Yükleniyor...

Dengede yaşamak başarı getirir

15 Haziran 2021

Bu ay kapak konuğumuz MB Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gamze Balat Aşnük… GİKAD (Girişimci Kadınları Destekleme Derneği) Başkanı da olan Gamze Hanım ile kurucusu olduğu Dilmun Bireysel Gelişim Merkezinde bir araya geldik. Başarının tanımını ‘denge’ olarak açıklayan Gamze Hanım, “Başarının tanımı herkes için farklı olabilir. Kimine göre zirvedir, benim için ise denge. Bana göre hayatının her alanını dengede yaşayan insan başarılıdır. Yaptığı işi sevmek, vizyon sahibi olmak, çalışmak ve gelişime açık olmak başarıyı getiren en önemli unsurlardır” diyor. İş hayatındaki birçok kadın gibi zorluklar yaşadığını belirten Gamze Hanım, iş yaşamında kadın ya da erkek ayrımı yapılmasına karşı olduğunu dile getirdi. Gaziantep’te çok sayıda girişimci iş kadını olduğunu ancak bu sayının yeterli olmadığını ifade eden Gamze Hanım, şu tavsiyede bulundu: “Her ne konuda çalışmak istiyorsanız; çalışkan olun, gelişin ve talep edin!” İş ve cemiyet hayatının sevilen ve takdir edilen ismi Gamze Balat Aşnük ile ailesini, ilgi alanlarını, görev yaptığı STK’ları ve pek çok konuyu konuştuk. Sorularımızı samimiyetle yanıtlayan Gamze Hanıma yakın ilgileri için Cemiyet ekibi olarak teşekkür ediyoruz…

Gamze Hanım, hepimizin yakından tanıdığı bir isimsiniz ancak kendinizi okuyucularımız için kısaca tanıtır mısınız?

Mühendis bir baba ve okul öncesi öğretmeni bir annenin ilk çocuğu olarak 1969 yılında Gaziantep’te doğdum. Bir kız ve bir erkek kardeşim var.  İlk, orta ve lise eğitimimi Gaziantep’te tamamladım.1993 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden mezun oldum… Baba mesleği yani.

 Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

Her ne kadar inkâr etsem de beni çocukluğumdan bu yana tanıyanlar oldukça yaramaz olduğumu söylüyor. Gaziantep’in meşhur Kavaklık Mahallesinin yaramaz çocuklarını ve o günleri özlemiyor değilim. Arkadaşlarımla birlikte bisiklete biner takım oyunları oynardık. Yardımlaşmayı, destek olmayı, sır saklamayı başkaları adına üzülmeyi ve sevinmeyi de o dönemde öğrendik. Mahallemizde çok çalışkan arkadaşlarımız vardı. İçten içe onlara çok kızardık. Çünkü ailelerimiz bizlere hep o mahallenin parlak öğrencilerini örnek gösterirdi. Şimdi hepsi çok iyi yerlerde makam mevki sahibi kişiler oldu. Hepsiyle ayrı ayrı gurur duyuyorum. Aslında ben mutlu ve hareketli bir çocukluk geçirdim. Anlatıp güldüğümüz olaylar, bazen de hüzünlendiğimiz o kadar çok anı var ki bunları zamanı geldiğinde kaleme almayı düşünürüm belki.   

 Meslek seçiminizde aileniz etkili oldu mu?

Meslek seçimimde babamın etkisi oldukça büyüktür. Mesleğine aşık bir babanın çocuğuysanız, onun yaptığı işlerden etkilenmemeniz mümkün değildir. Çocukluğumda babam işe giderken bazen beni de götürürdü. Bana; “Çoğu meslekte yapılan iş seninle söner. Ama yaptığın inşaatlar, yüzlerce yıl seni hatırlatır” derdi. İnşaat mühendisi olmaya Birecik Barajı inşaatını gezerken karar verdim aslında. O devasalık ve yaratım gücü beni büyülediği için mühendis olmayı istedim. Babamın bana gösterdiği emeği ve desteği ise asla inkâr edemem.

 Öğrencilik yıllarınız hangi okullarda geçti, nasıl bir öğrenciydiniz?

Gaziantep Lisesi öğrencisi olmanın gururunu ve ayrıcalığını her zaman yaşamışımdır. Aslına bakarsanız çok zeki bir öğrenci değildim. Hep çok çalışmam gerekirdi. O zamanlar bu kadar bilinç sahibi değildik tabii, şimdilerde anlıyorum ki dikkat eksikliğim varmış. Sıra dışı bir öğrenciydim. Fen laboratuvarının bir anahtarı bende olurdu ve boş zamanlarımda oraya gidip deney yapardım. Lisedeyken okuldaki en kısa basketbol oyuncusuydum. O zamanlar Anadolu Lisesiyle aramızda tatlı bir rekabet vardı. Aynı zamanda çok iyi arkadaşlıklar da edindik.   

 Ailenizden bahseder misiniz, ailenizden edindiğiniz en önemli kazanımlar nelerdi?

Sahip olabileceğim en iyi anne, baba ve kardeşlere sahibim. Bu yüzden her zaman şükrediyorum. Bir aile olduğunuzda sevginiz, kızgınlıklarınız paylaşabildikleriniz, paylaşamadıklarınız, iyi kileriniz, keşkelerinizle büyüyor ve olgunlaşıyorsunuz. Çalışkanlığı, dürüstlüğü ve en önemlisi en az kendim kadar başkalarını da düşünmeyi ailemden öğrendim. Sahip olduğum aile benim için bir şans göstergesi. Tabi evlenince odağınız da değişiyor. Eşiniz ve çocuklarınız hayatınızın merkezine yerleşiyor. Onlardan da birçok kazanım elde ederek karşılıksız vermeyi ve sevgiyi başka bir boyutta algılıyorsunuz. Sizi tanıyan, anlayan ve her alanda destekleyen bir eşinizin olması büyük zenginlik doğrusu. Sorumluluk almayı ve sabrı ben çocuklarımdan öğrendim. Hala da öğrenmeye devam ediyorum. Biz çocukları yetiştirdiğimizi zannediyoruz ama aslında onlar bizi büyütüyorlar.  

 Profesyonel iş hayatınız nasıl ve ne zaman başladı, anlatır mısınız?

1993 yılında mezun olur olmaz kendi şirketimiz olan Baltaş İnşaat’ta işe başladım. Birkaç yıl mühendislik yaptıktan sonra şirkette Kalite Yönetim Birimine geçerek İSO belgeleri, takip sistemi, halkla ilişkiler, insan kaynakları bölümlerinden sorumlu oldum.

Son birkaç yıldır da gelişim ve yeni yatırımlarla ilgileniyorum. Aynı zamanda MB Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyorum.

 İş yaşamında kadın olmanın zorluklarını yaşadınız mı?

Tabii ki iş hayatındaki birçok kadın gibi ben de zorluklar yaşadım. Yaşamadım diyenlere pek inanmıyorum doğrusu. Kadınların ve erkeklerin bakış açısı ve iş yapış yöntemleri biraz farklılık gösterir. Benim de iş hayatında alışılmışın dışında öneri ve farklı bakış açılarımın olması sebebiyle kendimi anlatmakta yaşadığım zorluklar oldu. İş yaşamında kadın ya da erkek ayrımının yapılmasına karşıyım. Bence bir işe uygun cinsiyet değil karakter vardır. Kişi; bu karakteri sağlıyorsa o işi yapmak için gereken yeterlilik ve beceriye sahip ise kadın ya da erkek olmasının bir önemi olmamalı. Son zamanlarda bu konu üzerinde oldukça sevindirici haberler alıyor olsak da meslek odalarında oluşturulan kadın komisyonları var oldukça, bazı mesleklerde kadın-erkek eşitliğinden bahsedilemez. Bundan sonra kadınlar; oy getiren, her türlü yetenek, bilgi ve becerilerinden yararlanıldığı halde yetki verilmeyen bir konumda olmak yerine, onların en fazla fayda sağlayabileceği yönetim kademelerindeki yerlerini almalı.   

 Gaziantep iş yaşamında kadının rolü ve etkinliğini anlatır mısınız?

Gaziantep’te çok cevval ve tuttuğunu koparan birçok girişimci iş kadını var. Ancak biraz da öz eleştiri yapmak gerek bence. Gaziantep’te iş hayatına atılmak isteyen kadın sayısı, olması gerekenin çok altında. Kadınlar;  üst yönetime gelmeyi, sorumluluk almayı ve bu yönde kendini geliştirmeyi; çalışarak, fedakarlık ederek talep etmiyorlar.  Altın tepsi içinde makam ve mevkinin onlara sunulmasını bekliyorlar. Gençlere tavsiyemdir her ne konuda çalışmak istiyorsanız; çalışkan olun, gelişin ve talep edin! 

 Sizin için başarılı olmanın sırrı nedir?

Başarının tanımı herkes için farklı olabilir. Kimine göre zirvedir, benim için ise denge. Bana göre hayatının her alanını dengede yaşayan insan başarılıdır.

Yaptığı işi sevmek, vizyon sahibi olmak, çalışmak ve gelişime açık olmak başarıyı getiren en önemli unsurlardır.

 İş yaşamınızda olmazsa olmazlarınız nelerdir?

Planlama, tedbir, kurallar, düzen ve disiplin.

 Peki, hayat mottonuz nedir?

Geliş, geliştir herkes kazansın.

 Genel yapı itibarıyla nasıl bir insansınız?

Bu soruya nasıl cevap vereceğimi bilemedim şimdi. Genel yapı itibarıyla sıcakkanlı, hoşgörülü, üretmeyi seven, çalışkan bir kişi olduğumu söyler çevremdekiler.

 Kendinizde eleştirdiğiniz ve beğendiğiniz özellikleriniz nelerdir?

Benim en eleştirdiğim özelliğim kendimi çok eleştirmem. Kendime karşı çok acımasız davranırım. Alma verme dengesini sıklıkla bozuyorum. Bazen aşırı kuralcı olabiliyorum. Düşününce en sevdiğim özelliklerimin içerisinde becerikli ve insan ilişkilerimin güçlü olması var diyebilirim. Zaman zaman bu durum beni yorsa da birçok farklı alanda çalışabiliyorum.

 Dilmun Bireysel Gelişim Firmanızdan bahseder misiniz?

Çok uzun yıllardır kendi bireysel gelişimim için yüzlerce eğitim alarak çalışmalar yaptım. Sonrasında öğrenmenin ve içselleştirmenin en iyi yolunun öğretmekten geçtiğini gördüm. Yıllar önce eğitimler alabilmek için uzun seyahatler, yüksek maliyetler ve bir sürü zorluklar yaşardık. Hatta uçakların her gün olmadığı dönemde iki gün de yol için ilave ediyorduk. Bütün bu zorluklardan sonra istedim ki Gaziantep’te de bilgiye aracı olan bir şirket olsun. Dilmun’un meydana çıkış öyküsü böyle oldu. Dilmun’un anlamı; mitolojide cennette sadece tanrıların girebildiği bir alandır. Bu ismi koyarken maksadım buradan eğitim ve danışmanlık alan herkesin içindeki yüceliği keşfederek şifalanmasıydı.

 Burada bizler kişilerin bireysel gelişimi için birçok teknik ve eğitimler yapıyoruz. Bununla birlikte hayatının her alanında sorun yaşayan kişilere koçluk ve şifa çalışmaları sonucunda enerji beden dengesi yapıyoruz.        

 Hangi STK’larda yer alıyorsunuz?

Ben kendimi bildim bileli sivil toplum kuruluşlarında değişik kademelerde görev aldım. Lions, JCI (Junior Chamber International), Çocuk Esirgeme Kurumu, Gaziantep Lisesi Derneği, İMO Gaziantep, Gaziantep Kulübü Derneği, CAHİDE (Canlı Hayatını İyileştirme Derneği), GİKAD (Girişimci Kadınları Destekleme Derneği).

 Dönem başkanlığı da yaptığınız Cahide(Canlı Hayatını İyileştirme) Derneğinde sürekli aktifsiniz. Dernekten kısaca bahseder misiniz? Gerek hayvan sağlığı ve bakımı gerek hakları konusunda ne mesaj vermek istersiniz?

Bu dönem artık başkanlığı Sayın Cengiz Bayram’a devretmiş olmamla birlikte benim hiçbir zaman ayrılamayacağım bir dernektir. Son zamanlarda özellikle sokakta yaşayan canların, yaşam haklarını korumakla ilgili duyarlılığın arttığını görüyoruz. Ama yine de yeterli olmadığını düşünüyorum. Çocuğum korkuyor diye yeni yavrulamış kedileri, barınağa göndermeye çalışan düşünceyi anlamak mümkün değil mesela. Ne zaman ki yaşayan her cana kendi canımız gibi saygı duyup hayatta kalabilmeleri için elimizden geleni yaparız o zaman medeni bir toplum olduğumuzdan bahsedebiliriz. Ben; hayatının her döneminde hayvanlarla iç içe yaşayan birisi olarak, onları sevmenin nasıl bir ruhsal doyum, tarifsiz sevgi olduğunu biliyorum. Bu duyguyu yaşamak iyi geliyor ve herkese tavsiye ediyorum.   

 GİKAD (Girişimci Kadınları Destekleme Derneği) Başkanısınız. Dernek çalışmalarından, amaç ve hedeflerinden bahseder misiniz?

Girişimci Kadınları Destekleme Derneği, benim için çok özel bir dernek. Biz dernek olarak; iş hayatına girmek isteyen kadınlara mentörlük eden, yol gösteren, kadın istihdamını arttırmak için projeler üreten, başka sivil toplum kuruluşları ile işbirlikleri yapıyoruz. Üyelerimiz; kendi alanlarında isim yapmış, meslek ve kariyer sahibi kadınlardan oluşuyor. Hem insan hem de yetenek olarak belirli bir seviyeye ulaşmış kişilerden oluşmasına özen gösteriyoruz.

 Sizi en çok ne mutlu edebilir ya da üzebilir?

Ben küçük şeylerle mutlu olabilen birisiyim. Her girişimimde kazan kazan prensibine göre hareket ederim. O nedenle çevremdeki insanların mutluluğu beni mutlu eder. Süreç odaklı birisiyim. Örneğin bir projenin yapımı sırasındaki heyecan, iletişim, zamanla yarışmak, takım çalışması beni çok mutlu eder. Beni ne üzer; kadın ve çocukların uğradığı şiddet beni üzer. Hayvanların uğradığı şiddet beni üzer.    

 Eşinizden bahseder misiniz, ne zaman evlendiniz?

1993 yılında evlendik. Eşim Fatih, İnşaat Mühendisi ve çok seyahat eder. Benim aksime çok sakin tabiatlı ve rahat bir insandır. Benim ruhsal rehberimdir diyebilirim hatta. Buse ve Sanem isminde iki kızımız var. Fatih gerçekten çok iyi bir babadır. Kızlar benden çok babalarının sözlerini dinlerler. Çocuklarıma ondan daha iyi bir baba bulamazdım herhalde. Kızlarımızı dürüst, saygılı, çalışkan ama aynı zamanda sevdiği işi yapan bireyler olarak yetiştirmeye çalıştık.

 Uzun yıllara dayanan evliliğin sırrı nedir size göre?

Uzun yıllara dayanan evliliğin sırrı; karşılıklı hoşgörü, saygı ve ayrı şehirlerde çalışmak bence. O zaman kavga etmeye pek zaman kalmıyor.

 Klasik bir soru olacak ama iş-özel ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz?

Zor bir soru oldu. Şöyle yanıt vereyim; insanın iş hayatı ile özel hayatını her zaman dengede tutması imkansız. Zaman zaman biri diğerinin önüne geçebilir. Bende de öyle. Ama elimden geldiğince dengelemeye çalışıyorum.

 Keyif ve ilgi alanlarınız nelerdir? Ne/neler sizi dinlendirir, motive eder?

Arkadaşlarımla buluşup içtiğimiz keyif kahvesi ve yeni fikirlerle projeler üretmek beni inanılmaz motive eder. Sıra dışı bir dinlenme şeklim var. Yeni bir şeyler öğrenmek beni dinlendirir. Sanki enerji depolarımı doldurur gibi hissediyorum.

 Kadınların moda ve alışverişe aşırı tutkun olduğu görüşü hâkim genellikle. Sizin var mı böyle bir tutkunuz? Sizin bakış açınız nedir?

Hiçbir zaman modayı takip edemedim. Uyumlu olmak benim için yeterlidir. Çoğu zaman konfor ve rahatlık, modanın önüne geçer. Eğer resmi bir zorunluluk yoksa o gün ruh halim ne istiyorsa onu giyerek takılarımı da öyle seçerim.

 Tatil anlayışınız nedir? Ne tür tatilleri seversiniz?

Aile bireylerinin hepsinin bir arada olduğu, fiziksel olarak dinlenebildiğim tatilleri seviyorum. Zaten çok koşuşturmayla geçen bir hayatımız var. Onun için sakin, huzurlu tatillerden keyif alıyorum. Planlı hareket etmeden anlık gelişen programlar yaparak doğal güzellikler görmek, gittiğimiz yerin kültürünü anlamak ve tadına varmak isterim. Kısa ve sıkıştırılmış turlardan pek hoşlanmıyorum. Ama zaman zaman sıkıştırılmış seyahatler de yaşamımızda oluyor tabi.   

  

EN’LER

En sevdiğiniz film/ tür: Komedi ve psikolojik filmler

En sevdiğiniz kitap/ tür: Spritüalizm

En sevdiğiniz müzik türü: Klasik müzik

En sevdiğiniz teknolojik ürün: Akıllı telefon

En sevdiğiniz renk: Yeşil

En sevdiğiniz yazar: Azra Kohen

En sevdiğiniz yemek: Makarna

En sevmediğiniz yemek: Simit aşı

En sevdiğiniz TV programı/türü: Güldür Güldür Show

En sevdiğiniz şehir: Yaşadığım şehir

En sevdiğiniz ülke: Türkiye

En beğendiğiniz huyunuz: Objektif bakış açım

En beğenmediğiniz huyunuz: Herkesin iyi niyetli olduğunu düşünmem

En beğendiğiniz aksesuar: Küpe

En sevdiğiniz kıyafet: Rahat hareket ettiğim kıyafet

Burcunuz: Aslan

Sosyal Medyada Paylaş
Ekli Görseller