Yükleniyor...

Birbirimizden güç alıyoruz

22 Aralık 2023

Bu ay kapak konuklarımız İpek-Cihan Koçer çifti. SANKO Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. İpek Koçer ve Gaziantep Genç İş İnsanları Derneği (GAGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Koçer ile iş, özel ve sosyal yaşamlarına dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Evlerinin kapılarını Cemiyet’e açan Koçer çiftine, misafirperverlikleri ve samimi sohbetleri için teşekkür ediyoruz.

Birbirlerine her konuda destek olduklarını söyleyen çift, yoğun iş ve sosyal hayatlarında en büyük gücü birbirlerinden aldıklarını anlatıyorlar. İpek Hanım, eşi Cihan Bey için, “Hem iş hem de özel hayatımda arkamdaki güç olarak varlığını hep hissetmişimdir” derken Cihan Bey eşi İpek Hanım için şunları söylüyor, “İpek gerçekten ailemizin en önemli varlığı. Onun varlığı hepimizin üzerinde büyük bir güç yaratıyor.” 

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 

İ.K.: 1990 Gaziantep doğumluyum. İlk ve orta eğitimimi Gaziantep Kolej Vakfı’nda, lise eğitimimi ise Vehbi Dinçerler Fen Lisesi’nde tamamladım. 2013 yılında Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Sonrasında Gaziantep Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalında doktoramı tamamladıktan sonra PhD unvanımı aldım. 

C.K.: 1986 Gaziantep doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Gaziantep’te tamamladıktan sonra üniversite eğitimim için İstanbul’a gittim. Haliç Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldum. Akabinde hemen askerliğimi yaptım ve Gaziantep’e döndüm. 

Akademisyensiniz, üniversitedeki görevinizden kısaca bahseder misiniz? 

İ.K.: 9 yıldır SANKO Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda öğretim görevlisi olarak çalışıyorum. Aynı zamanda Sanko Üniversitesi Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarında görev almaktayım. Hayallerim ve hedeflerim doğrultusunda mikrobiyoloji alanında ilerlemeyi tercih ettim. İşimi ve mesleğimi severek yapıyorum. Bilime inanan bir kadın hekim olarak kadınların (özellikle pandemi döneminde yaşadığımız kriz dönemleri olsun) rolünün çok önemli olduğunu ve çok yönlü çözümler üretmemiz gerektiğine inanıyorum. 

İpek Hanım aynı zamanda da GAGİAD Kadınlar Kurulundasınız. Oradaki görev ve sorumluluklarınız nelerdir? 

İ.K.: 9 yıldır GAGİAD Kadınlar Kurulu’nda görev alıyorum. Aynı zamanda  başkan yardımcısı olarak çalışıyorum. Kadınlar Kurulumuz Türkiye’deki GİAD’lar (Genç İş İnsanları Dernekleri) içinde ilk kadınlar kurulu olma özelliğine sahip ve kurulumuz, Kurucu Başkanımız Adil Konukoğlu ve geçmiş dönem başkanlarımızdan, kayınpederim Nejat Koçer’in kurduğu süreçten itibaren aktif olarak çalışmalarını sürdürüyor. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi biz de Kadınlar Kurulu olarak önemli hizmetler ve faaliyetler gerçekleştirerek Gaziantep’in sosyal yaşamına katkı sunmaya gayret ediyoruz.  

“GAGİAD bir okuldur” cümlesinin ne demek olduğunu ve ne kadar doğru olduğunu içinde olduğunuz süreçte çok daha iyi görüyor, anlıyorsunuz. GAGİAD gerçekten bizim için bir okul oldu; hem sosyal hem kültür hem de yaşam tarzı anlamında. Onun içerisinde ben de büyüdüğümü hissediyorum.  

Eşlerimizin sadece arkalarında değil yanlarındayız 

Kadının hayatın her alanında bilgisi ve birikimi ile fark yaratacağına inanıyorum.  Bu anlayışla, çalıştığımız ilk günden itibaren eşlerimizin arkasında değil hep yanlarında olmaya, uzmanlıklarımız ve kadın bakış açısıyla onları desteklemeye özen gösterdik. Ailede olan mutluluk ve aile üyelerinin birbirine verdiği desteğin hayata çok olumlu yansıdığına inanırım. Evlerimizdeki mutluluk ve birbirimize her alanda gösterdiğimiz destek ile GAGİAD’da da başarılı işlere imza atıyoruz. Eşimle birbirimize her zaman destek olduk. Benim için iş dünyası çok farklı bir alandı. Derneğimize faydalı olmak, bu alanla ilgili uzmanlık kazanmak adına pek çok konuşma dinledim, kitap okudum, etkinliğe katıldım. Bunları yapmaya da devam ediyorum. Hayat bir öğrenme yolculuğu ve bu yolculuğu başarıyla sürdürmeye kararlıyım. Bulunduğumuz konum itibarıyla öğrendiğim şeyler doğrudan hayata etki edebiliyor. Ülkemiz ve Gaziantep’e fayda sağlamak için çalışmaktan çok mutluyum. 

Cihan Bey, yıllarca GSO Başkanlığını başarıyla yürütmüş bir babanın oğlu olarak STK’larla iç içesiniz ve şu an Gaziantep’te ‘bir okul’ olarak tanımlanan GAGİAD’ın yönetim kurulu başkanısınız. Biraz bahseder misiniz? 

Babam hayatımız boyunca önümüzde çok önemli bir rol model oldu. Küçüklüğümüzden bu yana her konuda bizim için bir rehber niteliğindeydi. Hem iyi bir aile babası hem de bulunduğu konumlarda çok başarılı, saygı duyulan bir isim oldu her zaman. Topluma rol model olmuş bir isim diyebilirim. Tabii ki onun şehre katmış olduğu değerlerden sonra bizim bu görevlere gelmemiz de üzerimizde büyük bir sorumluluk yaratıyor. Ancak başta bahsettiğim gibi kendisinden edindiğimiz tecrübeler bu yolda işimizi daha da kolaylaştırıyor. İki dönemdir GAGİAD’ın yönetim kurulu başkanlığını yürütüyorum. Yaklaşık 9 yıldır da yönetimindeyim. GAGİAD’ın kuruluş aşamaları çocukluğuma denk geliyor. Resmi olmasa bile aslında kuruluşundan bu yana GAGİAD’la iç içeyim. Bu görevi yürüttüğüm için mutlu ve gururluyum. Bahsettiğiniz gibi GAGİAD’ın bir okul olduğunu, buradan mezun olanların şehrimiz ve ülkemiz için önemli görevlerde yer aldığını bilmek, görmek bizleri çok mutlu ediyor. Üyelerimizle birlikte şehrimize ve ülkemize katkıda bulunmak bizim için gurur verici. Bu anlayışla çalışmalarımıza devam ediyoruz.  

Antep Sepeti sizin öğrenciliğinizde başlattığınız ve sonrasında da başarılı olan bir proje. Antep Sepeti nasıl doğdu? Plan ve hedefleriniz neler? 

Üniversite döneminde ailemin işi dışında kendimi geliştirmek için bir şeylerle uğraşmak istiyordum. Bu düşünceyle Antep Sepeti’ni kurduk. O dönem e-ticaret ülkemizde bu kadar yaygın değildi. Biz de internet sitesini kurarak ticari bir sürece başlamış olduk. Gaziantep’e döndükten sonra da aslında benim için bir hobi ve kendimi geliştirmek adına başlayan süreç, hayatımızın bir parçası oldu. Antep Sepeti’ni daha da büyüterek şehrimizin yerel değerlerine, inovatif bir şekilde ulusal ve uluslararası pazarlarda değer katıyoruz. Antep Sepeti her geçen gün büyüyerek yoluna devam ediyor. Güçlü bir marka değeri oluştu. Gaziantep’in en büyük e-ticaretini yapıyoruz. İl dışından gelenler markayı bilerek geliyorlar.   

Cihan Bey, iş hayatınızdaki olmazsa olmazlarınız nelerdir? 

Öncelikle hangi işi yaparsak yapalım en önemli hususlardan biri, bir sistemin oluşturulması, kurumsal bir yapıya bürünmesi. Ben her zaman söylerim, futbolda da hep konuşulur: Bir takım oyuncusu olmak gerekir. İşyerlerinde de kurduğumuz işlerde de görev aldığımız sivil toplum kuruluşlarında da çalışma arkadaşlarımızla bir takım hüviyeti kazanmamız gerekiyor ki mutlak başarıya daha kolay ulaşalım. Eklemek istediğim bir diğer husus ise disiplin. Her konuda herkesin üzerine düşen sorumluluğu doğru bir şekilde yerine getirmesi gerekiyor. 

Gaziantep’in yerli ailelerinden birisiniz. Neler söyleyeceksiniz… 

Belirttiğiniz gibi büyük bir ailede, onların değer yargılarıyla doğup büyümek bizim için gurur vesilesi. Her zaman onlara layık birer evlat olmaya önem verdik ve özen gösterdik. 

İpek Hanım; SANKO Okulları Okul Aile Birliğinde de başkan yardımcısısınız, üstelik sosyal sorumluluk projelerine de yoğun destekleriniz var. Bu kadar aktifliğin arasında ev, iş ve sosyal yaşamınızı nasıl dengede tutuyorsunuz? 

Büyük oğlum Nejat Efe, SANKO Okulları ikinci sınıfta okuyor. Onun geleceği için eğitime destek olma, eğitim faaliyetlerinde yer alma fikri aklımda her vardı, böyle bir davet gelince ben de dahil olmak istedim. Bir yandan üniversitedeki görevim, diğer yandan sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalarım derken oldukça yoğun günler geçirebiliyorum. Bu yoğunlukta iş yaşam dengesinin tutturmaya çalışıyorum. Mükemmeliyetçi bir yapım olduğu için o dengeyi sağlamak bende bazen stres yaratabiliyor, açıkçası yorucu da oluyor. Ancak, eğer günün sonunda çocuklara gereken ilgiyi göstermiş ve vakit ayırmışsam, onların düzeni ve huzuru yerindeyse benim için hiçbir sorun yok demektir. Yaptığım her şeyi seve seve yapıyorum. Burada eşim elbette ki benim en büyük destekçim. Yine aynı şekilde ailemin her konuda desteği büyük. Annem her konuda olduğu gibi benim hayatımda konfor alanım. Çocuklar için büyük destekçim. Onların sayesinde hepsini bir arada ve dengede tuttuğuma inanıyorum. 

Cihan Bey ile evlilik sürecinizi sizden dinleyebilir miyiz? 

2013 yılında tıp fakültesinden mezun olduktan sonra Gaziantep’e döndüm. O süreçte Cihan ile tanıştım ve 2014 yılında evlendik.  

Çocuklarınızdan bahseder misiniz? 

Büyük oğlum Nejat Efe, ilkokul ikinci sınıfta okuyor. Küçük oğlum Eren ise henüz 18 aylık. 

Onları yetiştirirken nelere dikkat edersiniz? 

İ.K.: Hayatımın akışında düzen benim için önemli. Her şeyim programlıdır; gün içindeki akışım, haftalık programlarım bellidir. Bu programın içine bir etkinlik ya da toplantı girdiği zaman çocukların düzenini ayarlamak biraz zor olabiliyor. Çocukların düzenine, beslenmelerine çok dikkat ediyorum. Onların dürüst, ailelerine ve topluma faydalı, büyüklerine karşı saygılı, küçüklerine karşı şefkatli bireyler olmasına çok önem veriyoruz. İki erkek çocuk sahibi bir aile olarak şimdiden özellikle kız arkadaşlarına karşı tutumlarında yol göstermeye çalışıyoruz. Daha eşit, adil bir toplum için ailelere büyük rol düştüğüne inanıyorum. Çocuklarımıza şimdiden eşitliği, adaleti, merhameti öğretmeli, onları güvenli bir geleceğe hep birlikte hazırlamalıyız.  

Eşiniz İpek Hanımı sizden de dinlemek isteriz. Nasıl bir eş ve annedir? 

C.K.: Bence en zor ve en önemli soru bu. (Gülüyor) İpek ailemizin en önemli varlığı. Onun varlığı hepimizin üzerinde büyük bir güç yaratıyor. Hem çocuklarımıza olan bakışı hem kendi işine olan bağlılığı hem bana olan desteği çok kıymetli ki; bu süreç hiç kolay değil, ben 9 yıldır büyük bir sorumluluğun içerisindeyim. İpek’in desteği ve varlığı olmasaydı bu kadar yoğunluğun içine bu kadar rahat giremezdim. Kendisine minnettarım.  

Sizce mutlu evliliğin sırrı nedir? 

C.K.: Mutlu evliliğin sırrı klasik belki ama birbirine karşı sevgi, saygı, dürüstlük. Bunlar gerçekten önemli. Bütün aile unsurlarıyla birlikte bir arada olabilmek mutlu ailenin önemli hususlarından. 

Çocuklar konusunda hanginiz daha kuralcısınız? 

C.K.: İkimize de düşen sorumluluklar var. Onların yetiştirilmesi konusunda ortak karar almaya gayret ediyoruz.  

İ.K.: Bazı noktalarda ben de Cihan’a bırakıyorum. 

Cihan Bey’i birkaç cümleyle dinlemek isteriz sizden. Nasıl bir eş ve babadır? 

İ.K: Cihan her şeyden önce çok iyi bir baba, bunu vurgulamak isterim. Şu an en yoğun döneminde bile çocuklarının ihtiyaçlarıyla özel olarak ilgilenir. Onlara elinden geldiğince vakit ayırmaya çalışır. 9 senedir her pazartesi GAGİAD toplantısı vardır, ben pazartesi günleri Cihan’ı sadece çok ciddi durumlarda ararım ama Efe özellikle sabah babasını görmemişse mutlaka arar, “Baba nasılsın, ne yapıyorsun?” diye sorar. Babası da ne kadar yoğun olursa olsun, Efe’nin telefonlarını açar.  

Cihan güven verir. Hem iş hayatımda hem de özel hayatımda arkamdaki güç olarak varlığını hep hissetmişimdir. Ben daha duygusalken Cihan hep daha nettir. O benim mantık yönümdür. İş ya da evle ilgili bir konu olduğunda mutlaka görüşünü alırım. Cihan’ın bakış açısına, insanlar hakkındaki fikirlerine çok güvenirim.  

Mutlu evliliğin sırrı nedir size göre? 

İ.K.: Anlayış, saygı ve denge bence. Hayatın olağan akışında inişler ve çıkışlar vardır. Önemli olan o inişleri ve çıkışları bir dengeye getirmek. Bu dengeyle birlikte saygı ve sevgi çok önemli. Sevgi olmadan zaten bir evlilik olmaz. Sevgi önemli. 

Ailece neler yapmaktan keyif alırsınız? 

İ.K.: Zamanımız varsa Cihan’la film izlemekten hoşlanırız. Çocuklarla da dışarda vakit geçirmekten keyif alırız. Parka, sinemaya ya da yemeğe gitmeyi severiz. Ailece seyahat etmeyi de çok seviyoruz. Onları farklı bir yere götürdüğümüzde Eren küçük ama Efe’nin yaşadığı heyecanı görmek çok güzel.   

Özel ilgi alanlarınız nelerdir? 

İ.K.: Mutfakla ilgilenmeyi seviyorum. Ben öğrenciliğimde daha çok fırın yemekleri ve biraz da dünya mutfağından yemekler yapardım. Cihan kazan yemeklerini çok seviyor. İlk tanıştığımızda Cihan’a en sevdiği yemeği sordum, ‘Şiveydiz’ dedi. (Gülüyor) O yüzden Antep yemekleri öğrenip Cihan’ı mutlu etmek istemişimdir hep. 

