- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
“Gaziantep bizi bağrına bastı, burada mutluyuz. Burayı terk etmeyi, doğduğumuz, büyüdüğümüz yerlere gitmeyi hiç aklımızdan geçirmedik. Gaziantep’i seviyoruz…” Bu sözler 50 yıl önce evlenerek Gaziantep’e yerleşen ve bu şehirden bir daha da kopamayan, cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Nazlı-Galip Renklidağ çiftine ait.
Gaziantep’in geçmişteki hareketli sosyal yaşamını ve ailesine dair çok değerli bilgileri Cemiyet Dergisi okurları için paylaşan Nazlı-Galip Renklidağ çifti ile herkesin hafızalarında önemli hatıralara sahip eski Gaziantep’i konuştuk…
Nazlı Hanım sizi tanıyabilir miyiz?
Denizli doğumluyum. Anne tarafım Selanik’ten baba tarafım ise Tavas. İlkokula İzmir’de başladım, İzmir Kız Lisesinden sonra Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesini tamamladım. 1973 yılında Galip Bey ile evlenerek Gaziantep’e yerleştik. O günden bugüne Gaziantep’te yaşıyoruz. İki kızım var, Ankara’dalar. Büyük kızım Öykü mimar. Şu an Genelkurmay Başkanlığında çalışıyor. Küçük kızım Özge de Birleşmiş Milletlerde çevre konusunda koordinatörlük yapıyor. İki torunum var, Ayda ve Dalya… İkisi de piyano çalıyor, bale yaptılar.
Nasıl bir ailede yetiştiniz? Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Başarılı bir öğrenciydim. İzmir Kız Lisesinde fen bölümünde eğitim aldım. Üniversite eğitimim boyunca da başarılıydım. Kendimi rahatça ifade edebildiğim, çok modern bir ailede yetiştim. Ailenin büyük çocuğu olduğum için hep söz sahibiydim. Her zaman yanımızda oldular, fikirlerimize, kararlarımıza saygı duydular. Kız kardeşim tekstil mühendisi. Şu an İzmir’de yaşıyor. Erkek kardeşim ailesiyle birlikte burada yaşıyor. Onu da buraya getirdik.
Evlilik sürecinizi anlatır mısınız?
Eşim Galip Bey Bulgar göçmeni, ailesi sonradan Akhisar’a yerleşmiş. Onunla tanıştıktan sonra 4 yıl bir arkadaşlık süremiz oldu ve evliliğe karar verdik. Eşim mezun olduktan sonra çalışmak için buraya gelmişti. Ben de geldim, gördüm, sonrasında ailesini ziyaret ettim. Ailem de onay verince evlendik. Düğünümüz Akhisar’da oldu. Evlendikten sonra Gaziantep’e geldik. 50 yıldır burada yaşıyoruz.
Gaziantep’e geldikten sonra uyum süreciniz nasıl oldu?
İlk olarak Atatürk Bulvarında oturduk. Bir gün Galip Bey işten gecikince ben çok telaşlandım. Kapıyı açtım, tam çıkıyorum ev sahibim, ‘nereye gidiyorsun’ dedi. ‘Galip Beyi aramaya gidiyorum’ deyince o saatte dışarı tek başına çıkmamı yadırgadı. Tabii ben İzmir’de çok rahat hareket ettiğim için bana normal gelen bir durumdu ancak onlar için değildi. İnşaat mühendisi olan kayınbiraderimin yanına uğradım, birlikte gidip Galip Beyi alıp eve dönünce baktım ev sahibim camda bekliyor, ‘buldun mu’ diye sordu, ‘buldum’ dedim.
Gaziantep’e geldiğim zamanlar Cemil Karslıgil İlkokulunda 4 ay kadar öğretmen vekilliği yaptım. ‘Sakın taksiyle gelme, kıyafetlerine dikkat et’ diye beni uyarmışlardı. İzmir’de daha sebze ağırlıklı beslendiğim için beslenme konusunda da biraz sorun yaşamıştım. Babam bana kolilerle sebze gönderirdi. Sonrasında her imkân sağlandı tabii, sorun yaşamadım.
Evlendikten sonraki sosyal hayatınız nasıldı? Neler yapardınız?
Gaziantep geleneklerine göreneklerine bağlı, aynı zamanda çok modern bir şehirdi. Eskiden her hafta sonu bir balo olurdu. Eşim Gaziantep Kolej Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi. Kolejin balolarının yanı sıra tıp baloları ve diğer tüm balolara katılırdık. Sosyal yaşantımız çok aktifti. Her etkinlik için yeni kıyafetler hazırlanırdı, diktirilirdi. Tüm özel gecelere özel olarak hazırlanılırdı.
O zamanlar Tek Kulüp vardı, kulüpte eğlenceler olurdu. Berkant, Serpil Örümcer, Emel Sayın gibi sanatçılar sürekli gelirdi. Açık hava sinemaları, tiyatrolar olurdu. Ben de kızımın koleje başlamasıyla birlikte kadınlar koluna davet edilmiştim. Dolayısıyla bütün aktivitelerin içinde vardım. Yıldız Kenter gelmişti, Nevzat Atlı konserimiz olmuştu. Mütevelli Heyet Kurul Başkanımız Nükhet Ersoy bağ evinde onları ağırlardı. Bizler de gelen konuklarla vakit geçirirdik. Çok hareketli, renkli günlerdi.
Görev aldığınız dernekler hangileri?
Atatürk Bulvarındaki evimizden sonra Akyol’da Adil Ataoğlu’nun evinde oturduk. Her katı tek daireliydi, geniş ve panjurlu bir evdi. Gaziantep Lions Kulübü kurulurken Galip Beyi de davet ettiler. Kulüp kurulurken geniş olduğu için bizim evde toplanılır, kulübün nasıl kurulacağına dair videolar izlenir, toplantılar yapılırdı. 1984 yılında Gaziantep Lions kuruldu. Kemal Küçükcan kulübün kurucu ilk başkanı, eşim de ikinci başkanıydı.
2 sene sonra da kadınlardan oluşan Gaziantep Liones’i kurmak istedik. O zaman için Liones’in kurulabilmesi için o şehirde muhakkak bir Lions olması gerekiyordu. 1986 yılında kulübü kurduk, kurucu başkanımız da Nükhet Ersoy seçildi. Liones’in kuruluş esnasındaki toplantılar da Çevik Çakmur’un evinde yapılıyordu. Çevik Çakmur beni de davet etti. Ben de bunun üzerine Gaziantep Liones Kulübünün genel sekreteri oldum. 1991 yılında Liones Kulüplerine, Lions Kulüp olmaları konusunda bir yetki verildi. O dönem ben başkandım, statü değişince Şahinbey Lions Kulübü olduk ve kurucu ilk başkanı ben oldum. Nükhet Ersoy, Sermin Ocak, Nermin Kalender, Semra Küçükcan, Nazan Tuğsuz gibi arkadaşlarımın da aralarında bulunduğu 20 kişi faaliyetlerimizi Şahinbey Lions olarak devam ettirdik. Başkanlıktan sonra da 5 dönem bölge başkanlığı yaptım. Başarılı olan başkanlara bölge başkanlığı teklif edilirdi.
Gaziantep Kolej Vakfı kadınlar kurulunun sona ermesinin ardından Gaziantep Merkez Anadolu Lisesinde 6 yıl yönetim kurulunda görev aldım. Bir süre de Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinde görev aldım.
Şahinbey Lions’ta neler yapardınız?
Şahinbey Lions’un her sene balosu olurdu. Cumhuriyetin 75. yılında 100. Yıl parkında bir panayır düzenlemiştik. O panayırları birkaç yıl tekrarladık, elde ettiğimiz gelirle de şimdi 5. Sanayi Bölgesi olan bölgede bir orman arazisini alarak ağaçlandırdık. Fakat orası zamanla sanayi içinde kalınca müşterek toplantılar sonucunda o arazi karşılığında bize okul yaptırmayı teklif ettiler. Biz de bunun üzerine Şahinbey Lions Okulunu yaptırdık. Okullara eğitimle ilgili desteklerimiz oluyor. Geçen sene Korkut Küçükcan adına aynı okulda kütüphane, sağlık ve diyabet odası hazırladık. Kaybettiğimiz arkadaşlarımız Demet Diler Aktan ve Nurten Çakmur adına okullarda engelliler sınıfı yaptırdık. Empati Okulunda bir sınıfımız var yine. Eğitime dair pek çok hizmetimiz var. Ayrıca eğitimin yanı sıra her sene sağlık taramalarımız devam ediyor. Şahinbey Lions olarak sayısız etkinliğe, projeye başarılı bir şekilde imza attık.
Bayramlar eskiden nasıl geçerdi?
Eskiden bayramlarda herkes birbirini ziyaret ederdi. Davetler olurdu. Biz toplandığımız zaman 9 aile bir arada oluyorduk. Çok kalabalık, dolu dolu geçerdi. Şimdilerde bayramlar tatil olarak görülüyor.
Evlilikle ilgili gençlere ne tavsiye edersiniz?
Karşılıklı sevgi ve saygı temeline oturmalı evlilikler. Hoşgörü çok önemli. Şimdilerde çiftlerin birbirine tahammülü ve sabrı da azaldı. Kimse birbirini tabiri caizse alttan almıyor. Biz fedakârlık yapardık, şu an o da neredeyse yok. Hayat çok hızlı akıyor, belki de bu yoruyor insanları…
Eski Gaziantep’e, geçmişe dair özlemleriniz var mı?
Gaziantep sosyal yaşamı eskiye nazaran geriledi. O dönemki sosyal hayatımızdaki aktifliğimiz yok maalesef. En basitinden eskiden apartmandaki arkadaşlarımızla bir araya gelirdik, şu an komşuluk ilişkileri bile zayıfladı. Pandemi ve deprem de üzerine gelince herkes kendi kabuğuna çekildi iyice…
Benim kızlarım ev sahibimiz Kamile Kutlar’a Antepli anneanne derlerdi. Kamile Hanım bizi kiracısı gibi değil de çocukları gibi sahiplenmişti. Herkes öyleydi. Belki de benim Antep’ten kopmayışımın sebebi buydu. Nükhet Ersoy, Sermin Ocak, Necla Kalander gibi isimler benden yaşça büyük olmalarına rağmen aralarına aldılar, sahiplendiler. Sanki Antepliymişiz gibi aralarına aldılar. Antep’in yerli aileleriyle hep iç içe yaşadık. Her etkinliğe, yemeğe birlikte giderdik.
Galip Renklidağ
GAZİANTEP'İ SEVİYORUZ
Ben Akhisar doğumluyum. İlk, orta ve lise tahsilimi orada tamamladım. Mühendislik eğitimimi Ege Üniversitesinde aldım. Kardeşim inşaat mühendisiydi, iş için benden önce Gaziantep’e gelmişti. Beni de çağırınca 1972 yılında 25 yaşında Gaziantep’e geldim. Eşim Nazlı’yla evlenip Gaziantep’e geldiğimizde ilk oturduğumuz ev doktor Mehmet Kutlar’ın eviydi. Gaziantepli ailelerle tanışmamız ilk o evdeyken oldu. Büyük kızımız orada doğmuştu. Derken Öykü’nün okula kaydıyla birlikte Gaziantep Kolej Vakfı ailesinin bir parçası olduk. Bununla birlikte Gaziantep’in tüm yerli aileleriyle bir irtibat içerisine girdik. Öyle güzel sahiplendiler ki bizi buraya bağlayan en önemli husus bu oldu. Ben aynı zamanda Gaziantep Makine Mühendisleri Oda Başkanlığı yaptım. Oda vesilesiyle de önemli görevler aldım. Çözüm odaklı yapım sebebiyle de kısa sürede alanımda sevilen, tercih edilen biri oldum. Bunun sorumluluğu içerisinde çalıştım hep. Zamanla sosyal hayatımız daha çok hareketlenmeye, artmaya başladı. Özellikle Nükhet-Celal Ersoy anne babamız gibiydi. Kolej vakfı binasının inşaatını biz yaptık. Sonrasında elime bir yazı geçti, beni kolej vakfının mütevelli heyetine seçmişler. Derken ikinci kızımız da kolejde okudu. Mütevelli kurul üyeliğim hala devam ediyor. Gaziantep’e geliş ve yerleşme hikayemiz böyle başladı. Bizi burada kimse zorla tutmadı. Kendi isteğimizle yaşamımızı burada sürdürüyoruz. Gayet de mutluyuz. Burayı terk etmeyi, doğduğumuz, büyüdüğümüz yerlere gitmeyi hiç aklımızdan geçirmedik. Gaziantep’i seviyoruz.