Yükleniyor...

Bu şehre borcumu ödüyorum

24 Şubat 2024

Hayatını eğitim başta olmak üzere toplumun her alanda gelişmesi ve kalkınmasına adayan çok değerli bir isim Nüket Alevli Ersoy… Tek hedefinin ülkeye, Gaziantep’e hizmet olduğunu söyleyen Nüket Alevli Ersoy, “Beni ben yapan bu ülkeye, bu şehre bir borcum var ve ben her zaman bu borcu ödemek zorunda ve sorumluluğundayım. Herkes bu bilinçte olsa Türkiye kalkınır. Ben borcumu ödüyorum, bundan da mutluluk duyuyorum” diyor.

1986-87 yıllarında şimdiki adı Şahinbey Lions Kulübü olan Gaziantep Lioness Kulübü’nün kurucu başkanlığını yapan, gerçekleştirdiği projelerle yalnızca ülkemizde değil yurt dışında da adından başarıyla söz ettiren Nüket Alevli Ersoy ile Yardım Sevenler Derneği ve Lions çalışmalarını, Gaziantep Kolej Vakfı’nı, çocukluğunu ve ailesini konuştuk. 

 

Nüket Hanım, bize çocukluğunuzdan ve ailenizden bahseder misiniz?

Babam Cemil Alevli, Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda Atatürk’ün Avrupa’ya eğitim için gönderdiği başarılı gençlerden birisiydi. Babam hem tabiatı hem de yetiştirilme tarzı gereği son derece aydın fikirli ve yeniliğe açık, eğitime önem veren birisi olmuştur. Alman ekolüyle yetişmesi nedeniyle sistem, disiplin, metot gibi değerler onun için önemliydi. Babam Cemil Bey, tekstil başta olmak üzere yurt dışında pek çok alanda önemli eğitimler almış, Gaziantep’in ve ülkemizin kalkınmasında önemli isimlerden olmuştur. Anne ve babası da babam Cemil Alevli’nin yetişmesinde hiçbir fedakarlıktan kaçınmamışlar. Ben de aynı fedakârlıkla ve değerlerle yetiştim. İlkokula çok küçük yaşta başladım, 5 yaşındaydım henüz. Yaşım küçük olduğu için ailemin mahkeme kararıyla yaşımı iki yaş büyütmesiyle okula başlayabildim. Robert Koleje gitmeden evvel bir sene Antep Lisesi’ne gittim.

 

AİLEM BENİ BÜYÜK BİR ÖZVERİYLE OKUTTU

 

11 yaşında Robert Kolejin kız bölümü olan Amerikan Kolejine gönderdi ailem beni. O tarihlerde İkinci Dünya Savaşı vardı, o süreçte o yaşta bir çocuğu İstanbul’a göndermek olağan dışı bir durumdu. Bugün her yere arabanıza ya da uçakla çok rahat gidebiliyorsunuz ancak o yıllarda otoyol dahi yoktu. Sadece trenle gidebiliyordunuz İstanbul’a. Trenler de Antep’in içine kadar gelmiyordu, Antep’e 80 km uzaklıktaki Fevzi Paşa İstasyonundan binmeniz gerekiyordu trene. İki gün tren yolculuğu yapmak zorunda kalırdınız. Beni bu zorlu şartlarda gönderdi ailem İstanbul’a, büyük bir özveriyle. Kolejde 9 sene yatılı okudum, eğitimimi tamamen oradan aldım. Annem Mehlika Hanım İstanbulluydu. 16 yaşında gelin geliyor Gaziantep’e. Annemin İstanbullu olması vesilesiyle benim de İstanbul’a adapte olmam hiç zor olmadı.

 

AİLEMİ MİNNETLE YÂD EDİYORUM

 

İkinci Dünya Savaşı 1946 yılına kadar devam etti. Karartma olduğu için pencerelerimiz siyaha boyalıydı. Gece etütlerinde masa lambalarımızı kısık açardık. Çok zor şartlarda okudum. Aileme ne kadar minnet duysam, teşekkür etsem azdır. 11 yaşındaki çocuğunu okuması için o zor şartlarda başka bir şehre göndermek önemli bir vizyon ve büyük bir fedakarlıktı. Onun için onları her zaman minnetle yad ediyorum.

 

Kolejde okumak, iyi bir eğitim almanın yanı sıra ufkumu açtı. Disiplin, özgüven, cesaret gibi çok önemli özellikler de kattı hayatıma. Robert Kolejden mezun olmayı kendim için büyük bir şans olarak görüyorum.

 

Mezun olup döndükten sonra Gaziantep’e çok şey kattınız. O yılları sizden dinleyebilir miyiz?

Mezun olduğum sene Antep’te sosyal hayat diye bir şey yoktu, bir pastanesi bile yoktu Antep’in. 15 günde bir film gelirdi, izlemeye giderdik. Gaziantep’te onun dışında yapılacak hiçbir şey yoktu. Bir gün Yardım Sevenler Derneği’nin genel kurul toplantısına davet edilmiştim. Orada oy birliğiyle derneğin başkanı seçildim. Sosyal aktivitelerim de o şekilde başladı. Bu benim için bir dönüm noktasıydı. Dernekle birlikte memlekete hizmet etmek için de elime bir fırsat doğmuş oldu.

 

ÜNLÜ SANATÇILARI EVİMDE AĞIRLARDIM

Geliri yardımlarda kullanılmak üzere pek çok tiyatro, konser, organizasyon ve etkinlik gerçekleştirdik. Altın mikrofon yarışması yaptık, Ajda Pekkan gibi ses sanatçılarını getirdik. Tiyatro oyunları için Haldun Dormen, Yıldız Kenter, Müşfik Kenter, Şükran Güngör, Gülriz Sururi, Lale Oraloğlu gibi daha ismini sayamayacağım pek çok sanatçı defalarca davetimiz üzerine Gaziantep’e geldi, oyunlar oynadı. Hepsini geldiğinde bağ evimizde ağırlardım. Tiyatrolardan sonra onlar için davetler verirdim. Sanatçılarla çok güzel dostluklar edindim, geniş bir çevre edindim.

ÇOK GÜZEL FAALİYETLER GERÇEKLEŞTİRDİK

Yine derneğe gelir elde etmek amacıyla yılbaşı baloları, Cumhuriyet baloları gibi çeşitli etkinlikler tertip ettik. Eskiden fuar alanı olan yerde Kızılay Restoran vardı. Orayla anlaşmıştık, balolarımızı orada yapardık. Hazırlıklarımız günler öncesinden başlardı. Geliriyle öğrencilere burs verirdik. Hem şehrin sosyal yaşantısına katkıda bulunur hem de eğitime hizmette bulunurduk. Tüm bu faaliyetlerimizle gurur duyarım. Çok güzel işler yaptık o dönemde.

BALOLARA ÖZEL HAZIRLIKLAR YAPILIRDI

Özel günler, özellikle de balolar öncesi hazırlıklar da çok heyecanlı ve güzel olurdu. Her şey bağışla hazırlanırdı ve geliri özellikle eğitim gibi faaliyetlerde kullanılırdı. Herkes şıklık yarışına girerdi, tabi o zaman hazır giyim de yoktu. Herkesin terzisi vardı, kumaşlar alınır, kıyafetler özenle diktirilirdi. Gittiğiniz baloya ya da özel geceye göre şık ve özenli olunurdu. Şimdi gidip istediğiniz mağazadan istediğiniz kıyafeti alabiliyorsunuz. O yıllarda Antep’te kuaför dahi yoktu, sonradan açıldı. Eskiden her şey daha zahmetliydi ancak çok daha fazla özen gösterilirdi.

KARA KEDİ PASTANESİNİ AÇTIK

Kız Enstitüsü’nde okumamıştım, pasta ve yemek kurslarına da gitmediğim için pasta yapmayı kendi kendime öğrendim. Gençlere yönelik bir Amerikan dergisine aboneydim, orada tarifler oluyordu. O dergiden bir tarifi uygulayarak pasta yaptım. Annemle babam tadına bakınca şaşırdılar. Hatta babam, ‘Kızım bu pastayı Viyana’da ancak lüks bir pastanede yiyebilirsin’ dedi. Çok beğendiler. Bu benim için bir hobi oldu. Pastalar, çörekler deneyeyim derken bu alanda neredeyse uzmanlaştım:)

Yardım Sevenler Derneği başkanlığım döneminde genç hanımlara pasta dersleri verdim. Sonrasında da dernek çatısı altında, geliri yardımlarda kullanılmak üzere pastaları satmak için Kara Kedi Pastanesini açtık. Antep’te ilk pastanecilik Kara Kedi ile başladı. Bugün Orkide’nin kurucusu olan Demir Özgüler o zaman öğrenciydi. Kendisini pastanemize müdür olarak aldık. O da o zaman pasta yapmaya merak saldı, Avrupa’da eğitim aldı, öğrendi ve bunu kendisine meslek edindi. Sonrasında bugün hepimizin bildiği Orkide Pastanesini kurdu.

Şahinbey Lions Kulübünün kurucu başkanısınız. Neler söyleyeceksiniz?

1986-87 yıllarında şimdiki adı Şahinbey Lions Kulübü olan Gaziantep Lioness Kulübü’nün kurucu başkanlığını yaptım. Bana ilk teklif edildiği zaman vaktim olmadığı için sıcak bakmamıştım ancak tüzüğünü okuyunca ve kolejde hayranlık duyduğum sistem olduğunu görünce tereddüt etmeden kabul ettim. Hakikaten Lions; kurallarıyla, sistemiyle, felsefesiyle evrensel idealleri olan bir kulüp. Dünyanın en saygın hizmet kuruluşudur, karşılıksız hizmeti temsil eder. Lions’un hizmet kapsamında eğitim, sağlık, doğal afetler gibi konular vardır.

Lions’ta her görev bir yıldır. Her üye kulüp bünyesindeki her görevi bir gün bile olsa üstlenir. Tecrübe edinmesi sağlanır. Çünkü amacı topluma birer lider yetiştirmektir. Lions kuralları der ki; üye önereceğiniz kişi toplumda saygın bir kişi olsun. Kulüp ona değil o kulübe hizmet etsin. Çok disiplinli bir sisteme sahiptir. Dünya genelinde 1 buçuk milyon üyesi bulunmaktadır. Her sene uluslararası bir organizasyon yapar, dünyanın her yerindeki kulüplerden delegasyon milli kıyafetleriyle katılır.

DÜNYA ÇAPINDA ‘TOP TEN’ ÖDÜLÜ ALDIM

Başkanlığımın ilk senesinde toplumun faydasına olacak pek çok projeye imza attık. 6 haftalık süreci kapsayan bir diyabet projesi yaptım. Geçici olarak bir oto galerinin köşesini poliklinik haline getirdik. Doktorlarla anlaşma yaptık. Gerekli malzemeleri temin ettik. 5 bin kişinin diyabet taramasını yaptırarak, diyabet olduğu tespit edilen hastaları da tedavi edilmesini sağladık. Bu projeyi çok zor şartlarda gerçekleştirdik. Tüm taramalar, tetkikler ve tedaviler kayıt altına alındı, dosyalandı ve uluslararası Lions Vakfına gönderdim. Bu projeyle Lions’un “Top Ten” ödülünü aldım, proje dünyadaki ilk üç önemli projeden biri oldu.

GURUR VESİLESİ OLACAK PROJELERE İMZA ATTIK

Daha sonra yine ilk yılımda, ülkemizin öğretmene verdiği değerin ve saygının bir simgesi olan 24 Kasım Öğretmenler Günü'nün dünyada kutlanması amacıyla çalışmalar yaptım. Bu çalışmaların sonucu olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin Illinois, Louisiana, Kentucky, Texas, Alabama, New Mexıco eyaletlerinde eyalet valilerinin resmi bildirileriyle 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Bu projem de benim için gurur vesilesidir.

ARKADAŞLARIM BENİ HER ZAMAN DESTEKLEDİ

İlk yıl gerçekleştirdiğimiz projeler ve başarılar neticesinde Türkiye genelinde söz edilen bir Lions Kulübü olduk. Kulüp arkadaşlarım da beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar, beni hep desteklediler. Onlarla birlikte çok güzel çalışmalara imza attık. Onlara çok şey borçluyum. Topluma fayda sağlayan hizmetler gerçekleştirmiş olmam hem ülkemizde hem de yurt dışında çok dikkat çekmişti. Lions başkanlığımın ikinci senesinde Yönetim Çevresi’ne danışmanı olarak seçildim. Üçüncü senemde ise Yönetim Çevresi başkanlığına seçildim. Bu çok önemliydi. Uluslararası başkan tarafından uluslararası Lions konvansiyonuna konuşmacı olarak davet edildim. Başarılarımdan dolayı üstün başarı ödülüyle onurlandırıldım.

‘ÖĞRETMEN KONUK ETME’ PROJESİ ÜLKEMİZİN TANITIMI İÇİN ÇOK ÖNEMLİYDİ

Başkanlığım döneminde ‘Öğretmen Konuk Etme’ projesi gerçekleştirdim.

Dünya Öğretmenler Günü’ne kamuoyu oluşturmak ve dünya öğretmenleri arasında fikir, bilgi alış verişi sağlamak, dostluk ve kardeşlik duyguları geliştirmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz bir projeydi. 15 yabancı öğretmeni bir hafta süreyle ülkemizde ağırlamak suretiyle Türk konukseverliğinin ve ülkemizin tanıtımına katkı sağladım. Anıtkabir’e giderek Atamızı ziyaret ettik. Konuk öğretmenlere Topkapı Sarayı, Dolmabahçe gibi İstanbul’un tarihi yerlerini, müzelerini, Efes Antik Kenti, Kapadokya gibi ülkemizin tarihi ve turistik yerlerini gezdirdik. Galata Kulesinde bir gala yemeği verdik. Bu esnada dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol bize her türlü kolaylığı gösterdi, aynı zamanda üyemiz olan Paris sefiremiz Erel Bleda da bize rehberlik etti. Konuklarımızı çok güzel ağırladık, ülkemize hayran kaldılar. Ülkemizden güzel anılarla ayrılmış bu öğretmenlerimizin dünyanın farklı yerlerinde binlerce öğrenciyi yetiştireceğini düşünürsek bu hizmetin ülkemiz için ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

LIONS’U BİR AMAÇ DEĞİL ARAÇ OLARAK GÖRDÜM

Ben Lions’a hizmet verirken kulübü bir amaç değil araç olarak gördüm. Her zaman hizmet gayesinde oldum. Lions, uluslararası bir kulüp ve dünyanın her yerinde üyeleri var. Kulübün bir rehberi vardır, her yıl yenisi çıkar. Yıl boyu yapılacak tüm faaliyetler vardır o rehberde. Ve dünyanın her yerindeki kulüplere gönderilir. Üyeler de o rehber ışığında irtibata geçip gittiği şehir veya ülkedeki faaliyete katılabilir. Bir Lions üyesi olarak dünyanın her yerine ulaşabilirsiniz. Çok saygın ve uluslararası bir kulüptür Lions, dünyanın her yerinde kapılar size sonuna kadar açılır. Ben de bu kapıları daima ülkemin ve Gaziantep’in yararına kullandım.

Beni ben yapan bu ülkeye, bu şehre bir borcum var ve ben her zaman bu borcu ödemek zorunda ve sorumluluğundayım. Herkes bu bilinçte olsa Türkiye kalkınır. Ben borcumu ödüyorum, bundan da mutluluk duyuyorum.

Gaziantep Kolej Vakfının kuruluşu hakkında neler söylemek istersiniz?

Ben Robert Kolejde gördüğüm eğitim sistemine hayrandım, öyle bir okulda yetiştiğim için hayalimde Gaziantep’te de böyle bir okul kurmak fikri vardı. Gaziantep Koleji Açma ve Yaşatma Derneği’ni kurduk. Yaşım genç olduğu için bize önderlik yapması için fikrimizi Cemil Beye açtık. O da onaylayınca 1963 senesinde kolej açıldı. Kolej bu sene 60. yılını kutluyor.

Kurulduğundan bu yana ilkelerinden, misyonundan hiç ödün vermeyen bir eğitim yuvası oldu. Kolej, eğitime hizmet amacıyla kurulmuştur, kar amacı gütmez. Atatürk ilke ve prensiplerinden ödün vermez. Etik değerlere saygılı, temel insan hak ve özgürlüklerini savunan, demokratik, bilime önem veren, çağdaş bireyler yetiştirmeyi hedeflemiştir. Geride bıraktığımız 60 yılda yenilikleri, güncel gelişmeleri takip ederek, dünya standartlarında bir eğitim yuvası olmuştur. Sadece Gaziantep’in değil ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayan binlerce insan yetiştirmiştir. GKV, inşallah bundan sonra da uzun yıllar eğitime başarıyla hizmet eder.

Cemil Bey okula ismini vermek hiç istemedi, ‘Burası Gaziantep halkınındır’ derdi her zaman. Bizim başarımızın ardında Gaziantep halkının bize olan güveni yatıyor.

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT