Yükleniyor...

30 yıldır Gaziantep'te her yönden güçlü bireyler yetiştiriyoruz

18 Temmuz 2025

Temel YAPA Çocuk Evi ortakları Fatma Servet Hıdıroğlu ve Kübra Kuday ile YAPA’nın eğitim felsefesini, çocuklara sundukları akademik-sosyal-bilişsel kazanımları konuştuk. 30 yıldır Gaziantep’te çocukların sadece akademik değil, sosyal ve duygusal olarak da güçlü bireyler olarak gelişmesini hedeflediklerini belirten Hıdıroğlu ve Kuday, yaşam becerileri temelli bir yaklaşımla çalıştıklarını söylediler.

Fatma Hanım sizi tanıyabilir miyiz?

F.S.H.: 1974 yılında Gaziantep’te doğdum. 30 yılı aşkın süredir çocuklar ve ailelerle birlikte çalışıyor, okul öncesi eğitimi alanında aktif olarak hizmet veriyorum. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümünden lisans derecesiyle mezun oldum. Meslekteki 10. yılımda, alandaki bilimsel yenilikleri daha yakından takip edebilmek ve uzmanlık alanımı derinleştirmek amacıyla Marmara Üniversitesi’nde Okul Öncesi Öğretmenliği alanında yüksek lisansımı tamamladım ve “Çocuk Gelişimi Uzmanı” unvanını kazandım.

 

Gaziantep’te uzun yıllardır YA-PA Çocuk Kulübü çatısı altında, yaklaşık 5000 civarı aile ile aile destekli ve ev merkezli okul öncesi eğitim programını yürütüyorum. Bu yaklaşımda hem çocuğu hem de aileyi sürecin doğal bir parçası olarak değerlendiriyor; gelişim takibi, bireyselleştirilmiş eğitim programları ve danışmanlık hizmetlerini bütüncül bir sistem içinde sunuyorum. Son dört yıldır ise Ceresta Eğitim ve Danışmanlık Merkezi’nde ailelere ve çocuklara yönelik huzurlu ve güvenli bir ortamda psikoeğitsel danışmanlık hizmetleri sunuyorum.

 

Kariyerim boyunca mesleki donanımımı sürekli geliştirmeye önem verdim. Bu kapsamda çocuk zekâ testleri, projektif değerlendirme araçları, gelişim tarama testleri ve aile danışmanlığı gibi alanlarda çeşitli eğitimler aldım. Montessori eğitmeniyim; çocuklara bireysel öğrenme hızlarına uygun, deneyim temelli ve özgürleştirici bir gelişim ortamı sunuyorum. Aynı zamanda üçüncü derece Orman Okulları Lideri olarak, çocuklarla birlikte doğada öğrenmeye dayalı orman okulu programlarını uyguluyorum. Doğayla iç içe, hareketin ve keşfin merkezde olduğu bu yaklaşımın çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal gelişiminde ne denli güçlü bir etki yarattığını her gün yeniden gözlemliyorum.

 

Eğitim alanına yazılı üretimlerimle de katkı sunmaya çalışıyorum. Daha önce Ya-Pa Yayınları ve Eola Yayınları tarafından yayımlanmış olan matematik ve okula hazır oluş kitaplarının yazarıyım. Çocukların öğrenme yolculuğuna rehberlik eden bu kaynaklar, aileler ve eğitimciler için pratik ve bilimsel temelli birer alıştırma niteliği taşıyor.

 

Kendileri de YA-PA mezunu olan; Başak Umay, Teoman Efe ve Rüzgar Ata adında üç çocuk annesiyim. Çocukların dünyasına duyduğum hayranlığın, onları her gün yeniden keşfetmenin ve gözlerinde yanan merak ışığını görmenin, mesleğimdeki tutkumun en derin kaynağı olduğuna inanıyorum. Bugün hâlâ aynı heyecan ve inançla, çocukların merkezde olduğu; bilimsel temellere dayanan, sevgi dolu ve saygıya dayalı bir eğitim anlayışını yaşatmaya devam ediyorum. Amacım, her çocuğun potansiyelini açığa çıkarabileceği güvenli, besleyici ve ilham veren bir ortam oluşturmak.

Kişisel ilgi alanlarım arasında meditasyon, yoga ve müzik önemli bir yer tutar. Ruhsal dengeyi ve içsel farkındalığı besleyen bu pratikler, hem yaşamıma hem de mesleki yaklaşımıma derinlik katıyor. Aktif olarak bir koroda şarkı söylüyor, müziğin birleştirici ve iyileştirici gücünü deneyimliyorum. Aynı zamanda dalış sporu ve doğa yürüyüşleriyle doğayla iç içe olmanın, zihni ve bedeni tazeleyen etkisinden büyük keyif alıyorum.

 

Kübra Hanım kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

K.K.: 1984 Gaziantep doğumluyum, 2 çocuk annesiyim. 20 yılı aşkın süredir eğitim alanında, ilk günkü heyecanla ve sevgiyle çalışmaya devam ediyorum. Eğitimin sadece bilgi aktarmak değil, yüreklerde iz bırakmak olduğuna inanıyorum. Bu inançla çıktığım yolda, bugüne dek sayısız öğrenci ve veliyle birlikte nice deneyim biriktirdim.

 

5 yıl önce Temel Yapa’nın bir parçası olarak bu yapıya katıldım. Zaman içinde kurumun vizyonuna, değerlerine ve çalışma kültürüne duyduğum inanç beni Temel Yapa'ya daha da bağladı. Bugün burada hem kurumun ortağı hem de idari müdürlük görevini üstlenerek, ekip arkadaşlarımla birlikte aynı amaç doğrultusunda büyük bir uyum içinde çalışıyoruz. Bu süreçte birlikte yol almaktan mutluluk duyduğum ortağım Fatma Hanım ile kurduğumuz güzel iş birliği, kurumumuzun sağlam temeller üzerinde büyümesine katkı sağladı. Kurumumuzun sadece bir eğitim yuvası değil, aynı zamanda sevgi, saygı ve güvenin hakim olduğu bir yaşam alanı olması için elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayret ediyoruz.

 

Çocuklarla birlikte öğrenmek, onların gözlerindeki merakı görmek ve gelişimlerine tanıklık etmek her gün beni yeniden motive ediyor. Aynı zamanda, çalışma arkadaşlarımla kurduğumuz güçlü bağ sayesinde ekip olmanın, birlikte üretmenin ve birbirinden öğrenmenin değerini her gün yeniden yaşıyorum.

 

Çocukların gelişimini destekleyen bir ortamın parçası olmak, yıllar içinde hem mesleki hem kişisel hayatımın merkezine yerleşti. Hayatın bana en büyük hediyesi olan çocuklarım ve işim sayesinde hem anne hem yönetici olarak sürekli büyümeye devam ediyorum. Anne kimliğimle sevgiyi ve umudu, yöneticilikle ise emek ve sorumluluğu harmanladığım bir yaşamın içindeyim. Cemiyet dergisi aracılığıyla sizlerle buluşmak, eğitime gönül vermiş biri olarak, bu yolda daha nice güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle…

 

Temel Yapa Çocuk Evinin eğitim felsefesinden bahseder misiniz?

Temel Yapa Çocuk Evi olarak eğitim felsefemizin temelinde çocuğun potansiyeline duyulan koşulsuz bir güven yer alır. Biz çocukları şekillendirmek değil, onların iç dünyalarında zaten var olanı keşfetmelerine eşlik etmek için buradayız.

 

Montessori yaklaşımı, orman okulu uygulamaları ve proje temelli öğrenme anlayışıyla çocuğun bireyselliğine saygı duyan, yaşam becerilerini güçlendiren, doğayla iç içe, anlamlı ve deneyimsel öğrenmeyi merkeze alan bir kurumuz. Özellikle çocukların yaparak ve yaşayarak öğrenmelerini desteklemek için gezi ve gözlem aktivitelerine yer veriyoruz. Bu yaklaşımda çocuk, sadece bilgi alan değil; hisseden, sorgulayan, karar veren ve sorumluluk taşıyan bir bireydir.

 

Eğitim felsefemiz yalnızca çocuk odaklı değil; aynı zamanda aile katılımını da sürecin ayrılmaz bir parçası olarak gören, çocuğun gelişimini sosyal ve duygusal bağlamda da destekleyen bütüncül bir yaklaşıma dayanır.

 

Okul öncesi dönem çocukların gelişiminde nasıl bir rol oynar? Sizin bu doğrultuda temel hedefiniz/önceliğiniz nelerdir?

Okul öncesi dönem, insan gelişiminin en kritik eşiklerinden biridir. Benliğin temelleri, güven duygusu, sosyal ilişkilerin ilk modelleri, duygularla baş etme becerisi gibi yaşamsal kazanımlar bu dönemde şekillenir. Bu dönemde kazanılan her deneyim, çocuğun yalnızca bugünkü değil, gelecekteki öğrenme ve yaşam becerilerini de doğrudan etkiler. Özellikle ilkokula hazırlık süreci; sadece akademik yeterlilik değil, çocuğun duygusal olgunluğu, sosyal uyumu, dikkat süresi ve öz bakım becerileri gibi pek çok alanın birlikte desteklenmesini gerektirir. Bizim en temel hedefimiz, çocuğun yalnızca öğrenen değil; duyan, hisseden ve bağ kuran bir birey olarak gelişmesini sağlamaktır. Her çocuğun kendi hızında, kendi dünyasında büyümesine alan açmak, ilkokul sürecine hem bilişsel hem de duygusal açıdan hazır, özgüveni yüksek bireyler yetiştirmek... İşte önceliğimiz tam da budur.

 

Çocukların yalnızca akademik değil sosyal ve bilişsel olarak da okula hazır olmasının önemi konusunda neler söylemek istersiniz? Siz bu doğrultuda neler yapıyorsunuz?

Okula hazır olmak, yalnızca kalem tutmayı ya da harf tanımayı bilmek değildir. Gerçek okul olgunluğu; duygularını tanıyabilmek, sırasını bekleyebilmek, hayal kurmak, hayal kırıklığıyla başa çıkabilmek gibi temel yaşam becerileriyle birlikte gelişir. Bu nedenle biz, 30 yıldır Gaziantep’te çocukların sadece akademik değil, sosyal ve duygusal olarak da güçlü bireyler olarak gelişmesini hedefliyor; yaşam becerileri temelli bir yaklaşımla çalışıyoruz. Sosyal ilişkileri destekleyen grup oyunları, duygusal farkındalık geliştiren hikâye anlatımı ve drama etkinlikleri, problem çözme becerisi kazandıran proje temelli çalışmalar ile sorumluluk ve öz bakım becerilerini teşvik eden günlük yaşantı uygulamaları bu anlayışın temelini oluşturuyor. Çünkü biz çocuklarımızı yalnızca okula değil, hayata hazırlıyoruz.

 

Kaç yaş çocuk grubuna hitap ediyorsunuz?

Kurumumuzda 2 ile 6 yaş arasındaki çocuklara hizmet veriyoruz. Gelişim dönemlerine göre ayrılmış gruplarımızla, her yaşın ihtiyaç duyduğu farklı gelişim alanlarına özel planlamalar yapıyoruz. Bu planlamalarda çocukların bireysel gelişim hızları ve ilgi alanları dikkate alınarak süreci şekillendiriyoruz. Zaman zaman annelere de 2 yaş altı bebekleri için eğitim ve oyun odaklı rehberlik ediyoruz.

 

Çocukların günlük aktiviteleri neye göre planlanıyor?

Günlük programımız, çocukların gelişimsel ihtiyaçları ve bireysel meraklarına göre tasarlanır; Montessori materyalleriyle desteklenen bireysel etkinlikleri, orman okulu anlayışına dayalı açık hava zamanını, proje temelli çalışmaları ve sanat, müzik, bilim ile mutfak atölyeleri gibi çok boyutlu öğrenme ortamlarını bir araya getirir. Bu içeriklerin tamamı, Millî Eğitim Bakanlığı okul öncesi programındaki gelişim alanları ve kazanım hedefleriyle uyumlu olacak biçimde planlanır. Her etkinlikte çocuğun aktif katılımı esastır, çünkü biz inanıyoruz ki çocuk en iyi yaparak ve yaşayarak öğrenir.

 

Eğitimci kadronuz/ekibiniz hakkında neler söylemek istersiniz?

F.S.H.: Ekibimiz yalnızca güçlü akademik donanımıyla değil; şefkati, yüksek gözlem becerisi ve çocukla kurduğu derin bağla da öne çıkar. Kurucu müdür ve çocuk gelişimi uzmanı olarak ben, tüm eğitim programlaması ve planlaması süreçlerinde aktif rol alıyorum. Ortağım Kübra Hanım, teknik-idari işleyişi yürütürken aynı zamanda aile iletişimi ve halkla ilişkilerde önemli bir köprü görevi üstleniyor. Çocuklarımızın gelişim takibini ise kurum psikoloğumuzla birlikte disiplinler arası iş birliği içinde sürdürüyoruz. Böylece her çocuğun hem akademik hem duygusal yolculuğunu güvenle sürdürmesine rehberlik ediyoruz.

 

Öğretmenlerimiz, alanlarında uzman, sevgi dolu ve deneyimli eğitimcilerden oluşur. Okullar açılmadan önce, Ağustos döneminde başlattığımız mesleki ve kişisel gelişim programları farklı disiplinlerden uzmanların katkısıyla gerçekleştirilir ve yıl boyunca zengin içeriklerle kesintisiz şekilde devam eder. Ayrıca, okul öncesi eğitim alanında 44 yıllık birikime sahip YA-PA Merkez’in koordinasyonunda yürütülen zümre toplantıları ve hizmet-içi eğitimlere öğretmenlerimiz düzenli olarak katılır. Bu yıl için yüz yüze çalıştaylar hâlinde planlanan eğitimlerin ilki, 18 Ekim’de tüm Türkiye’deki YA-PA kurumlarının katılımıyla, Anıtkabir ziyareti sonrasında Ankara’da gerçekleşecektir. Böylelikle ekibimiz, sürekli öğrenen ve gelişen bir yapıyı koruyarak çocuklarımıza en güncel, en nitelikli eğitimi sunmayı sürdürülmektedir.

 

Velileri de eğitim programlarına dahil ettiğiniz, çeşitli etkinlikler düzenliyorsunuz. Burada amaç nedir?

Çocuğun gelişiminde aile ile okulun aynı dili konuşması, onun güven duygusunun en sağlam temellerinden biridir. Bu nedenle velilerimizi yalnızca bilgilendirmekle kalmıyor, sürecin aktif bir parçası hâline getiriyoruz; aile atölyeleri, gelişim gözlem görüşmeleri, katılımlı etkinlik günleri ve ebeveyn seminerleriyle onları daima merkezde tutuyoruz. Ayrıca “İlk Öğretmenim Annem”, “Babam Oyun Arkadaşım”, “Ormanda Aile Buluşmaları” ve “Mutfaktaki Minik Aşçı” gibi düzenli etkinliklerle, ailelerin çocuklarıyla geçirdikleri keyifli zamanların yaşam yolculuğundaki kalıcı etkisini hatırlatıyor; ebeveynlerin kendi “ben” kimliklerine zaman ayırmalarını ve içlerindeki çocuğu canlı tutmalarını destekliyoruz. Böylece çocuğumuz, hem evde hem okulda tutarlı, sevgi dolu ve güvenli bir gelişim ortamında büyüme fırsatı buluyor.

 

Veliler neden Temel Yapa Çocuk Evini tercih etmeli?

YA-PA, Türkiye’de 44, Gaziantep’te ise 30 yıldır yetiştirdiği kuşaklarla güvenilirliğini kanıtlamış köklü bir kurumdur. Öyle ki 30 yıl önce mezun ettiğimiz öğrenciler bugün kendi çocuklarını tereddütsüz bize emanet ediyor. Çünkü biz çocuğu yalnızca “eğitilecek” biri değil, dünyayı anlamlandıran kıymetli bir cevher olarak görüyor ve bu bakış açısıyla bilimsel temelli, deneyimsel eğitim modellerini yani; Montessori, proje temelli çalışma ve orman okulu uygulamalarını aynı çatı altında buluşturuyoruz. Duygusal gelişimi öne alan bireysel takip sistemi, sevgi ve güven dolu aile ortamımız, değerler eğitimi (sevgi, saygı, hoşgörü, nezaket, doğa ve çevre bilinci, Atatürk sevgisi ve dünya vatandaşı olma bilinci) ile birleşerek çocuklara yalnızca bilgi değil; araştırma merakı, keşif coşkusu, problem çözme becerisi ve en önemlisi kendine güven kazandırıyoruz. Velilerimiz bu bütüncül yaklaşım sayesinde çocuklarının sadece öğrenen değil, kendini ifade eden, mutlu ve güçlü bireyler hâline geldiğini gözlemliyor. İşte Temel Yapa Çocuk Evi’nin tercih edilme nedeni tam da bu.

 

Kurumunuzun fiziki şartlarından ve sunduğu ayrıcalıklardan bahseder misiniz?

Okulumuz, gün ışığını bolca alan ferah sınıfları, yaş gruplarına göre düzenlenmiş donanımı ve özgür keşfi teşvik eden açık-hava alanlarıyla çocuklara içten bir öğrenme yuvası sunar. 500 metrekarelik geniş bahçemizdeki ahşap ağaç ev, hayal gücünü besleyen oyunların merkezidir. “Survivor” tırmanma parkurumuz çocukların çeviklik, güç, esneklik ve büyük kas motor becerilerini geliştirirken, kum oyun köşemiz duyusal keşifleri destekler. Çevre ve doğa etkinlikleri için bahçemizde alanlarımız mevcuttur; sanat, bilim, müzik ve mutfak atölyeleriyle zenginleşen iç mekânlarımızda her merak alanı için bir durak vardır. Yumuşak tartan zemine sahip jimnastik salonumuz, oyun odamız ve kostüm/drama atölyemiz hareket ve rol oyunlarını güvenle oynamalarına ortam sağlar. Çocuklar ve veliler, konferans salonumuzu ortak buluşmalar için kullanabilir; okulumuzun mutfağında aşçımızın hijyenik koşullarda hazırladığı yemekler, aydınlık ve geniş yemekhanemizde servis edilir. Havalandırmalı uyku odalarımız yaş gruplarına göre ayrıdır; tüm sınıflar klimalıdır, rahatsızlanan minikler için revirimiz mevcuttur. Geniş vestiyer alanı ise çocukların rahatça hazırlanmasını sağlar. Kış aylarında bağışıklığı desteklemek amacıyla sınıflarımızda uçucu yağlı difüzörler kullanılırken, oyuncaklar haftalık olarak yıkanır ve tüm alanlar düzenli biçimde dezenfekte edilir. Temizlik personelimiz, lavabo ve tuvaletlerin hijyenini sağlamak amacıyla günde üç kez temizlik ve kontrol sürecini titizlikle yürütür. Hijyen, güvenlik ve hareket özgürlüğü tüm bu ayrıcalıkları bir araya getiren fiziksel yapımızın değişmez öncelikleridir.

 

Gaziantep’te orman okulu programları yürütüyoruz

 

Son iki yıldır “Çamurlu Ayaklar Orman Okulu” başlığı ve “Sağım Solum Orman” sloganıyla Gaziantep’te orman okulu programları yürütüyoruz. Haftada bir gün öğlene kadar çocuklarla doğada vakit geçiriyor, keşif yürüyüşleri, duyusal oyunlar, macera parkurları ve doğa temalı sanat etkinlikleri; ateş yakma, alet kullanma, ip bağlama gibi zengin içerikli aktiviteler gerçekleştiriyoruz.

 

Böylece çocuklar toprağa basarak, çamura dokunarak, merak duygularını ve araştırma becerilerini geliştirerek ve ormanın ritmini dinleyerek hem fiziksel hem de duygusal yönden güçleniyor; doğayla kurdukları bağ sayesinde merak, özgüven ve problem çözme becerilerini geliştiriyor.

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT