bir anda siz, o oluveriyorsunuz. Ki yaşam alanlarını biçimlendirirken nelere dikkat etmeniz gerektiğini iyi kavrayabilin. Mimarlık ve psikolojinin kökleri birbirine çok yakındır. Aynı topraktan, aynı vitamini alırlar ve de susuz kalmayı hiç sevmezler. Bizim suyumuz da işveren ile aramızdaki iletişim olsa gerek. İletişim ve frekanstan besleniyoruz kısacası. İnşaat aşamasındaki tüm süreci işveren ile birlikte; onların hayal ettiğini, biz hayal edip onlara sunmakla ilerletiyoruz diyebiliriz.”
CESUR MALZEMELER, ALIŞILMAMIŞ DETAYLAR
Gaziantep’in gözde mevkilerinden 15 Temmuz’daki müstakil evin tasarımında Mehmet Eser Design Studio imzası var. İç mimarın çarpıcı kombinleri, yalın ama gösterişli modern tarzı, zanaatı, alışılmamış malzemeleri bir araya getirmedeki yeteneği bu evde de kendini göstermiş.
Kaba inşaat halindeyken uygulamasına başlanan müstakil evin cephe tasarımı, iç mekân ve peyzaj tasarımı iç mimar Mehmet Eser tarafından özenle tasarlanmış. Bir dönüm arazi üzerine inşa edilen evin 500 m2’si oturum alanı, kalan kısım ise bahçe ve peyzajdan oluşuyor. 3 katlı evin bodrum katı; müştemilat, teknik odalar, havuz, sauna, hamam, kiler odaları düşünülerek tasarlanmış.
Evin zemin kat girişinde büyük bir galeri alanı karşılıyor sizi. Devasa bir merdiven ve içeri doğru yöneldikçe, oturum alanı, yemek alanı ve mutfak davetkâr bir şekilde buyur ediyor sizi. 1. katta ise geniş bir koridordan yatak odalarına ulaşıyorsunuz.
Bahçe içerisinde barbekü alanı, şelale ile süslenmiş modern oturum alanı, geniş bir otopark, yürüyüş alanları ve peyzaj alanları bulunuyor.
Primemall AVM caddesinin, hareketli yaşamın hemen aşağı sokağında konumlanan evin bahçesindeki ağaçlar şehirden uzakta, bir ormandaymışsınız hissi veriyor size. Oysaki burası Gaziantep’in en sosyal noktalarından biri. Belki biraz aşağı insek kalabalık ile iç içe olacağız. Bu ev kendi mahremiyetine saygılı bir kale adeta...
İç mimar Mehmet Eser ’Sakinlik ve kentin en değerli panoramalarından birinin getirdiği zamansızlık duygusu, bu evde güncel tasarım ve sanatla birleşerek tamamlandı’ diyor. Ve ekliyor, ‘Bu evin en büyük özelliği, basit bir taşın usta ellerle işlenerek sanat haline dönüşmesi. Bu sonuca varabilmek için gecemizi gündüzümüze kattık. Bana bu yolda en büyük destek ise ev sahibi Musa Karakoyunlu oldu.”
İLHAM ALDIĞINIZ ŞEYLER TÜKENMEMELİ
Bir mimarın hayal gücünün yüksek olması gerektiğini söyleyen Mehmet Eser, “Her an kendinizi güncel tutmalı ve yaptığınız işlerin daima bir adım önüne geçmek zorundasınız. İlham aldığınız şeyler tükenmemeli. Her baktığınız objeden, insandan, binadan, dokudan, renkten, bazen bir filmden, bazense dinlediğiniz şarkıdan ilham alabilmeyi başarmalısınız. Bu sizin işiniz.
Kendimi şu konuda çok şanslı hissediyorum. Bu evin tasarımında da ilham aldığım birçok nokta oldu elbette, fakat ev sahibi ile kurduğumuz frekansın bizi bu sonuca götürdüğünü rahatlıkla söyleyebilirim. İşimizin tasarım ve inşaat aşamalarından ziyade, müşteri ile kurduğumuz bağ çok daha önemli” diyor.
Mehmet Eser, peyzaj alanında tam ortada iki adet büyük boy top şimşir ağacı kullanmayı tercih ettiklerini, çevresinde de yine bazalt taşlarını işleterek adım yolları yaptıklarını anlattı.
Simetrik formların ağır bastığı çevre düzenlemesi Mehmet Eser tarafından özenle çizilmiş ve projeye uygulanmış. Tüm ağaç seçimleri Karmen Peyzaj ve Uzel Fidanlık (İzmir Gölcük Yaylası) tarafından temin edilmiş. Türkiye’de zor temin edinen piramit kamelya ağacı da bu peyzaj alanında yerini almış. Birçok ağaç ve bitki türünü bu bahçede görmek mümkün. Düzenli ve özenli bir şekilde yerleşim yapılmış olması da insanı büyüleyen tarafı tabii. Bahçe aydınlatmaları da iç mekanda olduğu gibi Goya Aydınlatma’dan tercih edilmiş.
Evin ana girişinde yol eğiminden dolayı, merdivenle iniyorsunuz bahçe kotuna. Yine merdivende hiç alışık olmadığımız bir görüntü gözümüze çarpıyor. Mehmet Bey tasarımı şu şekilde açıklıyor; “Bazalt taşını hiç alışkın olmadığı bir dünyada yolculuğa çıkardık bu villamızda. Bunlardan bir tanesi de iç içe işlenerek zincir halka formuna soktuğumuz merdiven korkuluğu. Dört metre ham taşı, heykeltıraşlar tarafından uzun uğraşlar sonucu bu hale getirdik. Üstelik hiçbir makine kullanmadan. Tamamen müşterimize özel oldu.
Sadece merdiven değil, otopark alanında da tamamen bazalt taşını kullandık. Her bir taşın geleceği yer yaptığımız çizimler doğrultusunda gerçekleşti ve bu çizimlere birebir uyuldu. Bina istinat duvarında ise beton paneller ve platin saclarla çok farklı bir form ve görüntü elde ettik. Gerçekten her baktığınız kare uzun uğraşlar ve işçilikler sonucu ortaya çıktı.”
“Eve kapısından ilk girdiğiniz anda, sizi büyük bir galeri boşluğu ve devasa merdiven karşılıyor. Biz, evin en etkileyici noktasının bu giriş kısmı olduğunu düşünüyoruz, en azından bunu başarabilmek için büyük çaba sarf ettik. Duvarların yarısından fazlası kırıldı ve zemin kat tamamen ortak mekânlar haline getirildi. Merdiveni çelik iskeletten inşa edip en baştan tasarladık. Mermer kaplama ve lamine temperli füme cam ile detaylandırdık.”
Evin görünen her metrekaresinin özel tasarlandığını ve uygulandığını anlatıyor Mehmet Eser, “Bu evin en farklı tarafı hiçbir duvarda boya kullanılmaması oldu sanırım. Evin üç katı birden tüm duvarları lambri ile kaplandı. Ayrıca tüm zeminler büyük ebat mermer ile döşendi. Bilirsiniz ki mermer doğal bir taştır ve bakımı da bir o kadar zordur. Onu parlatmak, temiz tutmak, kimyasal değdirmemek, özenle kullanmak gerekir. Her yıl bakımını, cilasını yaptırmanız gerekir. Biz bu konuda Doğamer Mermer’den destek aldık ve alacağız. Girişte sizi karşılayan masa detayı ise özel tasarlandı. Neredeyse evin görünen her metrekaresi özel tasarlandı ve uygulandı. Galeri boşluğundaki cam metal karışımı aydınlatmalar ise Lavizze’den alındı.”
“Tüm batarya ve vitrifiye takımı Hansgrohe marka ve Serpa Konsept ile iş birliği yapıldı” diyen Mehmet Eser, “Ebeveyn yatak odası evin en geniş odası. TV ünitesi, giyinme alanı ve gizli dolaptan banyoya ulaşıyorsunuz. Evin tamamında olduğu gibi ebeveyn banyoda da mermeri kaplama malzemesi olarak görüyorsunuz. Jakuzi ve gizli termostatik tepe duşu banyomuzun konfor alanını genişletiyor. Porselen evyeler yine Doğamer Mermer atölyesinden. Compact duvar kaplama malzemesi ise Köroğlu Yapı’dan temin edildi ve uygulandı” diyor.
Evin inşaat süresi boyunca tüm aşamalarının titizlikle takip edildiğini söylüyor Mehmet Eser, “Bu tür büyük çaplı projelerde işin tüm detaylarına hakim olmak zorundasınız. Çalıştığınız ekipler de bu süreci kontrol etmenizde büyük rol oynuyor. İyi bir ekip, ufku geniş tasarımlar, sabırlı bir inşaat süreci bu işin temel taşlarından.”
“Evin ana mutfağında kendi alanındaki en üst segment ürünlerden biri olan Dekton marka porselen malzemesi ağır basıyor. Uygulaması yine Doğamer Mermer tarafından gerçekleştirildi. Sıklıkla karşılaştığımız ve gözümüzün aşina olduğu mutfak tezgahı yerini, bambaşka bir tasarıma bırakmış. Malzeme kalitesinin hakkını, farklı bir tasarımla vermeye çalıştık. Siyah tonlarının hakim olduğu ana mutfağın haricinde, gizli dolap kapağı ile geçiş yaptığımız bir mutfağı daha var. Bahçedeki barbekü alanına tezgâh arasında bulunan yatay pencere sayesinde daha hakim ve pişirme mutfağı olarak da kullanılmakta. Evdeki yemek kokusu yayılımını bu şekilde daha aza indirgemiş oluyoruz. Bunların yanında mutfağa bağlı büyük bir kış bahçesi var. Giyotin camlar ile çevrelenmiş ve bahçeye tamamen hakim konumda. Orada otururken bahçenin dinginliğini rahatça içinize çekebilirsiniz.”