Onun dışında antikaya meraklıyım. Antep işini çok seviyorum. Bu konuda çok şanslıyım. Annem Antep işini çok severdi, kayınvalidem Füsun Koçer de Antep işiyle ilgileniyor. 

Sizi her zaman şık ve zarif görüyoruz. Var mı alışveriş tutkunuz? 

İ.K.: Benim “Günün modası şu, alayım takip edeyim” gibi bir kaygım olmadı hiçbir zaman. Genellikle kendime yakışan neyse onu tercih ediyorum. Kendime has bir çizgim var, onun dışına çıkmamaya çalışıyorum. Yerine ve zamanına göre hazırlanmak, oraya şık ve özenli gitmek hoşuma gidiyor. Gittiğimiz yere saygı açısından da buna özen göstermeye çalışırım. 

Cihan Bey, sizin özel ilgi alanlarınız var mı? 

Çocuklarla vakit geçirmek benim en önemli ilgi alanım diyebilirim. Bu yoğun süreçten dolayı çocuklarla çok vakit geçiremeyebiliyoruz. Her fırsatı onlarla değerlendirmeyi seviyorum. 

Futbol sevdiğim bir ilgi alanım. Gaziantep Futbol Kulübü’nde yönetim kurulu üyeliği yaptım. Başkanımız Adil Konukoğlu ile başladığımız bu süreçte, takımın Süper Lige çıkması hususunda emeklerimiz oldu.  

Onun dışında antikaya meraklıyım. Çini, antika ve bakır topluyorum. Hem gittiğim şehirlerde bizzat geziyorum hem de online mezatlarda bununla ilgili arayışlarım oluyor. Bunları satış amaçlı değil keyif amaçlı yapıyorum. Bayağı da ürün birikti elimde. Önümüzdeki süreçte kişisel sergi açma düşüncem var.  

Bu iki hobimin yanı sıra fotoğrafa da merakım var. Fotoğraf çekmeye amatör bir fotoğrafçı olarak başladım. Elimde eski bir telefon ile birlikte Gaziantep’in Bey Mahallesi gibi bölgelerine gider fotoğraf çekerdim. Sonrasında telefon bana yetmemeye başladı ve bir fotoğraf makinesi aldım. O makineden sonra baktım o da bana yetmiyor… 

Bu süreç aslında Instagram’la başladı diyebilirim. İlk çıktığı yıllarda ben askerdeydim. Hafta sonu çarşı iznine çıktığımda şehri gezer, güzel yerlerini çekmeye gayret ederdim. Çektiğim fotoğraflar hala durur. Evlilik süreci, çocuklar, iş temposu derken araya zaman girdi ancak bu yoğun tempo bittikten sonra bu hobime yeniden vakit ayırmak istiyorum. Özledim de fotoğraf çekmeyi.  

Peki, modayla aranız nasıldır? 

C.K.: Moda olandan ziyade kendime yakışan kıyafetler giymeyi seviyorum ben. Daha çok İpek’ten takip ediyorum modanın akıbetini. (Gülüyor) 

Seyahat tercihiniz nedir? Aktif mi olmalı dinlendirici mi? 

C.K.: Yoğun iş temposundan dolayı aktif seyahatler yapıyoruz ama geçen İpek’e de söyledim, arada dinlendirici bir seyahat de gerekiyor. Sakin ve kendimize vakit ayırabileceğimiz bir tatil de olmalı. Her ikisine de ihtiyacımız var. Aslında bizim seyahatlerimiz çocuklara göre şekilleniyor. Sadece tatiller değil tüm sosyal ya da özel hayatımız çocuklara göre belirleniyor. 

Sizi en çok etkileyen seyahatinizi sorsak… 

C.K.: En çok İtalya seyahatimiz, diyebilirim. O zaman çocuklar yoktu, biraz daha rahattı. İnşallah çocuklarla da tekrar gitmeyi isteriz.   

Siz mutfağa girer misiniz? 

Ben yemek konusunda İpek’e çok güvendiğim için mutfağa girmiyorum. (Gülüyor) Tabii ki yeri geldiğinde yardımcı oluyorum ama… Damak tadım çok kuvvetlidir, güzel ve iyi yemek yemeyi çok severim. Gerçekten yemek yemek her Antepli gibi benim için de büyük keyif. İyi bir yemek için dünyanın öbür ucuna bile gidebilirim ama mutfak konusunda tercihleri daha çok İpek’e bırakıyorum.  

O zaman İpek Hanım’ın en sevdiğiniz yemeğini soralım… 

Ben yemek ayırt eden bir insan değilim. İpek’in yaptığı yemekleri ayırt etmiyorum, onun ellerinden çıkan her yemek kıymetli, lezzetli.  

GAGİAD Kültür ve Sanat Festivali nasıl doğdu?  

Bizim yaptığımız her hizmette, fikri kim getirirse getirsin her iki kurulda da herkes canla başla çalışıyor. Belediyelerimiz kültür-sanat anlamında çalışmalar yapıyor ancak biz şehrimizde çağdaş sanatla ilgili bir eksiklik hissediyorduk. Aslında bunun çalışmalarına depremden önce başlamıştık, deprem olunca her şey sıfırlandı. Sürece sil baştan başladık. Tabii burada en temel amacımız; bu şehrin çok fazla zenginliği var, bu zenginliklerin arasına “Gaziantep’te sanat var” cümlesini de muhakkak eklettirmekti. Bunu da “Bir defa yapalım, sonrasına bakarız” anlayışıyla değil sürdürülebilir bir şekilde, her yıl merakla beklenen, ilgi duyulan, her yıl tekrarlanan bir süreç haline getirmek için yola çıktık. Çok güzel bir festival oldu. Çevre illerden gelenler de oldu, bu bizi çok mutlu etti. Festivalimiz ulusalda da çok güzel ses getirdi. İnşallah bundan sonraki senelerde de aynı anlayışla festivalimize devam etmek istiyoruz. Tabii bunda Kadınlar Kurulumuzun da çok büyük emeği var. Bu projeyi beraber başardık. 

Sergimizi Pürsefa Han’da gerçekleştirmemiz festivali daha da anlamlı kıldı. Bu tarz sergiler biliyorsunuz ki İstanbul’da daha modern yapılarda gerçekleşir. Pürsefa Han’da yapmamızın en temel sebebi sergiyi ziyarete gelenlerin tarihi dokumuzu da görmelerini sağlamaktı. Çok kıymetliydi, çok da güzel oldu. 

İş insanlarının böyle bir etkinlik gerçekleştirmesi şehir için çok kıymetli… 

Kültür ve sanata iş insanları önemli destekler veriyorlar. İstanbul’da bunun çok güzel örnekleri var. Biz de aynı anlayışla yola çıktık. Sivil toplum kuruluşlarının, iş insanlarının şehrin sanat ve kültürel anlamda gelişmesine katkısı olması gerekliliğine inanıyoruz. Aldığımız güzel geri dönüşler de gücümüze güç kattı.  

İ.K.: Burada bir ekleme yapmak istiyorum. Birkaç sene önce yurt dışındaydık. Bir Senfoni Orkestrası vardı ve Cihan, “İpek, Gaziantep’e böyle bir orkestra getirmeyi çok istiyorum” dedi. O an “İnşallah olur” dedim ama bana hayal gibi gelmişti. Festivalimizde Devlet Tiyatrosu’ndaki senfoni orkestrasında Cihan’a dönüp, “Cihan hatırlıyor musun yıllar önce bana böyle bir şey demiştin v e şu an hayalini gerçekleştirdiğin için seninle gurur duyuyorum” dedim. O çok özel bir andı.  

C.K.: Diğer bir hayalim de Gaziantep’ten bir senfoni orkestrası çıkması…Neden olmasın? 

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT