Yükleniyor...

Antep işinde inovasyon yaptık

01 Kasım 2022

Bu ay kapak konuğumuz Füsun Koçer… El sanatlarının ve geleneksel değerlerin kendisi için çok önemli olduğunu ifade eden Füsun hanım ile sosyal sorumluluk projesi olarak doğan ve sonrasında ‘Antep Sepeti’ çatısı altında yenilikçi formlarıyla ilgilenenlerin beğenisine sunulan Antep işini ve onun kutnuyla buluşmasını konuştuk. Antep işi ve kutnunun geleneksel bir değer olmanın yanı sıra bir sanat olduğunu dile getiren Füsun hanım, büyüklerimizden miras olan bu değerlerin gelecek nesillere orijinalliği korunarak aktarılması gerektiğini söylüyor.

İlk hedeflerinin Antep işini sandıklardan çıkarmak olduğunu söyleyen Füsun hanım, Antep işini gelecek nesillere aktarırken bir yandan da kadınlara istihdam yaratmanın mutluluğunu yaşadıklarını anlatıyor. Antep işini ipek, keten, kutnu gibi teli çekilebilecek her kumaşa uyguladıklarını ifade eden Füsun hanım,   

Antep işinin zamansız bir ürün olduğunu, kendilerinin de sürekli yenilenip güncellendiklerini belirtiyor. Bizi Gümrük Han’da ağırlayan Füsun Koçer, Antep işi ile çıktıkları sosyal sorumluluk yolculuğunu, çocukluğunu, ailesini eşi Nejat Koçer ile evliliklerini, Antep Sepeti’ne dair planlarını ve hedeflerini büyük bir samimiyetle siz değerli okurlarımız için anlattı…

 Antep Sepetinde kutnu ve Antep işinin hayata geçme hikâyesini öğrenebilir miyiz sizden?

Geleneksel değerlerimizin korunması, tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılması çok önem verdiğim bir konu. ‘Kutnu, Antep işi gibi Antep’in geleneksel değerlerini nasıl gündeme getiririz, hak ettiği değerin verilmesini nasıl sağlayabiliriz’ derken bir sosyal sorumluluk projesi olarak doğdu ve zamanla gelişti. Ardından Gümrük Handa yer almamız yönünde bir teklif aldım. Önce biraz tereddütlüydüm ancak hem Nejat beyin desteği hem unutulmaya yüz tutan geleneklerimizi yaşatılması ve istihdam yaratması açısından önemini göz önünde bulundurunca 2016 yılında böyle bir adım attık. Antep işini sandıklardan çıkarıp yeni nesillere daha güncel, yenilikçi formlarda ulaştırmak için çıktığımız bu yolda aynı zamanda Antep işi ve kutnuyu bir araya getirdik. El dokumasında üretilen bir kumaşın tekrar el emeği bir işçilikle bir araya gelmesi gerçekten muazzam bir olay. Hem inovasyon hem de günümüzde varlığını sürdürebilmesi için önemli bir fırsat.

 İstihdam boyutu oldukça önemli…

El sanatlarıyla uğraşan çok yetenekli kadınlarımız var. Antep Sepeti hayata geçtiğinde bu kadınlarımızı istihdam etmeye, üretimi onlarla birlikte yapmaya başlamıştık. Pandemi süreciyle birlikte eşleri işe gidemeyen, kendisi işi bırakmak zorunda kalan kadınlarımızın bu yeteneklerinin üretime yönlendirilmesi gerektiğini düşündük ve onları da bu üretim çarkının içine dahil ettik. Motivasyonları bozulmasın, ev ekonomilerine katkıları olsun diye sürekli bir üretim halindeydik. Tasarımlarımızı, üretimlerimizi, Antep işinin tekniğini bozmadan el sanatları hocalarımızla birlikte geliştirdik ve geliştirmeye devam ediyoruz. Öğrencilerimizin hem alaylı hem eğitimli insanlarla bir araya gelmesine çok önem veriyoruz. 

 Bu gelişimle birlikte yeni ürünler, yeni modeller yeni renkler eklediniz…

Antep işi kendi geleneğimizin bir parçası olduğu için hepimizin çeyizinde var. Bana dışarıdan gelen misafirlerim, ‘Siz ne kadar şanslısınız. Biz bir parçasını alabilmek için uğraşırken sizde yatak örtüleri var” diyor. Gerçekten bu anlamda şanslıyız. Bu çok önemli bir kültür. Atatürk zamanında da İngiltere Kralına hediye olarak gönderilmek üzere Gaziantep’e Antep işi siparişi verilirmiş. 1800’lü yıllarda çıraların altında yapılırmış. Bu mirası yaşatmak ve güncellemek bizim görevimiz. Nasıl bakırcılığın okullarda bir eğitimi varsa Antep işinin de olması gerektiğine inanıyoruz. Biliyorsunuz zaten Antep işinin coğrafi işareti çok önce alınmıştı. Biz de bu kültürü güncel hayatımıza nasıl modernleştirerek uyarlayabiliriz gayreti içerisindeyiz sürekli. Tekstilde ipek gömleğe, fularlara, broşa ve pek çok ürüne uyarladık. Bazı modacılarla, tasarımcılarla görüşmelerimiz oluyor. Onlar Antep işini çok önemsiyor. Çünkü dünya özüne dönüyor. Nasıl teknolojik çağ hızla gelişiyorsa bir yandan da insanoğlu özüne dönmeye çalışıyor. Bakıyorsunuz dünyanın önde gelen markalarına ürünlerinde danteller, fistolar kullanıyor. Dünya bir dönüşüm halinde. Antep işi zamansız bir ürün, bu çok önemli…

 Antep işini transfer ediyoruz

Nasıl diye soracaksınız… Diyelim ki elinizde Antep işiniz var, onu günümüzde yeniden farklı formlarda kullanmak istiyorsunuz. O Antep işini dilerseniz kutnu kumaşa, dilerseniz ipek kumaşa kusursuz bir şekilde transfer ediyoruz. Güncel haliyle kullanmaya devam edebiliyorsunuz. Hem hatırasını koruyorsunuz hem de sürdürülebilirliğini sağlamış oluyorsunuz. 

 Ürün portföyünüzden bahseder misiniz?

Antep Sepeti bünyesinde tekstilin bütün çeşitleri var… Antep işini ipek, keten, kutnu gibi teli çekilebilecek her kumaşa uyguluyoruz. Gümüş tel, altın tel, sırma gibi tüm teknikleri modernize edip ürünlerimizde kullanıyoruz. Bannerlar, kokteyl peçeteleri, Amerikan servisleri, fularlar, gecelikler, masa ve sehpa örtüleri, ayakkabı ve terlikler gibi tekstilin her ürünü var. Clutch ve çanta üretimi de yapmak istiyoruz. Bununla ilgili girişimlerimiz var. Antep sepetinde tekstil ürünlerinin yanı sıra bakır, opalin, porselen, aksesuarlar, gümüş kaplamalar gibi çok fazla çeşit ürünümüz var. Bize, ‘evimi dekore edeceğim’ ya da ‘bir yakınımı evlendireceğim’ diye geldiğinizde A’dan Z’ye her ihtiyacınızı karşılayabiliriz. Aynı zamanda bize gördüğünüz, beğendiğiniz bir tasarımı istediğinizde onu da kişiye özel üretebiliyoruz. Butik hizmet de veriyoruz.

 Orijinalliğini korumak istiyoruz…

Antep işi sadece geleneksel bir değer değil, bir sanat. Bu kültür bize büyüklerimizin bir mirası. Ona sahip çıkıp geleceğe taşımak bizim borcumuz. Özellikle belirtmek istediğim bir şey de biz Antep işinin sadece gündeme gelmesini değil doğru bir şekilde yapılmasını ve doğru bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasını çok önemsiyoruz. Malzemesi, işleyiş şekli, kullanılan ipliğin ve malzemelerin kalitesi, teknikleri kısacası orijinalliğini korumak istiyoruz. Bu mirasa sahip çıkacaksak doğru şekilde çıkmalıyız. Bizim amacımız da en doğru şekliyle güncelleştirip sürdürülebilirliğini sağlayarak geleceğe taşımak. 

 İlgi nasıl?

Gaziantep’ten ve dışarıdan ürünlerimizi görmek, incelemek için o kadar çok gelen oluyor ki bu ilgi bizi çok mutlu ediyor. Özellikle Gaziantepliler gelip Antep işini gündeme getirdiğimiz, değerlendirdiğimiz için teşekkür ediyorlar. Şehir dışından ve yurt dışından çok fazla sipariş alıyoruz. Online üzerinden ürünlerimizi yalnızca ülkemizin değil dünyanın her bir noktasına gönderebiliyoruz. 

 İleriye yönelik neler hedefliyorsunuz?

Kendimizi sürekli yeniliyor, güncelliyoruz. Antep işini günümüze uyarlamak, daha işlevsellik katmak, modernize etmek kullanılabilirliğini arttırmak açısından çok önemli. Bu noktada tekstile daha çok uyarlamayı yeni neslin de ilgisini çekecek konfeksiyon ürünlerinde kullanmayı hedefliyoruz. Yeni neslin kimisi daha klasik kimisi de daha modern seviyor. Etol olarak kullanmayı tercih eden de var masa örtüsü olarak tercih eden de. Hal böyle olunca herkesin zevkine ve tercihine uygun ürün olsun istiyoruz.

 Füsun hanım biraz da sizden bahsetmek isteriz. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? 

Çok güzel bir çocukluk ve gençlik dönemi yaşadım. Çok şanslı bir evladım. Çok insancıl, iyi niyetli bir anne baba tarafından yetiştirildim. Babam Mehmet Gürsoy avukattı, onu biraz erken, nişanlılık dönemimde kaybettim. Ailenin 3. çocuğuyum ben. Ablam erken evlenmişti, abim İstanbul’daydı, o yüzden evdeki tek çocuk bendim. Sevgi, saygı ve huzur dolu bir evde büyüdüm. Çok büyük bir aileydik. Kuzenlerimle yaşıt olmam, kalabalık ve birbirine bağlı bir aile olmamız nedeniyle çok güzel bir çocukluk ve gençlik dönemi yaşadım. Anneannemin evinde toplanır, keyifli vakitler geçirirdik. Şimdi kendi çocuklarıma ve torunlarıma baktığımda ne kadar farklı bir çocukluk dönemi geçirdiğimi daha iyi görüyorum. Akraba ilişkileri daha iyiydi. Aile dostlarımızla çok sık gece oturmalarında bir araya gelirdik. Televizyon yok telefon yok, dolayısıyla insani ilişkiler daha fazlaydı o zamanlar. Herkes sahip olduklarıyla mutlu olmayı biliyordu. Bugün her şey daha farklı. Şimdiki jenerasyon elindekiyle yetinmiyor. Gençlere tavsiyem, aileye önem versinler, ellerinde olanın kıymetini bilsinler ve ellerindeki ile mutlu olmayı bilsinler.  

 Nasıl bir öğrencilik yaşadınız?

Öğrencilik yıllarım da çok güzel geçti. Akyol ilkokulu, Gazi Ortaokulu ve ardından Gaziantep Lisesinden mezun oldum. ODTÜ’de işletme finans eğitimi aldım. 

 Ailenizden en büyük kazanımlarınız nelerdir?

Bize her zaman doğruluğu, dürüstlüğü, iyilik yapmayı, büyüklere saygıyı öğrettiler. Ailede en değer verilen husus dürüstlüktü. Annemlerin bizim yanımızda birini eleştirdiğine hiç tanık olmadım. İnsanlara faydalı olmamız öğütlenirdi ve örnek olunurdu. Babamı kaybedeli 35 sene oldu, onu kaybettikten sonra anneme daha düşkün oldum. Annemi de geçtiğimiz yıllarda maalesef kaybettim. Çok iyi niyetli dürüst ve değerleri olan bir kadındı. Herkesi olduğu gibi kabul etmeyi ve hoşgörülü olmayı öğretirdi daima, ‘Mütevazı olun, tebessüm edin’ derdi. Bir de bizde her zaman her konuda ölçülü olmak çok önemliydi. 

 Nejat beyle ne zaman tanıştınız?

Nejat bey ile 1979-80 yıllarında lisede tanıştık.1983 senesinde nişanlandık ve 1985 senesinde de evlendik. 

 3 çocuğunuz var. Onları yetiştirirken en çok neye dikkat ettiniz?

Çocuklarımızı yetiştirirken ahlaki ve insani değerleri olan, özgüveni yüksek, iyilik sahibi, dürüst çocuklar yetiştirmeyi hedefledik her zaman. Karşılıklı sevgi, saygı ve aile birlikteliği çok önemli bizde. Parayla satın alınabilen şeylerle  değil sahip olduklarıyla mutlu olmayı, insanlara saygılı ve güler yüzlü olmayı öğrettik. Geleneklere bağlı bir aileyiz. Büyüklerimizi hiç ihmal etmeyiz, çocuklarımıza da bunu aşılamaya çalıştık. Çocuk çok büyük bir fotoğraftır, sen nasıl davranırsan onu görürsün. Evlatlarım bizi hiç üzmedi, hayat da onları üzmesin. Üçü de hep saygılı, her zaman anneyi, babayı düşünen evlatlar oldular. 

 Büyük oğlum Cihan ile Antep Sepetinde birlikte çalışıyoruz. İşletme eğitimi aldı. Başarılı bir iş insanı. Gaziantep’in kültürüne ve geleneksel ürünlerine çok önem verir, yaşatmaya çalışır. Eşi İpek kızım, tıp doktoru, başarılı bir öğretim görevlisi. Ailede iki hukukçumuz var. Kızım Bahar avukat,  8-9 yıldır mesleğini başarı ile yapıyor. Eşi Tamer oğlum, mesleğinde başarılı bir inşaat mühendisi. Küçük oğlum Yiğit yeni bir hukukçu. Mesleki tecrübe açışından şu an İstanbul’da. O da zamanı gelince Gaziantep’te yanımızda olacak.  Hep söylerim çocuklarıma, ‘hayat bir günlük değil’. Elbette çalışacaksınız ama bunun yanında gerek yakınlarınızı gerek büyüklerinizi gerekse size ihtiyacı olan insanları unutmayın. Hayatın en güzel amaçlarından biri insanlara faydalı olmak. Hani sorarlar ya ‘hayatta sizi mutlu eden ne?’ diye. Ben insanlara faydalı olunca yardımcı olunca mutlu oluyorum. İyilik yapmak ruhumda sürekli yeşeren bir çiçek gibi… Karşılıksız iyilik. Eşim ve çocuklarımla birlikte biz büyük bir iyilik ailesiyiz. 

 Nejat beyin başkanlığı, GAGİAD yıllarınız hakkında ne söylemek istersiniz? GAGİAD bu şehre önemli bir vizyon kattı…

GAGİAD biliyorsunuz bir aile, bir okul. Bize dernekçiliği öğreten GAGİAD oldu. 1993 yılında kurulduğunda birçok farklı dernek de vardı ama bizim için önemli bir tecrübe oldu GAGİAD. İlk defa Türkiye’de bir STK’da kadınlar kurulu oluşturuldu. Bu da Gaziantep için çok güzel bir oluşumdu. İlk dernek ofisimiz bir apartman dairesiydi, biz kadınlar olarak beyler gittikten sonra ‘ne yapabiliriz’e kafa yorardık. Çok zor şartlarda yaptık ama çok güzel şeyler öğrendik. Kurallar ve düzen vardır ve o düzen şu an yeni kuşaklarla, çocuklarımızla devam ediyor. Adil beyden sonra 1997 yılında 2. dönem başkanlığını Nejat bey yapmıştı. Aradan yıllar geçti. Şimdi gençler göreve gelmeye başladı. Cihan GAGİAD kurulduğunda 7 yaşındaydı ve şu an GAGİAD Başkanlığını yürütüyor. Bu bizim için büyük bir gurur, GAGİAD büyük ve güzel bir aile.

 Nejat beyin aktif siyasetin içinde yer almasından sonra hayatınızda neler değişti?

Sorumluluğumuzun daha da arttığını, insanlar için elimizden gelenin fazlasını yapmamız gerektiğini fark ettim. Gaziantep’in dışına çıktı bu sorumluluk. Zaten sosyal sorumluluk bilincinde olan insanlardık ancak siyasette bu daha da artıyor. İçine girdikçe daha duyarlı oluyorsunuz. İnsanlara faydalı olmayı ikimiz de seviyoruz, Gaziantep için ne borcumuz varsa ödemeye çalışıyoruz. Siyasetin eksileri de var ama biz her zaman artıları görmeye çalışıyoruz. Nejat beyin yoğunluğundan dolayı yetişemediği şeylere ben destek olmaya çalıştım. Bizim hayatımızda hep şehre, ülkeye ve insanlara karşı sorumluluk duygusu vardı. Gün oldu Nejat bey ailesine yetişemedi, gün oldu özel günlerde aramızda olamadı. Ama hep insanlara faydalı olabilmenin güzel duygularını yaşadık. Gerek Sanayi Odası Başkanlığı gerekse milletvekilliği döneminde ayrı kaldığımız zamanlar bizim şehrimize ve ülkemize olan sorumluluk duygumuz sevgimiz ve inancımızla helal hoş olsun. 

 Mutfakla aranız muhakkak ki iyidir. Bahseder misiniz?

O zaman telefonlar, youtube’lar falan yok tabii, herkesin bir tarif defteri olurdu, öğrendiğimiz tarifleri o deftere yazardık. Lise yıllarımda ilk olarak elmalı tart yapmıştım. Evlendiğimde ise her gün annemi arar, ‘bunu yapacağım, nasıl yapayım’ diye sorardım. Saatlerce onu dinlerdim, seviyordum da mutfakta olmayı. Tüm yemekleri öğrendim sonrasında. Mutfağım, yemeklerim, pastalarım çok beğenilir. Yoğunluk nedeniyle artık pratik olmak durumunda olabiliyoruz. Anneme zamanımız çok olmadığı için mutfakta pratik olmamız gerektiğini söylediğim zamanlar o bana hep, ‘yavrum benim elim ağır işim pak’ derdi.

 Annenizden öğrendiğiniz ve hala sıklıkla yaptığınız yemekleri sorsak?

Bütün yemekleri annemden öğrendim. Yuvarlama gibi yöresel yemeklerimizi, Hasanpaşa köftesi, biftek sarması gibi annemden öğrendiğim yemekleri hala severek yaparım. Annemin, anneannemin, büyüklerimin el lezzeti çok iyiydi. Onlardan edindiğimiz yemek kültürünü devam ettirmeye çalışıyoruz. 

 Moda ne ifade ediyor sizin için?

Gittiğim yere uygun olması ve mevsim önemli benim kıyafet seçimlerimde. Bir insanın kendine yakışanı giymesi önemli, her sene çıkan trendi yakışmıyorsa tercih edemem. Nerede ne giyeceğinizi bilmek modadan çok daha önemli. Şu an hiçbir trende karşı değilim ama her kıyafet yerine ve zamanına göre giyilmeli.

 Yapmaktan keyif aldığınız hobileriniz var mı?

Tarihi ve kültürü çok severim. Şu an yaptığım işi çok seviyorum. Kutnuya Antep işi ile hayat vermek ve yenilemek muhteşem bir duygu benim için. Özel ilgi alanım alternatif tıp. Hangi bitkinin neye iyi geldiğini bilirim, kullanırım. Sürekli araştırırım. Vakit buldukça kitap okurum. Özellikle araştırma ve geliştirme yayınlarını okur, onlardan istifade ederim. İyi bir araştırmacıyım diyebilirim. 

 Seyahat anlayışınız nasıl?

Seyahat etmeyi, kültür tatillerini, tarihi yerleri gezmeyi seviyorum. Merak eder, sorarım. Gittiğim yerin hikayesini, oraya ait özellikleri, kültürünü, geleneklerini, el işlerini, yemeklerini bilmek isterim. Türkiye’nin dört tarafı cennet. Görülmesi, gezilmesi gereken o kadar çok güzel yerler var ki. Gaziantep’ten örnek vermek gerekirse dışarıdan gelen misafirlerimiz geze geze bitiremiyoruz diyorlar. Gastronomisi, tarihi, kültürü ile ayrı bir cennet. Zeugma benim için büyük bir ilham kaynağı. Mozaiklerden yola çıkarak mozaik desenleri uyguluyoruz. Antep işi madem geleneksel, ona neden kendi tarihimizi, kültürümüzü yansıtmayalım dedik ve çok güzel ürünler çıktı ortaya.

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT
Ekli Görseller