- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
Yeni yılın ilk sayısında kapak konuklarımız Feray ve Hakan Küpeli çifti… Evliliklerinde 15 yılı geride bırakan Küpeli çifti ile hem iş ve sosyal hayatlarını hem mutlu evliliklerini hem çocukları Mina ve Anıl’ı konuştuk. Güler yüzlü ve son derece içten bir karşılaşmayla bize sıcak yuvalarının kapılarını açan Küpeli çiftine, Cemiyet’e konuk oldukları için teşekkür ediyoruz.
Feray Hanım sohbetimizde, sağlıklı bir evlilik için sağlıklı bir iletişimin önemli olduğunu söylerken Hakan Bey, ‘Evliliğin olmazsa olmazı nedir’ sorumuzu, “Karşılıklı anlayış evliliğin en temel öğesi diyebilirim. İlgi sevgi ile birleşince de kusursuz bir huzur ortamı yaşarken buluyor insan kendini” diye yanıtlıyor. Feray-Hakan Küpeli çiftinin nasıl tanıştıklarını, evliliklerini, iş ve sosyal hayatlarına dair anlattıklarını hep birlikte okuyalım…
Kendinizden bahseder misiniz?
F.K.: 1984 Gaziantep doğumluyum. Liseden sonra aile planlaması ve çocuk gelişimi üzerine eğitimi aldım.
H.K.: 1975 Gaziantep doğumluyum. Lise eğitimimi Gaziantep Merkez Anadolu Lisesinde, üniversite eğitimimi Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümünde tamamlayarak iş hayatına adım attım. Baba mesleği olan ve geçmişi 1965’li yıllara dayanan demir çelik sektöründe yerimi aldım. Çalışma hayatıma ilk günkü şevkle devam etmekteyim. Gaziantep Ticaret Odası Demir-Çelik-Sac Profil İmalat ve Satıcıları Meslek Komitesi başkan yardımcısıyım.
İş hayatında olmazsa olmazlarınız nelerdir?
H.K.: Sağlam temeller, dürüstlük, kalite, devamlılık, zamanında ve güvenilir hizmet sunmak olmazsa olmazlarım arasında.
Özel ilgi alanlarınız var mı? Nelerden keyif alırsınız?
F.K.: Yaklaşık sekiz yıldır belirli aralıklarla pilates, yoga, meditasyon ve CrossFit yapıyorum. Bu benim yaşam biçimim oldu diyebilirim. Sağlıkla yaş almak için olmazsa olmazlarımdan...
Pandemi sonrası kişisel gelişim, NLP, iletişimde farkındalık ve nefes alanlarında kitaplar okumaya ve eğitimler almaya başladım. Bu eğitimler için İstanbul- Gaziantep arası gidip geliyorum ve sayesinde insanları ve kendimi yeniden tanıyorum diyebilirim. İlgilenenlere de kesinlikle tavsiye ediyorum.
Hümanist bir yapım var. Sosyalleşmek ve yeni insanlar tanımaktan çok keyif alıyorum, tanıdığım her bir insan birer öğretici benim için. Müzik dinlemek beni çok iyi hissettiriyor. İçimde her an bir fon müziği var diyebilirim, kısacası müziksiz bir hayat düşünemem.
H.K.: Doğada yürüyüş yapmayı ve yüzmeyi seviyorum. Çocuklarım da dâhil olunca daha keyifli hale geliyor.
Hakan Beyle tanışma hikâyenizi ve evlilik sürecinizi dinleyebilir miyiz?
Hakan Beyle büyüklerimiz aracılığıyla tanıştık, evlilik düşünmediğim bir dönemdi. Fakat Hakan Bey kararlı, sabırlı tavrını sürdürdü ve beni kandırdı (iyi ki kandırmışJ). 30 Haziran 2007 tarihinde nişanlandık, 24 Kasım 2007 tarihinde de evlendik.
Eşinizi birkaç cümleyle anlatmanızı istesek neler söylemek istersiniz?
F.K.: Hakan Bey akıllı bir insandır, fikir sormayı sever. Benim ve çocukların mutlaka fikirlerini dinler ve kendi süzgecinden geçirerek karar verir. Çalışkandır, işini çok önemser. Emek vermekten çekinmez. Kararlılık ve sabırla da birleşince mutlaka istediğini yapar. Uyumludur. Uyarılara ve önerilere açıktır, her girdiği ortama uyum sağlar.
H.K.: Feray Hanım özel bir kadın. Verimliliği ve bereketi, tanıdığım ilk günden itibaren katlanarak hayatıma yansıdı diyebilirim. İç sezgileri kuvvetlidir, neşeli ve enerjisi yüksek bir karakterdir. Aynı zamanda çok iyi bir annedir.
Çocuklarınızdan bahseder misiniz, onları yetiştirirken nelere dikkat edersiniz?
F.K.: Önceliğimiz ”mutlu” insan yetiştirmek. Mina ve Anıl’ın insanları ve hayvanları seven, merhametli, empati kurabilen, adil, sorumluluk duygusu gelişmiş bireyler olmalarına önem veriyoruz. Bununla birlikte insan ilişkilerinin kuvvetli olması ve iyi okullarda eğitim almaları tabii ki bizi gururlandır.
Çocuklar konusunda hanginiz daha kuralcısınız?
H.K.: Çocukları görmek ve onlarla birlikte vakit geçirmek konusunda daha kısıtlı zamanlara sahip olduğum için pek kuralcı ve disiplinli bir baba olduğum söylenemez. Daha çok keyifli vakit geçirme kısmı ile ilgiliyim ben. Feray Hanım ile çocuklar üzerinde dozunda bir kural metodu uygulamaya çalışıyoruz, o daha kuralcıdır diyebiliriz.
Hakan Bey nasıl bir babadır?
Hakan Bey çok iyi bir baba ve bu çocukların doğdukları günden itibaren hiç değişmedi. Onlar henüz bebekken benim yükümü bir çok konuda hafifletmiştir, hiç inkar edemem. Beslenmeleri, uyumaları, oyun oynamaları gibi konularda bana çok büyük desteği olmuştur. Dolayısıyla Mina ve Anıl da babalarına çok düşkünler.
Hakan Bey eve gelince patron rolünden baba rolüne geçebilen harika bir baba… Onlarla güzel ve kaliteli vakit geçirir. Birlikte gündemle ilgili sohbet eder, yürüyüş yapar, yüzerler. Baskıcı ve disiplinli bir baba değildir dolayısıyla evin kötü polis rolünü zaman zaman ben üstlenmek zorunda kalıyorum. En olumsuz özelliği bu diyebilirim.
Feray Hanım nasıl bir annedir?
Sabırlı ve ilgili bir annedir. Çocuklarla arkadaş gibidir diyebilirim. İletişim gücü yüksek olduğu için küçükle küçük, büyükle büyük olur. Dolayısıyla bu da çocuklarla olan ilişkisine olumlu yansıyor. Anlayışlı tavırları ve anaç yapısıyla çocuklarına sevgisini fazlasıyla hissettirir.
Evliliğinizin olmazsa olmazları nelerdir?
F.K.: Evliliğimizin olmazsa olmazları var tabii. Sağlıklı bir evlilikte sağlıklı iletişim kurabilmemiz için, ‘eline sağlık, teşekkür ederim, iyi ki varsın, özür dilerim, seni seviyorum’ gibi cümleleri sıkça kullanırız. Modumuzun düşük olduğu zamanlarda, ‘canın sağ olsun, sağlık olsun’ diyebilmemiz de evliliğimizin olmazsa olmazlarından.
H.K.: Karşılıklı anlayış evliliğin en temel öğesi diyebilirim. İlgi sevgi ile birleşince de kusursuz bir huzur ortamı yaşarken buluyor insan kendini.
Özel günlerinizde rutinleriniz var mı?
F.K.: Özel gün rutinlerimiz doğum günleri ve evlilik yıldönümümüz. Doğum günlerimiz ufak da olsa mutlaka bir pasta ve hediye ile kutlanır. Amaç o günü unutulmaz kılmak ve güzel anılar biriktirmek. Evlilik yıl dönümlerinde baş başa çıkılan yemeklerimize artık çocuklar da dâhil oluyor. Yemekte nasıl evlendiğimizi anlatıyor, anıları konuşuyoruz. Fırsat bulabilirsek birkaç gün hava değişikliği programlıyoruz.
Ailece neler yapmaktan keyif alırsınız?
F.K.: Okul olduğu için genellikle hafta sonları birlikte vakit geçirmeye özen gösteriyoruz. Pazar günleri birlikte sohbet eşliğinde uzun süren kahvaltılar yapmaktan büyük keyif alıyoruz. Hakan Bey işlerinden, çocuklar da kendilerinden bahsederken fikir alışverişinde bulunuyoruz. Dolayısıyla kaliteli zaman geçirdiğimizi düşünüyorum. Sonrasında fırsat buldukça yürüyüş yapıyoruz.
Bir gününüz nasıl geçiyor?
F.K.: Sabahları Mina ve Anıl’ın kahvaltılarını yaptırıp onları okula gönderdikten sonra mutlaka bir kahve molası verip haberlere göz atıyorum. Gün içinde mutlaka bir saatimi spora ayırıyorum. Ve sonrasında eve gelip akşam yemeğimi yapıyorum. Eğitimlerim haftada iki ya da üç gün oluyor… Ya eğitime katılıyorum ya da aileme ve arkadaşlarıma vakit ayırıyorum. Gün bitiyor haliyle, çocuklar ve Hakan Bey eve gelince akşam yemeğimizi yiyoruz. Bir kahve de Hakan Beyle birlikte içip günün kritiğini yapıyoruz. Sonrasında kendi alanlarımızda vakit geçiriyoruz.
Mutfakla aranız nasıl? Var mı favori yemeğiniz?
F.K.: Mutfakla aram çok iyi açıkçası, zevk alıyorum mutfakta geçirdiğim zamandan. Genellikle yöresel Antep yemekleri yapıyorum. Tadanlar beğenilerini mutlaka dile getirirler ve elimin lezzetli olduğunu söylerler. Ben de böyle düşünüyorum… İnsanın severek yaptığı her şeyin olumlu sonuç verdiğine inanıyorum, bu da yaptığım yemeklerde lezzet olarak geri dönüyor. Favorim ise Gaziantep’in yöresel yemekleri diyebilirim.
H.K.: Mutfakla aram çok iyi. Aile olarak yemeyi ve yedirmeyi çok seviyoruz. Mangal yapmak en keyif aldığım şeylerden birisi diyebilirim.
Seyahat etmeyi sever misiniz? Tercih ettiğiniz, sevdiğiniz tatil rotaları var mı?
F.K.: Seyahat etmeyi seviyorum ve fırsat buldukça 24 saat bile olsa değerlendirmeye çalışıyorum. Buna ben, ”gün bir gün o da bugün” mantığıyla bakıyorum. Açıkçası Hakan Bey yoğun iş temposundan dolayı uzun soluklu tatillere maksimum bir hafta dahil olabiliyor fakat Mina, Anıl ve ben yaz tatillerini biraz daha uzun süreli yapıp tadını çıkarıyoruz. İstanbul ve İzmir’e gittiğimde ise kendimi güncellediğimi hissediyorum, bana iyi geliyor.
H.K.: Seyahat etmeyi seviyorum fakat çok zaman ayırabildiğim söylenemez. Ara ara yapılan birkaç günlük programlar bile motive edici oluyor. Fırsat buldukça ailemle yaptığım uzun soluklu tatillerin tadını çıkarıyorum. Eşime ve çocuklarıma uzun tatil için fırsat sunuyorum ve fırsat buldukça da soluğu onların yanında alıyorum.
Tatil ve dinlence anlayışınız nasıldır?
H.K.: Mevsime ve ortama göre değişebiliyor aslında… Bazen gezmeli, görmeli, hareketli tatiller bazen sakin ve hareketsiz tatiller tercih edebiliyoruz.
Modayla aranız nasıl, tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Tutkunu olduğunuz stil ya da marka var mı?
F.K.: Moda ilgimi çocukluğumdan beri çeken bir alan. Daha ilkokul yıllarında özel bir defterim vardı, kıyafet çizerdim bol bol… Bunun yanında bebeklerime elbise diker, dikmekle de kalmayıp pul bile işlerdim üzerlerine… Farklı giyim tarzlarını beğeniyorum. Daha çok spor giyinmekten hoşlanıyorum ama asla ‘ben bunu giymem’ dediğim renk ya da tarz yok. Burada doğru olan, taşıyabileceğin ve gideceğin mekâna uygun olan kıyafeti giymek bana göre...
Marka takıntım hiç olmadı, önemli olan kaliteli ve şık görünmek. İnsanı şık ve kaliteli gösteren şeyin markadan ziyade ”aura” olduğuna inanıyorum ve o da maalesef parayla satın alınabilecek bir şey değil. Baştan aşağı marka giyinmek insanı tarz ya da şık yapmıyor. Bütçenin yettiği kalitede iyi giyinip, bedenine en yakışan kıyafeti seçince şık oluyorsun zaten.
Hakan Bey, sizin modayla aranız nasıl? Takip eder misiniz?
Benim önceliğim kaliteli, temiz ve uyumlu giyinmek. Modayla ilgili olduğum pek söylenemez. Bu konuda eşim beni benden önce düşünüyor ve kıyafet seçimlerimi genellikle o yapıyor. Bana yakışan ve güncel parçalar seçmeye özen gösteriyor.
Kadınların iş hayatında olması konusunda ne söylemek istersiniz?
Kadınlar bence bu dünyaya “üretmek” için gelmişler. Şu anda evinde oturan ama verimliliğini eşine, çocuğuna ve çevresine yansıtan birçok kadın var. Hatta ‘her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır’ sözü bu manada çok yerinde bir cümle olur. Tabii ki işini layıkıyla, aşkla, azimle yapan kadınlara hayranım ve her fırsatta hayranlığımı dile getiriyorum. İyi ki böyle kadınlar var hayatımda. Üreten kadın rolünü üstlenerek gerek bize gerek kız çocuklarımıza örnek gösterebileceğimiz takdir edilesi değerler onlar.