Uyku apnesine dikkat! Uyku sadece uyku değildir

Ortodonti Uzmanı Prof. Dr. Oral Sökücü horlama ve uyku apnesi konusunda önemli bilgiler paylaştı. Patenti kendisine ait aperey ile horlama ve uyku apnesi konusunda başarılı tedavilere imza atan Prof. Dr. Oral Sökücü, kaliteli olmayan uykunun ve uyku apnesinin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekti.

Apne rahatsızlığının tüm dünyada, özellikle de sanayileşmiş toplumlarda çok yaygınlaşmaya başladığını belirten Prof. Dr. Oral Sökücü, “Ülkemizde, hatta özellikle bu bölgede apne rahatsızlığı yaşayan ciddi boyutta hasta oranı mevcut. Maalesef kendi kliniğimde tedavi ettiğim, bu konuda şikâyeti olan hasta sayısı da her geçen gün artmakta” uyarısında bulundu.

Horlama nedir ve olması doğal mıdır?

Horlama, bireyin uyku esnasında nefes almasına eşlik eden rahatsız edici sestir. Bu ses, nefes alma esnasında havanın soluk borusuna geçerken ağız içerisindeki çevre dokulara çarpması veya o çevre dokuları titreşimine sebep vermesi ile oluşur. Özellikle yumuşak damağın sarkması veya aşırı diş sıkma neticesine içeride hapsolan dilin havayolunu kapatması sonucu bu sesler gelebilir.

Horlama eğer uzun bir yolculuk sonunda olmuşsa, çok aşırı fiziksel bir yorgunluk sonunda olmuşsa ya da ağır ve/veya geç yenmiş bir yemek sonrasında olmuş ise bunu problem olarak görmeyiz. Fakat bu horlama bu saydığımız özel durumlar dışında ve her gece oluyorsa ciddi problemlerin habercisi olabilir.

Apne nedir ve horlamadan farkı nedir?

Uyku apnesinde hastanın horlaması, nefes alamamasının bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Uyku esnasında kasların gevşemesine bağlı olarak soluk borusu daralır, yerçekiminin etkisiyle de soluk borusu iyice kapanır. Burundan veya ağızdan giren hava damaktan geçer ancak soluk borusundan akciğerlere ulaşamaz. Tıkanıklığa bazen kas gevşemesi dışında dil kökü sebep olabilir bazen de bademciklerin aşırı büyümesi sebep olabilir. Burada bu nefes alamama durumu eğer 10 saniyeyi geçerse uyku apnesi olarak tanımlanır. Uyku apnesinin şiddeti bu apnelerin süresi ve sıklığına bakılarak sınıflandırılır.

Apne teşhisi nasıl konur?

Polysomnografi adı verdiğimiz uyku laboratuvarında bireylerin bir gece uyku teknisyeni gözetiminde uyumasıdır. Uyurken de solunumun dışında nabız ve tansiyonun takip edilmesidir. Bu veriler daha sonra ilgili uzman hekimler tarafından değerlendirilir ve hastamızın nefes alıp verememesinin şiddetine göre CPAP veya BPAP adı verilen solunum cihazı verilir. Kişinin her gece bu cihaz ile uyuması istenir.

Ağız içi apne önleyici aparey kullanımı nasıl ortaya çıktı?

Hastalarımızın kullanmasını istediğimiz bu CPAP veya BPAP cihazının kullanım oranı maalesef istenilen seviyelerin çok altında. Son olarak Harvard Üniversite’sinin yaptığı bir çalışmada kullanım oranının sadece yüzde 50 civarında olduğu görülmekte. Hastaların yarısı bu nefes almayı sağlayan cihazları iade etmektedir. İşte bu hiç cihaz kullanamayan hasta grubuna kullanabilecekleri apareyler yaparak en azından apnelerini daha azaltabileceğimizi biliyoruz.

Sizin bu konudaki tecrübeleriniz nelerdir?

Apne hastalığına 10 yıl önce sadece merak ile başlayan ilgim, bu alandaki araştırmalarım ve çalışmalarım neticesinde beni daha çok içine çekti. İlk etapta, cihaz kullanamayan hastalardan daha önceki makale ve yayınlara bakarak bir aparey dizayn ettim. Yılda ortalama 100-150 hastama bu apareyleri uyguladım. Yıllar içerisinde apareyin dizaynı ve şekli değişti ve tabiri caizse nasıl olması gerektiği kafamda tam anlamıyla oturdu. Apareyimin sonuçlarını bir üniversitemizde solunum cihazı kullanamayan hastalarda da deneme şansımız oldu ve şükürler olsun gayet iyi sonuçlar aldık. Bu yılın Eylül ayında dünyanın en büyük diş hekimliği kongrelerinden biri olan FDI toplantısında bu apareyimin sonuçlarını sundum. O sonuçlar da makale olarak uluslararası bir dergide yayınlandı. İnşallah bu konuda çalışmalarımın devamı gelecek.

Yaklaşık 4 yıl önce ‘oralsleepprovider’ ismiyle, uyku apareyimin patent başvurusunu yaptım. Yurt dışında apareyimin uygulanması için teklif aldım ve şu an bu durumu değerlendiriyorum. Bir taraftan da kliniğimde hastalarıma horlamadan ve apneden mağdur hastalarımıza bu apareyi sunmaya devam ediyorum.

Bu konudaki hedefiniz nedir?

Apne rahatsızlığı tüm dünyada, özellikle de sanayileşmiş toplumlarda çok yaygınlaşmaya başladı. Amerika’da kayıtlı apne hastası sayısı 30 milyonun üzerinde ve şu an apne şeker, obezite gibi yaygın hastalıklar arasında kabul edilmekte. Apneye bağlı rahatsızlıkları da saymakla bitiremeyiz. Alzeimer, yüksek tansiyon, anksiyete veya gergin olma hali bu rahatsızlıklardan sadece belli başlı olanları. Ben hep söylerim uyku sadece uyku değildir. Uyku, yeme içme gibi tabii bir ihtiyaçtır ve siz kaliteli bir uyku uyumazsanız sağlık problemi yaşamaya mahkûm olursunuz. Uyku, vücudumuzun gün boyu toksik olarak adlandırdığımız zararlı tüm veri ve yorgunluğun atılması için bir dinlenme dönemidir. Maalesef bu dönemi hakkıyla geçirmezseniz birçok ciddi rahatsızlıkla karşılaşabilirsiniz.

Apne rahatsızlığı Gaziantep’te yaygın

Ülkemizde, hatta özellikle bu bölgede apne rahatsızlığı yaşayan ciddi boyutta hasta oranı mevcut. Gastronomi gibi öncü olan bir bölgenin vaka sayısının fazla olması şaşırtıcı değil. Maalesef kendi kliniğimde tedavi ettiğim, bu konuda şikâyeti olan hasta sayısı da her geçen gün artmakta. Benim amacım bir taraftan patentli ürünüm olan ‘Oralsleepprovider’ı hastalarımızla buluştururken diğer taraftan da bu çalışmaların bilimsel ayağını devam ettirerek bu konuda öncü bir marka olmak. Bu zamana kadar ciddi bir hasta sayımız oldu ve hastalığın tedavisi konusunda akademik temelleri attık. Yurt dışından da alacağımız destek ile bu alanda başarılı olacağıma inancım tam.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Apne konusunda söyleyeceğim en önemli şey bu hastalığa yakalanmamak. Kilo almayacağız, gece uykudan önce yemeyi en az 4-5 saat önce keseceğiz ve olabildiğince yürüyecek veya spor yapacağız. Bu problem ile ilgili de şikâyetiniz varsa çok vakit kaybetmeden, teşhis edilmesi konusunda uzman ilgili hekim arkadaşlarımıza başvurmanızı öneririm.

Sosyal Medyada Paylaş

GÜLŞAH SERT