Yükleniyor...

Birbirimizi yerde ararken gökte bulduk

15 Mart 2022

Bu ay kapak konuklarımız mimar Enes Şeyhvassuf ve kısa bir süre önce hayatını birleştirdiği Polonyalı eşi Makeup Artist Maria Demska. Anadolu Han’daki çekimlerde çiftin uyumu ve enerjisiyle çok güzel fotoğraflar çekerken keyifli de bir röportaj gerçekleştirdik. Hem ev sahipliği için Anadolu Han’a hem de Cemiyet’e konuk olarak sayfalarımıza renk katan Enes Şeyhvassuf-Maria Demska çiftine teşekkür ediyoruz.

Eşinin hayattaki en iyi arkadaşı olduğunu söyleyen Enes Bey, duygularını, “Bizimki arkadaşlık temelleri üzerinde yükselen bir aşk. Eşim duruşu, oturuşu, yapısı, enerjisi, karakteriyle çok farklı ve özel bir insan. Çok şanslı hissediyorum kendimi” kelimeleriyle ifade ederken Maria Demska ise ilişkilerini, “Birbirimize sevgi ve saygıyla yaklaştığımızda mutluluk bizim için kaçınılmaz oluyor” diye tanımlıyor.

Bir uçak yolculuğu esnasında tanışan ve ilişkilerini kısa sürede evlilikle taçlandıran Enes Şeyhvassuf-Maria Demska çiftinin en büyük tutkusu seyahat etmek, yeni yerler yeni kültürler tanımak. Buldukları her fırsatı tatil yaparak değerlendirdiklerini söyleyen genç çift, sinemaya, tiyatroya gitmekten, aileleriyle ve arkadaşlarıyla vakit geçirmekten de büyük keyif aldıklarını anlatıyorlar. Sizi şimdi ilgiyle okuyacağınıza inandığımız röportajımızla baş başa bırakıyoruz…

Enes Bey okuyucularımız için kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

E.Ş.: 1988 İstanbul doğumluyum. Suriyeli baba ve Türk annenin en büyük çocuğuyum. Babamın İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunu olması bu mesleği seçmemin en büyük sebebidir. Ben de Halep Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden 2010’da mezun olduktan sonra Gaziantep’e gelerek özel bir şirkette mesleğimi icra etmeye başladım. Kısa bir süre sonra Esva Mimarlık ve İç Mimarlık adı ile kendi firmamı kurdum. Sonrasında yaptığımız, tasarladığımız her işe öncelikle kendimizi inandırarak, ihtiyaç ve beklentiler doğrultusunda firmamı ve ekibimi büyüterek EVA Maket Yapı firmasını ardından da İstanbul ofisimi açtım. Ayrıca 2016’dan beri Hasan Kalyoncu Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde yarı zamanlı derse giriyorum. Genç öğrencilerim o kadar yaratıcı ve enerjileri o kadar yüksek ki ben de onlar sayesinde neşeli, canlı, enerjik kalabiliyorum.

Maria Hanım siz doğduğunuz yerden, ailenizden ve çocukluğunuzdan bahseder misiniz?

M.D.: Poznan doğumluyum. Çocukluğum okul yoğunluğundan dolayı daha çok eğitimle geçti.

Enes Bey mimarsınız. Sizi gerek Gaziantep’teki gerekse de şehir dışı veya yurt dışı projelerinizle de biliyoruz. Neler yapıyorsunuz, kısaca bahseder misiniz?

E.Ş.: Türkiye’nin birçok yerinde yaptığımız çalışmalarımız var ve devam etmekte. Arapça ve İngilizce bilmemin avantajı bana yurtdışı kapılarını açtı. Yurtdışında ilk olarak Cezayir’de AVM ve iki otel ile başlayıp ardından Katar’da kafe ve dükkan projeleri, devamında Irak’ta konut projesi, Sırbistan’da bir tatil köyü ve otel projelerini uyguladık. Yaptığımız tasarımları bizimmiş gibi düşündüğümüz için yurt içi ve yurt dışı müşterilerimizin memnuniyeti doğrultusunda Avrupa’da da yeni projeler üretmeye başladık. Özellikle Danimarka’da bir ağır sanayide yeni projelerimiz var. Her yeni proje ile farklı bir çalışma heyecanı yaşamak mimarlık mesleğinde kendime belirlediğim yol haritasını oluşturuyor.

Maria Hanım makyaj sanatçısısınız. Nasıl başladı bu merakınız, sonrasında profesyonel olma fikri nasıl oluştu?

M.D.: Nasıl bilmiyorum ama bir gün bu yolda olacağımı hissediyordum. Belki de bunu çizime, renklere ve sanata duyduğum meraka borçluyum. Bu doğrultuda aldığım eğitimler uzmanlığa doğru yaptığım rahat bir geçişe yönlendirdi. Özellikle Warsaw’daki en iyi makyaj okullarından biri olan ‘Pro Makeup Academy’  beni profesyonelliğe taşıdı.

İşini profesyonelce yapan biri olarak mesleğinizle ilgili planlarınız nelerdir?

M.D.: Şu anda mesleki olarak dünyanın farklı yerlerinden aldığım 40’tan fazla eğitimim var ve artık belli bir seviyeye ulaştığımı düşünüyorum. Bu bilgileri benim tekniğimle öğrenmek isteyenlerle paylaşmak istiyorum. Kendi adıma profesyonel makyaj kursunu açmanın yanı sıra kendi makyaj ürün grubumun tüm dünyada satılması…

 

 

Enes Bey kısa bir süre önce hayatınızı Maria Demska ile birleştirdiniz. Eşinizle nerede ve nasıl tanıştınız?

E.Ş.: Bir proje teslim dönüşü uçakta benim koltuğuma oturmuştu ve kader yerde değil gökte bizim için ağlarını ördü.

Enes Bey eşinizi birkaç cümleyle anlatmanızı istesek?

E.Ş.: Hayat enerjisi çok yüksek, sanki yıllardır meditasyon yapmış da hayatın anlamını keşfetmiş gibi. Hayattaki en yakın arkadaşım ve bu bana ayrıca büyük bir keyif veriyor. Her şeyimi paylaştığım ve çok iyi anlaşabildiğim biri. Bizimki arkadaşlık temelleri üzerinde yükselen bir aşk. Eşim duruşu, oturuşu, yapısı, enerjisi, karakteriyle çok farklı ve özel bir insan. Çok şanslı hissediyorum kendimi.

Maria Hanım ne kadar süredir Türkiye’desiniz, var mı bir hikâyesi?

M.D.: Evlenmeden önce beraber yaşadığım canım babaannemle birlikte birçok kez Türkiye’ye geldik ancak sadece tatil için, turist olarak bulunduk burada.

Tanışma hikâyenizi ve evlilik sürecini sizden dinlemek isteriz?

M.D.: Ailemin işi dolayasıyla Türkiye uçağına bindim, yanlışlıkla Enes’in yerine oturmuşum. O an Allah bizim için bu yolculukla hayatımızı sonsuza dek değiştirmeye karar vermiş.

Gaziantep’e alışabildiniz mi? Burada günler nasıl geçiyor?

M.D.: Burada yaşamayı gerçekten çok seviyorum. Şanslıyım ki beni kendi yurdumda gibi hissettiren arkadaşlarım var.

Evliliğin olmazsa olmazları nedir size göre?

M.D.: Sevgi, bir kişiyi kayıtsız şartsız kabul etmektir. Birbirimizin kararlarına saygılıyız. Birbirimize sevgi ve saygıyla yaklaştığımızda mutluluk bizim için kaçınılmaz oluyor.

Eşiniz Enes Beyi birkaç cümleyle anlatmanızı istesek?

M.D.: Detaycı, mükemmeliyetçi ve en önemlisi çok eğlenceli.

İki ülke arasındaki kültür benzerliklerinden bahseder misiniz?

E.Ş.: Türk anne, Suriyeli babanın evladı olarak Polonyalı eşimle her ne kadar farklı kültürlere sahipmişiz gibi düşünülse de aramızda çok ciddi kültür benzerliği olduğunu söyleyebilirim. Mesela saygı, sevgi, güler yüzlü olmak, aileye bağımlılık, dini değerlerimize sahip çıkmak, yemeğe verilen önem gibi özellikler tamamen aynı diyebilirim. Hatta dilimizde de çok büyük ortaklıklar varmış ve biz bunları bulmaktan çok hoşlanıyoruz. Mesela iki kültürde de karpuza karpuz deniyormuş. Ama en büyük benzerlik ne diye sorarsanız iki kültürde de mantı var.

Birlikte neler yapmaktan keyif alıyorsunuz?

E.Ş.: Aslında birlikte olduktan sonra yaptığımız her şey bize keyif veriyor. Birlikte yediğimiz yemek bile lezzeti bir yana muhabbetli ve neşeli olması keyif verici. İkimiz de tiyatroyu, sinemayı çok seviyoruz. Dostlarımızla, arkadaşlarımızla ve en önemlisi de ikimizin de ailesi burada olmadığı için ailelerimizle bir arada olmayı, hep birlikte zaman geçirmeyi çok seviyoruz.

Seyahat etmeyi sever misiniz? Ne tür tatil ve seyahatleri tercih ediyorsunuz?

E.Ş.: Bayılırız. Hatta bizi biz yapan en önemli etkinliğimiz diyebilirim. İş dışında zamanımızı tatil yaparak geçiriyoruz.

- Ben dünya turu yaptım ama gittiğim yerleri şimdi eşimle yeniden keşfetmek istiyorum. Kısa bir süre önce Maria ile Vespa’mıza binip Türkiye turu yaptık. Bizim için inanılmaz keyifli bir seyahat oldu. Türkiye'nin sokakları, camileri, mekanları, tasarımları, samimi insanları vb. ile dolu bir geziydi.

Modayla aranız nasıl, tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Gardırobunuzun olmazsa olmazı parçalar nelerdir?

E.Ş.: Modanın sıkı bir takipçisi olduğumu söyleyemem ama tabi ki kendime göre takip ediyorum. Giyimde rahat, spor ve sadeliği tercih ediyorum. Bağıran giyim tarzı bana göre değil.

Hafta sonlarını nasıl değerlendirirsiniz?

E.Ş.: Hafta sonları, hafta içi fırsat bulamadığımız aktiviteler için mükemmel bir zaman. Hafta içi iş dışında, hafta sonumuzu nerede, nasıl geçirsek diye düşünerek geçiriyoruz diyebilirim. Örneğin hafta sonu canımız farklı bir yerde kahvaltı yapmak mı istedi günübirlik kahvaltı için yola çıkıp, orada kahvaltımızı yapıp dönüyoruz.

Özel ilgi alanlarınız nelerdir?

E.Ş.: Klişe bir cevap olacak ama spor yapmak, yüzmek ve tabi ki de yemek yemek.

Mutfağa girer misiniz? Favori yemeğinizi sorsak?

E.Ş.: Birçok ülkeyi gezdim ve oranın tarihi yanı sıra yemek kültürü de beni yakından ilgilendiriyor. Bu sayede geniş bir yemek kültürüne sahibim ama bu mutfağa girmemi gerektirmiyor hele ki evde Maria gibi bir usta aşçı varsa:) Ispanak haricinde bütün yemekleri yiyebilirim.

Eşiniz mutfakla arası nasıl? Onun en çok hangi yemeğini beğeniyorsunuz?

E.Ş.: Eşim gerçekten mutfakta çok başarılı ve her gün yeni bir tarif deniyor. Hepsinde de master şeflere taş çıkarıyor. Pierogi ve boscht yemeğini çok seviyorum. O kadar güzel ki şu an yazarken bile ağzım sulandı:)

Maria Hanım Siz seyahat etmeyi sever misiniz?

M.D.: Sevmekten öte seyahat etmek benim için bir tutku.

En sevdiğiniz ülke/şehir?

M.D.: Bu soruya spesifik bir cevap vermeyi doğru bulmuyorum çünkü her ülkenin ve şehrin kendine göre ruhu, bilinci, birikimi ve kültürü vardır. Önemli olan gittiğimiz yerde bu değerlerin ne kadarını görebiliyoruz?

Özel ilgi alanlarınız nelerdir?

M.D.: Seyahat etmeyi ve gittiğim yerlerde yeni kültürleri, yaşam biçimlerini keşfediyorum ve bu yeterince keyifli ve ilgi çekici bence.

Modayla aranız nasıl, tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Gardırobunuzun olmazsa olmazı parçalar nelerdir?

M.D.: İşim dolayısıyla modanın sıkı bir takipçisiyim. Ben modayı kişinin kendini ifade etme şekli olarak görüyorum. Beni yansıtan tarz ise klasik, şık, sade bir giyim tarzıyla güzelliği yakalamak. Blazer çeket gardrobumun olmazsa olması haline gelen hem spor hem de şık kombinlenebilecek bir parça.

Mutfakla aranız nasıl?

M.D.: Yemek yapmak aslında bir sanattır çünkü şefler de yemek yaparken haz alıyorlar ve bunu bir sanata dönüştürüyorlar. Ben de yaptığım her yemeği severek, özenerek yapıyorum.

Gaziantep yemekleriyle ilgili fikrinizi sorsak? Denediğiniz bir tarif oldu mu?

M.D.: Her yörenin tadı, lezzeti ayrıdır ama Gaziantep mutfağı bir hazine, bir sanat. Kullanılan araç gereciyle, ürünüyle, yiyeniyle, pişireniyle ayrı bir kültür ve uygarlık. Mevsimine göre meyve ve sebzelerin, tahılların, salçaların, baharatların bir arada kullanıldığı zengin bir mutfak. En sevdiğim tarif ise açık arayla Beyran.

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT