Yükleniyor...

‘Köklü kal, sağlam yeşer’

15 Nisan 2022

Doğa, çevre ve biyolojik tarım uygulamaları hakkında farkındalık sahibi bir isim Yüksel Konukoğlu. Kendisi aynı zamanda sürdürülebilir tarım ve atıksız üretim modeliyle ortaya çıkan Ancient Greens markasının da kurucularından. Ekibimizi Oğuzeli’ndeki serasında ağırlayan Yüksel Hanım ile doğayı ve sağlığı önemseyen, doğaya ve insana saygılı bir üretim modelini benimseyen Ancient Greens markasının doğuş hikayesini, üretimini ve gelecek planlarını konuştuk.

Markayı kurarken Anadolu’yu ön plana çıkarmayı istediğini söyleyen Yüksel Konukoğlu, ‘Köklü kal, sağlam yeşer’ mottosuyla hareket ettiklerini ifade ediyor ve ekliyor; “ Yeşerirken inovasyonu, gelişmeleri takip edip aynı zamanda köklerini unutmayan hatta onlara daha da sıkı bağlanan bir yapı. Tıpkı bugün Ancient Greens olarak hedeflediğimiz, ilerlediğimiz doğrultu gibi…”

 

Ancient Greens’i hayata geçirdiğiniz günden bugüne olan süreci değerlendirir misiniz?

Ancient Greens benim için büyüdüğüm, gerçekten iş dünyasına her anlamda katıldığım ilk gün diyebilirim. Başlarken kurduğum hayalim hala devam ediyor. İş geliştikçe sorumluluklar artıyor, etkileri artıyor. Belli konularda derinleşiyorum ve bu çok hoşuma gidiyor. Sonunda varmak istediğim, tek bir noktası olmayan bir yolculuk gibi. Sevdiğim insanlarla birlikte çalışıp iş geliştirmek, fayda yaratmak bu yolculuğumun en büyük motivasyonu.

Antakya’nın buğday üretiminde tarihsel bir öneme sahip. Buğday çimi üretimi için bu bölgeyi seçmenizde doğup büyüdüğünüz topraklar olması dışında bunun da etkisi oldu mu?

Aslında marka ismimiz “Ancient Greens” ve mottomuz “Stay rooted sprout well” bu söylemlerde direkt bölgemizin, tarihini ve önemini vurgulamak istedik. Antik yani kadim bilgi Anadolu’dan geliyor. Kadim; başlangıcı, geçmişi çok eskiye uzanan, öncesiz anlamına geliyor. Bu anlamda baktığımızda üzerinde yaşadığımız topraklar kadim bilgeliği olan topraklar. Markayı kurarken de evimiz olan Anadolu’yu ön plana çıkarmayı çok istedim. Mottomuz; “Stay rooted sprout well” yani ‘Köklü kal, sağlam yeşer’… Yeşerirken inovasyonu, gelişmeleri takip edip aynı zamanda köklerini unutmayan hatta onlara daha da sıkı bağlanan bir yapı. Tıpkı bugün Ancient Greens olarak hedeflediğimiz, ilerlediğimiz doğrultu gibi.

Nasıl keşfettiniz buğday çimi mucizesiniz? Öncesinde sağlıklı beslenme hayatınızın bir parçası mıydı?

Buğday çimi suyu içerisindeki klorofili oranı ile ön plana çıkan bir bitki, direkt güneş ışığı gibi düşünebiliriz. İçerisinde birçok farklı besin değerini bir arada barındırıyor ve hücreleri besliyor. Aslında buğdayın mucize formu buğday çimi. Birçok harika geleneksel formunun yanı sıra buğdayın bir de bu formunu parlatmak istedik. Çünkü birçok ülkede sağlık açısından çok uzun zamandır kullanılan buğday çimi suyu Türkiye’de ne yazık ki bilinmiyor hatta Türkiye’de gıda kodeksine buğday çim suyunu biz sunduk ve kabul edildi. Bakanlık onaylarını aldık ve şu an doğal gıda takviyesi onayıyla üretimi ve satışını yapabiliyoruz. Türkiye’de bilinmiyor hâlbuki bu doğanın mucizesinin hammaddesi bizde. Yani soruya dönecek olursam buğday çimi suyu mucizesini ben keşfetmedim sadece parlatıp yeni teknolojiler, sürdürülebilir ve güvenilir bir üretim ile ait olduğu topraklarda tasarladım. Anadolu’daki bu kadim değeri en layığı ile yetiştirip, inovatif çalışmalarla yeni bir model geliştirdik. Sıfır atık sistemi ile kendi buğday çimi ormanımızı tasarladık ve birçok farklı formu doğal gıda takviyesi olarak son tüketiciye ulaştırıyoruz.

Doğaya karşı ilgim ise her zaman vardı. Galiba zaman içerisinde odağım bu yönde gelişti. Daha önce kendim de evde yetiştirdim ve yalnızca buğday çimi suyu değil mikro filizlerle ilgili farklı çalışmalarda da yer aldım. Kendi günlük rutinimin de bir parçası.

Sağlıklı beslenme kültürü ise annemin bize çocukluğumuzdan beri aşıladığı bir alışkanlık olmuş diyebilirim. Sağlıklı beslenmeyi kendi çabam olmadan, bilinçsiz ve şanslı bir şekilde ailem sayesinde sürdürdüğümü yenilerde anlıyorumJ

Günümüzde sürdürülebilir tarımın önemi/avantajlarına dair neler söylemek istersiniz?

Sürdürülebilir tarım adı üzerinde devamı olan… Yalnızca bunu bilsek bile yeter aslında. Sürdürülebilir yapmadığımız her sistem ömrünü tamamlar ve bir şekilde soyu tükenir. Tarım ise bizim geleceğimiz, yani soyunun tükenip ömrünü tamamlaması demek bizim de sonumuz demek. Bu yüzden aslında sürdürülebilir tarımın avantajı dersek eksik kalır çünkü var olmak istiyorsak başka bir şansımız yok. Biz bu anlamda çalışmaları sürekli yeniliyoruz.

Buğday çimlerimizi kendi tasarladığımız seramızda yetiştiriyoruz. Dikey tarım modelinde tamamen kendi permakültür tasarımımızdan aldığımız toprak ve doğal güneş ışığı ile yetiştiriyoruz. Buğday çimlerinin en sevdiği koşulları, enerji verimliliği ve karbon ayak izimizi de minimuma indirecek şekilde sağlıyoruz. Aslında hedefimiz bir buğday çimi suyu ormanı yaratmak. Kendi kendine yetebilen ve atıkları dönüştüren. Yarın daha iyi bir çalışma olursa onun da takibinde oluruz çünkü doğaya uyumlu onunla paralel çalışabilen bir üretim modelini benimsiyoruz… Değişebilen, gelişime açık olan.

Buğday çimi üretimi ve tüketimi yaygın mı? Tanıtılması gerektiğine inanıyor musunuz?

Bizim girişimimiz ile bilindi diyebilirim. Kodekste bile olmadığından değil tanıtım; üretim ve satışı da yoktu. Bakanlığa gidip sunumlarımızı yaptık ve şu anda doğal gıda takviyesi onayı ile üretimimizi yapıyoruz. Bu anlamda ürünü bilmeyen çok kişi var. Tanıtımı yapılması şart fakat bu seneye kadar ürettiğimizin hepsinin hali hazırda alıcısı olduğu için açılım yapamıyorduk. Şimdi ise üretim hacmimizi arttırdık ve tanıtımlara başladık. Kullananlar zaten devam edip etrafına da önerdiği için çok organik bir tüketim zinciri yakaladık. Büyük bir aile olduk diyebilirim. Bu sene de ağımızı genişletip tanıtımları arttırmayı hedefliyoruz.

Buğday çimini sağlıklı bir ürün olarak biliyoruz. Açar mısınız biraz, hangi alanlarda kullanılıyor? Faydaları nelerdir?

Tam boyutlu bir mikro besin olan buğday çimi suyu birçok hastalık tedavisinde kullanıyor. Beraberinde tüketildiği besinlerin hücresel emilim oranını arttırıyor. Kan şekeri dengelenmesi, sindirimi kolaylaştırması, ferritin depoları, enerji verimliliği, saç dökülmesi ve benzeri gibi hücrede başlayan birçok sağlık sorununun çözümünde önemli bir destekleyici oluyor. Bunların yanı sıra anne sütüne katkısı olması ve mikro besin olarak beraberinde tüketildiği besinlerin emilimini arttırıyor. Biz de sonuçlara çok şaşırıyor ve her gün hayranlıkla izliyoruz. Bu anlamda çalışmalarımıza da başladık, Türkçe kaynak yaratabilmek açısından.

Kullanımı, saklanması da oldukça hassas bir ürün, neler söyleyeceksiniz bu konuda?

Hassas bir ürün idi. Bizim yaptığımız en özel çalışmalardan biri bu hassas ürünü besin değerini kaybetmeden, kullanımı kolay bir şekilde tüketiciye sunmak. Geliştirdiğimiz buğday çimi suyu tozumuz direkt kullanıma hazır bir halde geliyor ve oda sıcaklığında muhafaza ediliyor. Yani artık son tüketici gönül rahatlığıyla tüketebileceği ve son derece pratik bir doğal gıda takviyesi almış oluyor.

Buğday çimi neden tüketilmeli?

İlk olarak kişinin hayatı sevmesi ve kaliteli yaşamak istemesini söyleyebilirim. İkincisi çevresindeki insanları sevmesi. Siz sağlıklı olunca çevreniz de sizi seven insanlar da mutlu oluyor. Birbirini tamamlıyor.

Buğday sapı pipeti, posadan elde edilen sabun ve patili dostlarımız için mama üretimi de yapıyorsunuz. Bu üretimler şu an ne aşamada?

Bu üretimler aslında bizim sıfır atık üretim sistemine destek üretimlerimiz. Buğdayları tohumluk alırken saplarını atmıyor pipet yapıyoruz. Tüm sterilizasyon işlemleri ve testleri yapılmış, mis gibi kullanıma hazır plastiğe alternatif pipetler…

Buğday çimi ile geliştirdiğimiz sabun formülü ile el yapımı sabun yapıyoruz.

Buğday çiminin suyunu sıktıktan sonra kalan posa ile patili dostlarımıza mama üretimi için iş birliği içinde olduğumuz sevgili arkadaşım Naz’ın “Raw For Us” markasıyla çıkardığı mama üretimine gönderiyoruz.

Zaten her türlü çıkan organik atığı permakültür uygulamalarımızda kullanıyoruz. Kendi toprağımızı kendimiz besliyor ve yetiştiriyoruz. Hiç durmadan üretmeye ve zinciri genişletmeye devam ediyoruz.

Üretim ağınıza farklı ürünler de eklendi mi/eklenecek mi?

Tabii ki! Yine yenilikçi ve çok güzel projelerimiz var. Hepsinin üretimini kendimiz yaptığımız için çalışmaların son ürüne ulaşması bir süreç alıyor. Tahliller, testler, ambalaj derken uzuyor ama yeni dönemde çok özel ürünlerimiz olacak.

GAGİAD Kadınlar Kurulu üyesisiniz. Görev aldığınız başka STK var mı?

Şu an aktif olarak sadece GAGİAD’da görev alıyorum. Bölgede ve şehirde yeni bir birey olarak; dinamikleri anlamak ve katkıda bulunabilmek adına GAGİAD bir okul gibi. Güzel arkadaşlıklar kazanıp farklı bakış açıları ediniyoruz. Gaziantep için çok güzel projeler yapıyoruz. Gönüllülük temeline dayanan, geçmişten bu yana hala çok aktif ve faydalı olan bu kurumda bulunmak benim için çok değerli.

İş hayatınızdaki üç düsturunu bizimle paylaşır mısınız?

Dürüstlük, çalışkanlık ve çaba diyebilirim.

İş hayatınızda örnek aldığınız isimler var mı?

Hem kendi ailemde hem de eşimin ailesinde örnek aldığım isimler var. Her birinin farklı güçlü özelliklerini örnek alıyorum. Hepsinde ortak gözlemim çalışkanlık, çaba ve dürüstlük. Aile büyüklerim benim için büyük şans.

İş hayatından uzaklaşmak istediğinizde neler yaparsınız?

Resim yapmak benim büyük zevkim ve kafa dağıtma yöntemim. Materyalin ne olduğunun pek bir önemi yok. Tuval veya kağıt üzerinde fark etmez, çizmeyi ve renklerle oynamayı çok seviyorum. Müziği seviyorum, piyano çalıyorum. Spor yapmayı seviyorum. Sevdiğim insanlarla vakit geçirmeyi, sohbet etmeyi seviyorum.

Gaziantep’te bir gününüz nasıl geçiyor, Gaziantep’e uyum süreci nasıl geçti?

Gaziantep’te eğer ailem ile vakit geçirmiyorsam çoğunlukla zamanım serada ve ofisimde geçiyor. Şehirden biraz uzak olduğu için gün içerisinde başka bir yere gitmeye pek vaktim olmuyor.

Pandemide Gaziantep’e taşındığım için ilk sene şehir değil ev değiştirmiş gibi oldum J Şehre dair kültürel, özel yerleri bu sene tanıma fırsatım oldu. İşimi de taşımış olduğum için yoğun bir sene geçirdim. Bu sezon pandemi açısından da daha rahat bir sezon geçireceğimizi düşünüyorum. Böylelikle ben de şehri daha yakından tanıyabileceğimi umuyorum.

Doğduğunuz ve yaşadığınız iki şehir Hatay ve Gaziantep.. Her ikisi de UNESCO tarafından gastronomi alanında Yaratıcı Şehirler Ağı'na dahil olan iki il. Neler söylemek istersiniz?

Bu bir genç için hem çok büyük bir avantaj hem de çok büyük sorumluluk diye düşünüyorum. Bizi biz yapan ailelerimizin köklenip yaşadığı bu şehirlere manevi bir sorumluluğumuz var. Bu değerlerin parlatılması ve çoğaltılmasında bizlerin rolü önemli. Bu topraklarda doğduk ama farklı şehirlerde eğitimler aldık farklı ülkelerde yaşadık, gezdik, gördük, çeşitli deneyimlerde bulunduk ve bunları yapmaya da umarım devam edeceğiz. Bunları yaparken nerelerden yeşerdiğimizi unutmadan bölgemize değer katmak bence hepimizin birer sorumluluğu. Ben de kıymetli tarihi, köklü değerleri ve kültürleri olan bu değerli iki şehir için elimden geldiğince verimli ve etki yaratabilecek çalışmalar yapmayı çok isterim ve umarım etrafıma faydalı bir birey olabilirim.

Sizin mutfakla aranız nasıl? Hangi yemekleri sıklıkla yaparsınız?

İşim gereği yeni formüller geliştirmeyi, doğadan ilham almayı çok seviyorum. Okuyup araştırma yapmak çok büyük keyif veriyor. Gastronomi açısından Antakya ve Gaziantep standartları çok yüksek olan iki şehir. Bu yüzden mutfakla aram iyi demem çok iddialı ve pek doğru olmaz. Kendimce bir çaba içerisindeyim. En büyük çabam ise kendi geleneksel ev yemeklerimizin benim evimde de pişebiliyor olması. Evini yeni kuran biri olarak şu anki ilk hedefim bu yöndeJ

Ev iş dengesini nasıl sağlıyorsunuz?

Her ikisinde de ekibin önemine inanıyorum. Bence çalışma hayatını ekipler destekliyor. Burada ve evde iyi bir ekibim olmasa her ikisinde dengeyi sağlayamazdım. Güzel ekipler kurarak onlarla birlikte güzel şeyler başarıyorum.

Son olarak ileriye yönelik hedefleriniz neler?

Yeni seralar kurmak istiyoruz. Anadolu’da; Antakya’da, Gaziantep’te kalarak üretimimi burada yapmak, burada istihdam yaratmak istiyoruz. Buğday çim suyu denilince akla gelen ilk markanın Ancient Greens olmasını istiyoruz.

Güzel bir projemiz daha var, değişik endemik bitkiler yetiştirmek istiyoruz. Tarhun gibi örneğin yerelde bilinen, değerli, şifalı bitkiler bunlar. O şifalı bitkilerden bir seri yaratmak istiyoruz. İçinde tabii ki buğday çimi suyu da olacak. Alanı genişletmek istiyoruz.

Sosyal Medyada Paylaş
GÜLŞAH SERT