- Şehitkamil / Gaziantep
- +90 (342) 232 80 81
- info@cemiyet.com.tr
Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte sadece Gaziantep’te değil Anadolu’nun her yerinde kültür ve eğitim alanında devrim yaşandığını ifade eden Panorama 25 Aralık Tarih Kurulu Başkanı Bekir Sıtkı Severoğlu, o süreçte Gaziantep’teki sosyal ve kültürel hayatın gelişmesinde Halk Evlerinin önemine dikkat çekti.
Savaş sonrası süreçte Gaziantep’in kültürel açıdan gelişmesi için aydın ve entelektüel insanların çalışmalar yaptığını kaydeden Sıtkı Severoğlu, Halk Evlerinde yapılan faaliyetlerin Gaziantep cemiyet hayatının gelişmesinde bir dönüm noktası olduğunun altını çizdi.
Çocukluğunuzdaki Gaziantep nasıldı?
Gaziler Caddesinde dört tane taş bulup, onları kale direği yapıp sokağın ortasında top oynardık. Arada bir fayton gelirdi. Uzaktan faytonun zilinin sesi gelince hemen kenara çekilir, sonra oyunumuza devam ederdik. Gaziler Caddesi'nde, Bayramoğlu Sokağı'nda, Mütercim Asım’da geçti çocukluğumuz, oralarda büyüdük. Bu kentte yaşayanların neredeyse tamamı birbirini tanırdı. Yaptığımız küçük yaramazlık bile anında babamızın kulağına giderdi. Babamın dükkânına öğlenleri sefer tasıyla yemek götürülür, akşam ise sefer tası geri getirilirdi. Bir gün sefer tasını sokakta unutmuşuz, komşular eve getirip bırakmışlardı. Çünkü onun bizim olduğunu bilirlerdi. Herkes birbirini tanır, sever, sayardı. Çocukluğumun Gaziantep’inin sokakları pırıl pırıl ve her anlamda çok güzeldi.
Çocukluğumda gittiğim kitapçılar, dondurmacılar, tatlıcılar vardı, şu an hiçbirisi yok. Gaziler Caddesindeki bütün esnaf birbirini tanırdı, şimdi geçmişten günümüze sadece birkaçını bulabilirsiniz. Her yer değişiyor ve bu değişim bana mutluluk vermiyor.
Ben Hürriyet İlkokulunda okudum. Okulumun yerine Kuyumcular Çarşısı yapıldı. M. R. Uzel Endüstri Meslek Lisesi Makine Ressamlığı Bölümünü bitirdim. Okula sabah 08.00’de gider, akşam 17.00’de çıkardık. Hem spor yapar hem meslek öğrenirdik. Sınıfımızdan 23 mezunun 13’ü üniversiteyi bitirdi. Çok güzel bir dönemdi. Okulda okuduğum bölüm başka yere taşındı, Sonrasında Ankara Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisinden mezun oldum. Artık o da yok, Gazi Üniversitesi oldu. Değişim okullarımı yok etti.
Gelenek ve göreneklere dair hatırınızda neler kaldı?
Bayramlar bir törendi. Dedemin Alaybey Mahallesi'ndeki evinde bir araya gelinirdi. Bayramın ilk günü orada kalabalık bir bayram yemeği olur, bütün aile bir araya toplanırdı.
Çocukluğumda bir Antep evinde oturuyorduk. Oturduğumuz yerde bizim ve amcamların dışında bir de kiracı vardı. Evde yemek piştiği zaman, ‘kokusu gitmiştir’ diye diğer evlere de bir kap yemek götürülürdü. Şu an aynı apartmanda birbirini tanımıyor insanlar. Çok başka ve olumsuz bir değişim geçiriyoruz.
Her esnafın bir sahresi olurdu, benzer yerlerde yapılırdı. O sahrelerde esnaf birbirine yemekler ikram eder, çeşitli oyunlar oynanırdı. Sahreler sayesinde esnaf arasında bir dayanışma, diyalog ve kaynaşma olurdu.
Gaziantep’in geçmişteki cemiyet hayatına dair neler söylemek istersiniz?
Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte sadece Gaziantep’te değil Anadolu’nun her yerinde kültür ve eğitim alanında devrim yaşandı. O süreçte Gaziantep’teki sosyal hayatın gelişmesini, eğitimin entelektüel birikiminin ortaya çıkmasını, okuduklarım sayesinde Halk Evlerine bağlıyorum. Müzik, tiyatro ve resim alanında kurslar düzenlenmiş, o kurslar neticesinde konserler, sergiler, tiyatro gösterileri gerçekleştirilmiş.
Tiyatro Kolları, Halk Evi içerisinde (Eski Kendirli Kilisesi) gösteriler yapmış. Bunların yaygınlaşması için ilçe ve köylerde de bu gösteriler gerçekleştirilmiş. Herkesin tiyatroyla buluşması sağlanmış. Aynı zamanda Halk Evleri bünyesinde eğitim çalışmaları da yapılmış. 16.yüzyıl itibariyle Gaziantep bir kent diyebiliriz. Yaşayanlar da kentli. O süreç itibariyle burada entelektüel bir birikim var. Osmanlı coğrafyasında nüfusa oranla en fazla divan şairi olan yer Gaziantep’tir. İstanbul ve şehzade şehirleri de dahil... Divan edebiyatındaki gelişmeler bir yandan tarihsel bilgilerin aktarılmasını bir yandan da edebiyatın, kültürün gelişmesini sağlıyor. Bu anlamda 16. yüzyıldan itibaren bir kentte yaşadığımızı söyleyebiliriz. Sadece kentli kalmamışız tarım da gelişmiş. Diğer taraftan sanayinin varlığı ve İpekyolu üzerinde bulunmamız bölgedeki ticaretin de gelişmesini sağlamış.
Halk Evlerine dönecek olursak o günlerde kitap okuma etkinlikleri yapılıyor, Gaziantep’te o tarihte henüz müze yokken Halk Evinin bir bölümünde eserler sergileniyordu. Gaziantep savunmasıyla ilgili ilk sergilemeler Halk Evinde yapılmıştır. Kim vardı o Halk Evinde? Türk dili açısından yalnızca Antep değil tüm ülke için çok değerli bir isim vardı, Ömer Asım Aksoy. Türk Dil Kurumunun kurulmasında, gelişmesinde çok önemli isim olmasının yanında ‘Antep Ağzı’ çalışması da bu kent için çok büyük bir hizmettir.
Gaziantep’te savaş sonrası süreçte, kentin kültürel açıdan gelişmesi için aydın ve entelektüel insanlar çalışmalar yapmışlardır. Mustafa Kemal Atatürk her kentten öğrenciyi yurt içinde ve yurt dışında farklı eğitimlere göndermiştir. Devletin bir politikası olarak Anadolu’nun her yerinden öğrencilerin dışarıda eğitim alması sağlanmış, bugün Köy Enstitüleri aranmaktadır. Gaziantep’ten Robert Koleji gibi okullara gönderilen öğrenciler olmuştur. O öğrenciler orada çok iyi eğitim aldılar.
Köy Enstitülerindeki sanatsal, kültürel, tarım eğitimleri, el becerilerinin geliştirilmesi gibi çalışmaları okudukça, ‘keşke bugün de olsa” dedirmektedir. O süreç özellikle 1940’lı yıllardan itibaren Gaziantep’e de yansıdı. Yetişmiş insanlar sonuçta tüm topluma etki ediyor. Gaziantep’te de sosyal yaşam bu şekilde gelişti ve eski fotoğraflar bizlere bu anlamda çok şey anlatıyor.
Sizin eski yıllardan hatırladığınız etkinlikler nasıldı?
Geçmiş yıllarda da çeşitli dernekler geliri öğrencilere ve ihtiyaç sahiplerine verilmek üzere balolar, geceler, konserler düzenliyorlardı. Çok özenle hazırlanan, herkesin özenle katıldığı gecelerdi bunlar.
Gaziantep Kulübünün başkanlığını yaptığım dönemde bunlara öykünerek balolar düzenledik. Kıyafet zorunluluğu koyduk. Eşlerimizle vals yapardık. Katılan herkes keyif aldı. Geçmiş dönemlerde de benzer etkinlikler yapılıyordu. Kentin buna ihtiyacı var. Dün olduğu gibi pek çok dernek de bu konuda çaba gösteriyor. İyilik var oldukça gelecek güzel olacak…